bilimlerin anası olarak kategorize etmeye çalışırsak, bu sınıfa girecek bilimlerin en başında gelenlerindendir. zevkli ve bazen bir o kadarda sıkıcıdır ancak matematik, matematik sevenler için hiçbir zaman, hiçbir koşul altında vazgeçilemeyecek bir uğraşıdır.
bir çok öğrencinin korkulu rüyasıdır.. sayısal konularda yeteneksiz olan beyinler bu dersi ya kıl payı geçerler ya da geçemezler.. çok fazla çalışmakla çok büyük ilgisi yoktur.. bir insan ne kadar çok çalışırsa çalışırsın, sayısal zekaya sahip değilse bu derste çok başarılı olamaz..
çoğu öğrenci nefret etse de matematik öğrenim hayatı boyunca en önemli derstir.. çünkü beynin gelişmesi, sistematik düşünme, kavrayabilme gücü gibi bir çok yeti kazandırır insana..** çoğu zaman ''bu benim ne işime yarayacak?'' dediğimiz formüller aslında bir işe yaramaktadır yani.. her ne kadar matematikten nefret etsem de burda küçüklerime örnek olmak adına böyle yazıyorum.. *
öss'de matematik yüzünden istediği yere girememiş, üniversitede ise birinci sınıf matematiğini hala verememiş biri olarak, matematiğin gelişmesine katkısı olmuş tüm bilim insanlarına selam eder, topraklarının bol olmasını dilerim.. *
adı anıldığında 1997'de aramızdan sessiz sedasız ayrılmış bilim adamı cahit arf'ı ve kendi adıyla anılan teoremini atlamamak gereken; somut bakış açısı geliştirmeye ve haliyle hayatı anlamaya en çok yaklaştıran bilimdir.
bilim tanimina en cok uyan bilimdir. tam bir ask ve tutkudur. bunu anlamak icin matematikci olmak gerekmez. bunun icin matematik asigi olmak lazimdir. onu ogrenmek de ogretmek de bambaska bir duygudur. her ne kadar soylenen herseyin bir ispati bir dayanagi varsa da , butun ispatlarin zeminleri saglamsa da bunu yapan insanlarin da akil sagliklarinin bir o kadar saglam oldugunu dusunmeyiniz * . onu bir cok insan rakamlarla ve sayi sistemi ile sinirli sansa da neredeyse bir ve iki disinda rakamin kullanilmadigi matematik dallari mevcuttur (bkz: analiz dersleri) . matematikle ugrasmanin guzelligini en iyi aciklayan olmasa da cok guzel aciklayanlardan birisi alman matematikci georg cantor'dur. "* matematigin ozu onun ozgurlugundedir.*" der. adini hatirlayamadigim baska bir matematikcinin ise baska bir gorusu var:"biz hepimiz ayni sebepten dolayi matematikciyiz, tembeliz..." der. matematik aski ve tutkusu insana bazen gercek ask ve tutkuda oldugu gibi insanlarin * yapmayacagi seyler yaptirabilir *. bir matematik asigina gore matematik yapilan her cilginca ve irrasyonel seye deger... dogustan gelen bir yetenek oldugu sanilir ama degildir. sonradan ve vurulup asik olmak suretiyle kazanilan bir yetenektir. ** buyulu bir dunyadir. ama insanlar girmeye korkarlar. hepinize girmenizi tavsiye etsem cok olur muyum?
üniversitede matematikle ilgili izlediğimiz bir belgeselde, bize ünlü olmak için hocanın, sanatçı, şarkıcı değil matematikçi olun diyerek, kısa yoldan * ve uzun soluklu ünlü olma yolunu da gösterdiği bilim dalı. neden pisagoru yada thales'i herkes biliyormuş da, o günkü ünlü olan bir şarkıcıyı filan kimse şuan tanımıyormuş. matematik sen nelere kadirsİn. matematİĞİn gÜcÜ, genelde İlahİ bİr gÜÇ olarak algilanir. örneğin, pisagorun bulduğu bir irrasyonel sayı vesilesiyle yüzyıllar süren bir tarikat kurulmuştur ve matematİkle İlgİlİ en bÜyÜk soru doĞa da matematİk varmıydı, yoksa insanoğlu matematiği kendimi yarattı bence basit bir soru ne de olsa evrenin heryerinde matematik mevcut. belli oranlar var, simetri var, gezegenlerin durumu, piyasalar ve birçok şey için matematiğe ihtiyaç var. eğitim sistemimiz yüzünden sıkıcı gibi gözüküyor ama öğrenilince çok büyüleyici. ama ünlü yaptığına dair bir kanaatim yok.
