punk

  1. hakkında konuşulmadan önce birazcık kitap, dergi karıştırılması gereken müzik türü, kimilerine göre felsefe.

    sex pistols'ın kurulma hikayesi şöyledir ki; elemanların hiçbirisi enstruman çalmayı bilmemektedir. hatta ilk defa eline gitar almakta olan johhny rotten (kendisi sex pistol'ın en ünlü üyesidir), bas gitar için tarihe geçmiş şu sözü söylemiştir " bunun diğer iki teli nerde be?". grubu kurduklarında bu derece kör cahillerdir yani.davulcu birazcık deneyimlidir ama diğer elemanlar tam anlamıyla gitar çalmayı bimeyen aylaklardır. zamanla birkaçakor basmayı öğrenirler ve çok küçük çaplı konserler verirler. arkadaşlar filan derken konserler iyice uyuşturucu çekip kafayı bulma partilerine döner. aradan geçen zamanla ve aykırı isimlerinin de yardımıyla konserleri daha kalabalıklaşır. konser değil parti niyetine gelmektedir millet de. yani ortada müthiş müzisyenler, sanat aşkı, sanata saygı, mesaj vereyim de millet uyansın, akım yaratalım filan hak getire. neyse, çok derine inmeden punk'ın doğuşu nasıldı ona geçeyim, grubun sonunu ilerde anlatırım.

    punk'ın çıkış hikayesi sanayi devrimi sonuçlarına dayanır. sanayi devrimi sonrası ingilterede işsizlik had safhadadır. herkes işsizdir. halk yiyecek ekmek bulamazken sabahtan akşama kadar hayvanlar gibi çalıştırılan iş sahibi insanlar da hakkıyla maaş almamaktadır. sonuçolarak yetişen yeni nesil aylak takımı olmuştur. iş sahibi olamayan, okulunu bitiremeyen gençler sokaklarda volta atmaktadır. yapılabilecek şeylerin arasında içki ve uyuşturucu içip kafayı bulmak ve kimsenin birbiriyle alakası olmadığı kalabalık konserlerde dağıtmak vardır. böyle bir boşluk içerisinde yetişen nesilin içinde en ucuzundan bir gitar alıp şarkı yazmaya çalışan gençler şarkılarında ha bire fuck the system çerçevesinden dışarı çıkmayan şarkılar yazmaya başlamıştır. ve bu grupların içlerinde en uçuk sözleri yazan, en azdıran grup sex pistols olmuştur. çünkü o dönemde gitar çalmayı bilenlere punkçılar aptal gözüyle bakıyordu. bunun önemli olmadığını savunuyorlardı. biraz tarih karıştırırsanız hippilerin de aynı şeyi savunduğunu göreceksiniz.

    sex pistols'a geri dönersek, çok ünlü johnny rotten şu lafları söylemiştir : "anarchy in the u.k. lafını sadece kafiye için kullandık orada. başka bir anlamı yoktu. şarkının içine iyi gitti, hem millet de sever diye düşündük." yani punkların mottosu olmuş, "punk sisteme hayır der" lafının ortaya atılma sebebi olan şarkı aslında sallama bir şarkı. yine johnny rotten'ın ağzından şunlar çıkmıştır : "kafayı bulup düzüşmekten başka bir niyetimiz yoktu. durum çok kötüydü ve kendimizi ancak böyle korkunçşeyler yapmaktan uzak tutabiliyorduk"

    şimdi zannetmeyin ki bunları yazmaktan zevk alıyorum. aksine üzülüyorum; çünkü ben de bir zamanlar pek hevesli bir punkdım. ama okudukca herşeyin bir yalandan ibaret olduğunu anladım. ortaya atılan felsefe iddiaları yalandan ve saçmalıktan başka birşey değil. yine johnny rotten şunu söylemiş : "konserlerde anarşi diye bağıranların anarşiden filan haberi yoktu. aslında bizim de yoktu. sadece hepbir ağızdan bağırmak, sertleşmek, yakıp yıkmak ve sisteme karşı olan hıncımızı almak istiyorduk. konserler bu açıdan bizim mitinglerimiz gibiydi." sanırım "no future" "future is now" gibi lafların nereden geldiği kafanızda canlanmıştır.

