minimal vampircik roman

  >>

  1. adam yorgundu.
    (gilgalad 16.03.2011 11:03 ~ 16.03.2011 19:30)
  2. ağır ağır pencereden dışarıyı izliyordu.
    (gilgalad 16.03.2011 11:34)
  3. sigarasından derin bir nefes çekti. odanın içi camel dumanıyla dolmuştu bile.
    (narkissos 16.03.2011 11:47)
  4. eski camel geldi aklına. çokça kez başka marka sigaralara geçmeyi düşündü ama camel artık onun için bir simge olmuştu. pencereden bakarken zipposu ile oynuyordu. aklında dün yaşadıkları vardı.
    (mcleod 16.03.2011 15:00 ~ 16.03.2011 15:03)
  5. derken onu gördü.
    (gilgalad 16.03.2011 16:25)
  6. belki de görmek isteyeceği son insan
    (heyula 16.03.2011 16:33)
  7. rafta duran gözlüklerine davrandı.
    (deli kadir uleyn 16.03.2011 16:45)
  8. gözlüklerini taktıktan sonra dikkatlice bir daha baktı. evet bu gelen oydu. emin adımlarla kendisine doğru ilerliyordu.
    (narkissos 16.03.2011 17:01)
  9. artık görmezden gelmek için çok geçti. aceleci tavrı, gözlüğünü takıp görüntüyü netleştirince yüzüne yayılan heyecan ve şaşkınlık; görmek istemediğini sansa da aslında onu bekliyor olduğunu eleveriyordu.
    (kediencee 16.03.2011 17:37)
  10. çaresizliği tüm vücudunda hissetti.belki de artık yüzleşmenin vakti gelmişti
    (heyula 16.03.2011 17:53)
  11. Deriiin bir nefes aldı, verdi. Sonra bir daha deriiin bir nefes aldı. Tekrar verdi.
    (benlicenan 16.03.2011 19:42)
  12. adam yavaş yavaş gelip onun karşısında durdu. hafiften gülümsüyor gibiydi.
    (wrathbringer 16.03.2011 19:49)
  13. "merhaba." dedi adam.
    bu kadar heyecan veren bir an için fazla kolay ve sıradan bir başlangıç gibi görünse de, karşılık vermek için belli etmemeye çalışarak boğazını temizledi ve sesinin nasıl çıkacağından endişelenerek adeta sesi boğazında tökezlercesine konuştu:
    "me-merhaba... ne hoş süpriz."
    (notdra 16.03.2011 22:51)
  14. "Dün olanlardan sonra beni beklemiyordun, değil mi?" dedi yeni gelen adam. Gençten biriydi, en fazla otuz yaşındaydı. Sarı, alnından tepesine doğru seyrekleşmeye başlamış saçları vardı. Göz kenarları hafifçe kırışmıştı. Ama yüzündeki muzip ifade onu olduğundan da genç gösteriyordu.

    Diğer adamınsa elleri titremeye başlamıştı. Bir an ne yapacağını bilemez gibi sağa sola kaçamak bir bakış attı; sonra zaman kazanmak istercesine sigarasını önündeki kültablasına bastırdı. En sonunda başını kaldırdı, sarışın genç adamın gözlerinin tam içine baktı, beklenti dolu bir sesle:

    "Buraya geldiğine göre... benden nefret etmiyorsun demektir..." dedi.
    (itaatsiz 16.03.2011 23:04)
  15. Sarışının gülümsemesi daha da yayıldı.

    "Çok isterdin değil mi? Yaptığın şey yüzünden senden tam dört yüzyıl boyunca nefret ettim. Ama artık değil. Artık sen benden nefret edeceksin."

    Adamın bütün vücudu titremeye başladı. Sarışına ne yaptığını biliyordu. Kendisine ne olacağını da.
    (wrathbringer 16.03.2011 23:44)
  16. sigaradan sararmış işaret parmağını dudağına götürerek ' suusssss' diye fısıldadı. aynadaki yansımasına...
    (kral cunyir 16.03.2011 23:50 ~ 16.03.2011 23:52)
  17. kendinden emin, ağır hareketlerle ceketinin iç cebine uzandı. yorgunluğundan uzun süredir saklanmış olduğu anlaşılan bir zarf çıkarttı. sararmıştı, üzerinde mürekkebi dağılmış olsa da okunabilen bir isim gördü. zehra
    (baptista 17.03.2011 16:34)
  18. vakti gelmişti sanırım. ertelemenin bir anlamı kalmıyordu gitgide. belki kaderdi belki de tesadüfler silsilesi. yo yo vakit gelmişti. emindi.
    (i m ren 17.03.2011 17:11)
  19. Zarfı karşısındaki genç adama titreyen ellerle uzattı. "Al... Her şey bunun içinde yazılı..."

