yapımına 1992 yılında başlanan ve taksim - levent arasında hizmet veren metro, 16 eylül 2000 tarihinde hizmete girmiştir. istanbul ve istanbullu`ya yakışacak şekilde bir konfora sahip olan metronun gayrettepe ve levent istasyonlarında alışveriş merkezleri bulunmaktadır.
ayrıca,taksim istasyonunda yolcuların uzun tünelleri yorulmadan katedebileceği yürüyen bantlar bulunmaktadır. istanbul metrosu hem inşaat tekniği olarak hem de güzergah alanı olarak deprem esnasında en güvenilir mekanlardan birisidir. 9 şiddetindeki bir depreme dayanıklı olarak inşa edilen metro,aynı zamanda istanbul`un en sağlam zeminli bölgesine kurulmuştur.
bir aralar teomanla çalışıp albüm çıkaran, pek sevimli bir bayan vokale sahip olan isanbullu rock grubu.. çok güzel şarkıları vardı ** fakat yok olup piyasanın karanlıklarında kaybolmaya karşı gelemediler.
teoman prodüktörlüğünde avucumda gökyüzü albümünü çıkarmış grup. albümdeki bir çok şarkıda teoman da onlarla beraber söylemiştir. şu an neredeler bilinmiyor tabi. ama dinlenmesi tavsiye edilir.
üzeri çikolata kaplı, içinde büskivi ve uzadıkça uzayan karamel sosu bulunan, güzel bir çikolata. siyah bir kabı vardır. üstünde kırmızı şeritlerle belirlenmiş altın sarısı renkte metro yazar. * ülker firmasının ürünüdür.
dünyanın en büyük toptan ve parekende malzeme satan alışveriş merkezlerinden birisidir. türkiyede birçok büyük şehirde şubesi bulunmakta. ama çok garip bir uygulamaları var. esnaf değilseniz yani vergi levhasını gösterip adınıza düzenlenecek kartı okutmadan alışveriş yapamıyorsunuz.
toplu taşımada çığır açmıştır.günde milyonlarca insan taşır.hepsi iyi güzel hoş...ama şu klimaları bi güçlendirin lan.içerisi kekikli patates cipsi gibi kokuyor.hadi bakalım duyun sesimi.
hep sabahın köründe kullandığım fakat artık işsiz güçsüz takımından bir insan olduğum için günün diğer saatlerinde de gözlemleme fırsatı bulduğum toplu taşıma aracı. efendim sabahın kör karanlığında genelde mutsuz, okula ve sevmedikleri işlerine yetişmeye çalışan asık suratlı insanlar tıklım tıklım yolculuk ederlerken meğer metronun keyfi saat 10 sularında çıkıyormuş. bu saatlerde genelde ellerindeki lüks telefonları, deri el çantaları, ajandalarına takılı özel yapım metal kaplamalı kalemleri ile üst düzey kişiler, metro da hayli boş ve rahat olduğu için kasıla kasıla yol alıyorlar.
telefon konuşmaları sabahki aşağı tabaka(!) insanlar gibi "yaaa yine geç kaldım bu sefer de yoklamaya imza atamazsam kalcam kesin" veya "niii dimek hatcenin nöbetini bana yazmak yaa dayanacak gücüm kalmadı artık" veya "çocuğu bırakcak kimsem yok x bey inanın ki cumartesi kalmam mümkün değil kaynım zaten ağız burun kıvırıyo çocuğu bırakınca" değil. aksine daha elit tavırlarla "ahahah çok esprilisin bugün de, ama fenol halkası böyledir işte, evet canım. " "törende açılış konuşmasını benim yapmamı istediler hani heyecanlanmıyor da değilim şekerim" "davayı alırken on bin'e anlaşmıştık şimdi bu olanlara bak inanılır gibi değil" tarzı konuşmalar geçiyor.
anlayacağınız metroya üç saat geç binice bir sınıf atlamışlık hissi alabiliyorsunuz.
her binişimde metrobüs v.s. ile geçişlerinde katedilen uzunca yoldan ötürü 'otobüse binseydim daha iyiydi'diye pişmanlık duyduğum,esasen ulaşımı diğer araçlara göre çok daha pratik ve modern hale getiren,yeni yapılmış olanlarındaki sıvanmamış duvar görüntüleriyle kısa süreli korku filmi havası yaratan ulaşım aracı
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.