    benim de eklemek istediğim bazı şeyler var. mesela nirvana lideri kurt cobain de punk dinleyerek yetişmiş ve müziğinde punk ritmlerini kullanmış hatta kendi deyimiyle "punk dinliyorum çünkü punkta hayır var!" demiştir. bu anlamda punk'ın güzelliğinden ve barındırdığı öğelerden yana bir kuşkum yada rahatsızlığım yok. ama bu bir akım yada felsefe değildi. hiçbir zaman da olmadı. konser sonraları yaşanan vandalizm olaylarının da anarşistlikle alakası yoktu. nedenini yukarıda yazdım işte, sadece kızgınlık o kadar. hem yaktıkları arabalar ve evler yine kendi komşularınındı. hiçbir zaman çok ciddiye alınmadılar çünkü zaten ciddi değillerdi. ayrıca herhangi bir liderin bu akımdan korktuğunu filan da okumadım, bilmiyorum. belki de doğrudur ama kendi kendine içgüdüsel olarak oluşan bazı toplu hareketlerin dışında asla belli bir organizasyonları, ne yaptığını ve ne istediğini bilen bir liderleri ve sistemleri olmadı. tamamen kaos içindelerdi. bu yüzden de önemli olamadılar.

    punk manifestoyu yazan kişi de zaten akademik açıdan bayağı kasmış biridir ve bu punk'ta pek rastlanan bir şey değildir, adam baştan aykırıdır. ama yine de punk anlayışına bir düzen getirmiştir. ama bunu çok fazla anlamlandırmaya ve hatta toplumsal bir devrime, hayatın monotonluğuna karşı çıkan akıllı ve özel bireylerin üyesi olduğu bir komüniteye çevirmiştir ki; kısaca abartmıştır...

    hele şimdi punk diye karşımıza çıkan müziğe, punk sıfatına ve takipçilerine bakıyorum da içim acıyor. adidas eşofman, nike ayakkabı, mutlaka bir piercing ve zincir... yani en pahalı markaların ürünleri ve gereksiz aksesuarlar. yahu sex pistols üyelerinin beş parası yoktu punk yaparken, bunlar nasıl adidas ve nike giyerek punktan bahsedebiliyor anlamıyorum. yok offspring, yok blink 182, yok fall out boy yok bilmem ne...

    son sözlerde de şunu söyleyeyim:
    müzik sadece müziktir. çalınır ve dinlenir. hem sanattır,hem eğlencedir. ama felsefe değildir. kişilerin yada bu kişilerin yazdığı şarkı sözlerinin felsefesi olabilir ama müziğin, notanın felsefesi olamaz. felsefe denen şey o kadar kolay yapılan bir şey değildir zaten. bir sistematiği, tutarlılığı, temel dayanakları, değişmeyen kanunları olan kocaman bir olgudur. aristo, sokrat, diyonisos vs. den başlayıp descartes, immanuel kant, karl marx, friedrich wilhelm nietzsche vs. gibi isimlerden herhangi birini okuduysanız görmüşsünüzdür zaten punk denen şeyin felsefe olmanın yanından bile geçemeyeceğini. punk'a dair inandığım tek şey var o da "punk ruhu" . yani bu müzik sayesinde milyoner olan adamın fildişi şatolara girmemesi, üzerinde milyarlık elbiselerle dolaşmaması, halktan uzaklaşmaması, marjinallik yapıcam diye maymun olmaması, saçma sapan şarkı sözleri yazmaması vs.

    bundan ötesiyse bence (ve johnny rotten'a göre) tamamen yalan...

    bu yazıya yapılan eleştiriler üzerine yapılması farz olan edit: god save the queen meselesinde korkulan şey punk akımı filan değildir. vandallık ihtimalinden şüphelenilmiştir. olay çıkmaması için vazgeçilmiştir törenden(yani konserden). punk akımından korkulmamıştır. eğer öyle olsaydı siyasi ve hukuki alanda önlemler alınırdı, sadece bir gecelik bir tören yüzünden yapılan bir uygulama için "punk akımı koca ingiltere liderini korkutmuş" demek, gerçekleri çarpıtmaktır. tekrar söylüyorum, korkulan şey bir akım değil, o an orada bulunacak kişilerin vandallık yapma ihtimalidir.