    Genç adam elini uzattı, zarfı aldı. Bu sırada yaşlı adamın gözleri aynadaki yansımasına takıldı. Yansıma, gözlerinde zalim bir bakışla pis pis sırıtıyordu.
    (itaatsiz 17.03.2011 21:10)
  20. kimin gerçek olana baktığı meçhulken, gerçeği ifşa etmek ne kadar da zordu. geçmişi hatırlamak asırlar öncesine gitmek gibiydi. zaman varlığı en karmaşık bir mefhum oluvermişti adamın yorgun zihninde. bir gün önce yok etmek istediği şimdi buz gibi karşısındaydı; hem de kendisinden, kalemine damarlarından kan çekip de yazmışcasına acı veren bir gerçeği açıklamasını isteyerek.
    (notdra 17.03.2011 21:23)
  21. adam asırlar önce kanına girmiş bir mikrobun tezahürünü izliyordu aynada. kendisini tarifsiz karanlıklara mahkum eden ve artık kendisine ağır gelen; fakat kurtulamadığı bir mikrop...
    (notdra 06.04.2011 20:33)
  22. oysa herşey ne güzel başlamıştı.
    (hastek 06.04.2011 23:21)
  23. sarışın adam artık yılların etkisi ile sararmış mektubu yavaşça aldı. yüzünde en ufak bir duygu belirtisi yoktu. nice sonra gülümseme ile tiksinme arası bir yüz ile gözlerine baktı. yaşlı adam yılların yorgunluğu ile artık bu çilenin biteceği için mutluydu aslında. onca yıl kaçmıştı gerçeklerden ama işte o gün gelmişti artık. sarışın mektubu ceketinin cebine koydu usulca. yaşlı adama dönüp "sanırım vaktimiz doldu" dedi.
    (mcleod 06.04.2011 23:35 ~ 06.04.2011 23:45)
  24. "Vakit... içinde sürüklenip gittiğimiz o azgın nehir... Evet, artık küreklere asılmanın vakti geldi; artık vakti geldi!"
    Yaşlı adam kederle yere baktı. Sanki bir uçurumdan aşağı bakar gibiydi.
    Mırıldanırcasına, "Ölüm, ne kadar da sıcak ve hasretle beklenen bir dost şimdi!" dedi.
    (notdra 23.09.2011 00:09)
  25. En çok bu 'dost'u özlediğini farketti.

    Neden sonra, dostlar arasından bir dostu diğerlerinden bu kadar çok özlemenin diğerlerine haksızlık olup olmayacağı aklına geldi. "Kim bilir?" dedi içinden, "Belki öyledir." Acaba öğrenince üzülür müydü diğer dostlar? Onlar da ilerde "Kendimden biliyorum." diyeceklerdi ya, bununla teselli oldu...

    Sonra aniden kaldırdı başını, kendi gibi ihtiyarlamış gözlerini ufka dikti ve o -şanslı mı şanssız mı olduğunu kestiremediği- genç adama baktığını düşündü. Mektubu okuyunca ne düşünecekti, "Allah razı olsun." mu diyecekti yoksa, "Hadi be ordan, bunak!" mı? Mektup demekte de hatalıydı belki, hepi topu tek cümle yazmıştı. Cümle ama ne cümle; sadece 14 harflik; 80 küsur sene, artı 14 harf!

    Basit bir şeyi çok mu önemsemişti yoksa; yok canım, o kadar da değil, basit şey yoktu hayatında. Her şey kıymetliydi. Saçmalamazdı hiç; dik yatağından akan nehir hızında geçen ama yine de hızını idrak edemediği uzun yıllar ona çok iyi öğretmişti hayatı, tecrübeliydi. Bu 14 harfin çok şeyin özeti olduğuna inanır ve onu sırrı olarak kabul ederdi. Sadece layık bulduklarına sırrını açardı. Bu genç de layık mıydı ki? "İnşaallah" dedi, yine içinden...

    Başını yavaşça indirdi, göğsünün sıcaklığını çenesinde hissetti. Giderayak yanmış bir gönülle taaa derinden dua etmeliydi son olarak: "Rabbim" dedi, "Seni çok sevdim ve rızanı kazanmaya çalıştım. Büyük buluşma yaklaştı, artık riya ile alakam kalmadı. Tek sermayem imanımdır, sen imanımı kabul eyle."

    Sonra ihtiyar bir mektupla genç adamın omuzlarına yüklediği sırlı 14 harf döküldü dilinden: "Ve insan aldandı... Ben de aldandım, maalesef."

    Etraftan duyan olmuş muydu acaba?

    (alelade 23.09.2011 15:09 ~ 23.09.2011 15:10)

>>



Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.