meşhur olma yolunda atılan adım. hele ki matematikte kimsenin bilmediği bir şey bulunursa sonsuza kadar adının anılmasına zemin hazırlamış olunur. mantıklı düşünebilme yeteneğidir ayrıca. bir çok öğrenci için bir kabus olsa da aslında çok zevklidir.
ilkokuldan universiteye kadar pek cok ogrencinin kabusudur bu. matematik ve onunla ilgili branslarda basarili olabilmek icin ozel bir ilgi sart. belki bu pek cok alan icin gecerli ama eger zorluklarla basedebilme ve cozum uretebilme meziyetleri yok ise o zaman matematik tam bir karabasana donusur insan bunyesinde. uzerine gitmek ve sikilmamaya alismak lazimdir...
nedense zekanın doğrudan ölçüm kriteri olarak alınan rakam cumhuriyeti. eğer küçük yaşta matematik işlemlerini kafadan yapıyorsanız süper zeka damgasını yapıştırıverirler fakat size agucuk bugucuk yapan teyzeye aynı yaşta hayatın anlamını falan saysanız "hehe pek de akıllı çocuk yahu"dan ötesine geçemezsiniz.
türkiye eğitim sistemi içinde ne olduğunu şaşırmış olan soyut bilimdir.
çocukların matematik öğrenmesinde ki amaç 12 yaşında logaritmik hesaplar yapmaları, 17 yaşında boşu boşuna türev incelemeleri yada türev hesaplamasını ezberletmek değildir. soyut düşünme, analiz yapma, problemlere çözümler bulma yeteneklerinin kazandırılmasıdır. matematik bu yüzden öğretilir. amacından saparsa saçma sapan bi şey olur insanlarda " ulan ben neden matematik öğreniyorum ki! hayır logaritma hesaplarından bana ne!" isyanları yaratır, yerini bulamaz, insanların gözünde saçma sapan bi şey olmaktan ileri gidemez..
sonra sizde oturup çocuklara neden matematik bilmeleri gerektiğini, hayatın matematiksiz olamayacağı gerçeğini anlatmaya çalışırsınız.. ama sadece çalışırsınız, böyle bi sistemde hiç bi çocuk bu çıkarımı mantıklı, makul bulmaz tabiki..
ilk okulda hep matematik okumak isterdim, orta okula geçtim, hiçbişey değişmedi, lise de yine böyle. sırf para için elektrik elektronik okumak isteyenlere bi anlam vermedim hiç, ya da puanının yettiği en yüksek yere girmeye çalışanlara... matematik okuyacaktım ben, ve evet, kazandım da.. matematik benim için büyülü bir dünya, sayılarla uğraşmak gerçekten dinlendiriyo beni.. büyüyünce cahit arf olucam derdim orta okulda, evet hala diyorum, ben büyüyünce cahit arf olucam; hem türkiyenin adı duyulucak matematik alanında hem de görücek insanlar bir kızdan da matematik çi olabileceğini... ***)
her girenin nefret ederek okuduğu bölümdür.bu nefret edenler gariptir ki çıkışı sanatta ve ya sosyal bilimlerde bulurlar ve 1 ya da 2. senelerinde "çok geç değil abi güzel sanatlar/psikoloji vs denemeliyim" diyip öss'ye tekrar girerler.ama zaten matematik okuma kararı vermiş oldukları onların yeterince şanssız olduğunu gösterdiğinden olsa gerek bu denemeye girdiklerinde ya burslarını kaybederler (veya başka finansal sıkıntılar),ya aile baskısı artar ve kös kös okumaya devam ederler.
sonuç:yalnız,mutsuz ve alkolik bir gençlik.
işte böyle bir bilimdir. vücuda zararları vardır.
meraklısına: pi filmi önerilir.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.