    ikinci olarak, anarşi bile kendi içerisinde bir düzen barındırır. anarşi, kaos demek değildir. karl marx "anarşi ancak ve ancak otorite olmadan düzen kurma yetisine sahip insanlar tarafından var edilebilir" demiştir. bu insanlar da ancak diyalektik sayesinde bu yetiye sahip olabilirler. yani türkçede anarşi ve kaos bazen aynı anlamlarda kullanılsa da bu doğru değildir. sentezle var olan otoritesiz, sınıfsız hayatın adıdır anarşi*. işte bu yüzden hiçbir düzeni olmamaktan öte hiçbir şeyi umursamayan punklar anarşist olamazlar. ancak kaotik olabilirler. ama punk bunu desteklemiyordu. punk -şarkıda da dediği gibi- anarşiyi savunuyordu. organize olamamanın, ciddi hareketler yapamamanın ve düzensizliğin meşrulaştırıcısı olarak " ne düzeninden bahsediyorsun, punk zaten düzene karşıydı" demek, bu bağlamda, abesle iştigaldir.
    (iknowthepiecesfit 02.08.2006 04:47 ~ 19.09.2007 18:57)
  2. ayrıca
    (bkz: the clash)
    (bkz: the slits)
    (bkz: exposed)
    (bkz: goldfinger)
    (bkz: sex pistols)
    (bkz: green day)
    ve alakalı olarak lütfen (bkz: hippi)
    (iknowthepiecesfit 02.08.2006 18:53 ~ 19.09.2007 18:56)
  3. 90lı yıllara baktığımızda şu sağlam punk gruplarını görüyoruz
    (bkz: nofx)
    (bkz: lagwagon)
    (bkz: rancid)
    (bkz: pennywise)
    (bkz: bad religion)
    (bkz: the ataris)

    tanınmış* olanları ise
    (bkz: blink 182)
    (bkz: the offspring)
    (bkz: sum 41)
    (bkz: greenday)
    (fungus amongus 13.04.2007 00:23)
  4. hemen hemen bütün altkültürlerde olduğu gibi, punk da ticarileşmeye kurban olmuştur. müzik geç etkilense dahi, moda pazarında ciddi hareketlenmelere neden olmuştur. gariban işçi sınıfı gençliğinin yarattığı ikonları (zincir, çengelli iğne, yırtık havacı pantalonu, plastik vb.), vivienne westwood adında çok tanınan bir modacı tasarımlarında kullandı. 1974'te kings road'da sex shop adında bir mağaza açtı. bu, ilk 'punk fashion' mağazasıydı. 1977 yazında, punk giysi ve süslemeleri, artık posta siparişleri ile alınabiliyordu. aynı yılın eylül ayında cosmopolitan'da zandra rhodes'un tamamen punk temasının çeşitlemelerinden oluşan en son çılgın koleksiyonundaki giysiler yayınlandı(taşlarla süslenmiş çengelli iğneler, plastik görüntüsü veren saten vb.). fotoğrafların altında yer alan makale, 'şok etmek şıklıktır' sloganıyla bitiyordu.

    uzun sözün kısası, foucault'un dediği gibi, 'tüm muhalefet odakları iktidara dahildir'. dün yerilen, bugün tüketim malı olmaya mahkumdur. anlam ve yön vermek üzere düşünülen herşeyi tüketim yutar.
    (ricochet 13.04.2007 21:23 ~ 14.04.2007 00:10)
  5. (bkz. mutsuz punk)
    (betusens 20.09.2008 01:48)
  6. punkçıların gitarları akordsuz olurdu. tabi ilk zamanlarında. zaten punk yapmak için müzik bilgisine gerek yoktur.
    punk, punkçıların öfke ve uyuşturucuyla iyi gitiğini sandıkları soğuk bir mezedir.
    "böyle bir punk konserinin ilk 30 dakikası muhteşemdir, ama 31. dakikası çekilmez." derler.
    (notdra 16.12.2009 14:33)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.