istiklal caddesi'nde senelerdir bulunan inci pastahanesi'nin tek ve rakiplerine * göre çok daha güzel yaptığı tatlıdır. fiyatı biraz tuzlu olmasına karşın o tarih kokan klasik mekanda boş yer bulup oturduktan sonra önünüze konulan tatlıyı bir an evvel bitirmemek için insan kendini tutması şart. tatlının yanında da mekanın profiterolü kadar meşhur olan limonatısını yudumlamak süper bir ikiliyle hayaller dünyasına gitmek gibi olacaktır.
istiklal de inci lokantasında yapılan bir şaheser. bir keresinde gittiğimde, bir bayanın bir porsiyon yedikten sonra beş kilo isteyip, beş kilonun fiyatının 120 ytl olduğunu öğrendikten sonra özür dileyip siparişini iptal ettirdiğine tanık oldum. istanbulu ziyarete gelen arkadaşlarımı mutlak götürdüğüm yerdir.
malzemelerin tencerede pişirilmesiyle elde edilen şu hamurunun küçük porsiyonlar halinde fırınlanarak pofuduk hale gelmesi, sonra onların bir çeşit muhallebiyle doldurulması, ardından bu yumurcakların bir tepe haline getirilip üzerine akışkan çikolata sosunun boca edilmesi sonucu insanın gözünü döndüren lezzete haiz tatlı çeşididir.
gece gece başlığı ortaya çıkararak yapılacak en güzel işkence....
içinde yer alan kreması,o küçük hamur parçasının içinde yüzdüğü çikolata sosu , bir bütün olarak muhteşemdir...
**
yapılışını öğrenmek -öğretene 40 yıl kul köle olmak- ve malzemelere sahip olmakla dünyanın en mutlu kişisi haline gelebileceğiniz tatlı şey.
birinci adım: tencerede margain eritilip üstüne su dökülür, karışım kaynayınca içine un falan atılır, böyle un helvasının açık rengi gibi bir hamurceğiz oluşur. bu hamur ocaktan alınır, soğuması beklenir.
ikinci adım: hamur soğuyunca içine bir iki tane yumurta kırılır, mikserle karıştırılır, daha cıvık ve dağılmayan bir hamur elde edilir.
üçüncü adım: hamurdan, tepeleme dolu bir çay kaşığı kadar parçalar alınır(pişince 3 katına çıkacak ona göre hesaplayın büyüklüğünü) tepsiye dililir, fırına atılır. üstleri pembeleşinceye kadar fırında tutulur, fırın kapatılır, fırının kapağı açılmaz hamur topakları sönmesin diye, biraz beklenir öyle açılır.
dördüncü adım. hamur topları fırından çıkarılıp soğumaya bırakılır, iç kreması hazırlanır, az yağlı bir muhallebi bu işi görecektir, hazırlanıp o da soğutulur.
beşinci adım: soğuyan hamurcukların kenarlarından birer delik/kesik açılır ve içleri kremayla doldurulur.
altıncı adım: çikolata sosu hazırlanır, topların üstüne dökülür* VE YENİR!!
tukaşın, dr oetker'in falan hazır paketleri vardır, normalinden daha pratik sayılabilse de temelde yapılış aynıdır.
adaletsiz bir dünyada barındığımızın en çikolatalı kanıtıdır.
onca işkenceyle yap sen onu, uğraş dur yok hamuru aman efenim ne kadar kızardı tavuğa mı döndü yok daha olmamış fırın mı ısıtmıyor yok neresini deliyim yok ordan akar burdan mı süreyim yok sosu yeter mi biraz daha mı eklesem yok soğudu mu hayır daha ılık yok kıl tüy yumak...
onca dökülen ter, el emeği göz nuru... kanaviçe gibi işlenmiş bir eser vardır karşınızda.. dokunmaya kıyamaz yanına yatmaya korkarsınız olur da sosu dökülür diye...
ama nolur? ortalama 7.49 saniye içinde sos da dahil alın terinizden bir iz bile kalmaz..
his ise. tanımlanamaz...
kafanızın tası yerle bir olduğunda taksime gidip incide tepeleme yemenizi önerir, acımı kalbime gömer giderim.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.