keramet

  1. manevî gücü olan insanların, gerektiği zamanlarda olağanüstü şeyler yapmasıdır. mucizeyi peygamberler, kerameti evliyalar gösterir. yalnız, kendiliklerinden değil, allah ile manevi alışverişten sonra keramet gösterirler. misal; somuncu baba denen şeyh hamîd-i velî hazretlerinin bursa'da bir caminin üç kapısında birden görünüp elini öpmek isteyenlerle görüşmesi, abdal musa'nın ileride kaygusuz abdal olarak anılacak olan gaybî'ye bir geyik şeklinde görünmesi...
    daha pek çok misal verilebilirse de asıl söz şudur: asıl keramet, velî'nin kendisidir: onun var gibi görünen yokluğu yahut yok gibi görünen varlığı...
    bir kadın muayyen günlerini nasıl saklarsa, evliyâ da kerametini öyle saklar. çünkü allah'ın âdetine aykırı bir iş yapmak istemez...
    (hashacip 22.09.2006 01:29)
  2. tasavvufun ozunde keramet yoktur amma velakin seyh ucmaz muridleri ucurur.
    (benbudejavuyudahaoncegordum 22.09.2006 04:58)
  3. dinler, ibrahimi dinler olsun olmasın, bir postüladır.

    insan, düşünmeye başladığından bu yana anlayamadığı, ad koyamadığı, şüphelendiği, bilemediği, tanımlayamadığı her şeye ya bir kutsallık ya da bir korku ifadesi yaklaşmış ve her ne ise onu, bir şekilde genelden ayrı tutmuştur.

    keramet de, insanın bilimsel olarak açıklayamadığı herşey demektir aslında. bu kimi zaman uçan şeyhler*, kimi zaman insanın cebindekini bilen hocalar*, kaftanı ile denizler aşan evliyalar* olmuştur.

    tüm bunların kerameti, kendinden menkuldur. yani, orda bir köy vardır uzakta ve o köyde olur ne olursa. ne gören burdadır, ne tanık olan birinci şahıs yanınızdadır. keramet ise bol keseden atılmaktadır.

    bilmem kim hazretleri tarafından yapılan bu kerametler kutsal kitaplara da sokulmuştur*. adamcağızın biri suyu şaraba dönüştürmüş* ya da ondan önceki bir zat elindeki asasını yılan haline getirmiştir* sonra da öbür asaları yani yılanlaşmış asaları, kendi asasına yedirtmiştir*.

    kutsal kitaplara sokulan bu kerametlerden daha da ilginçleri, halk arasında efsane olarak dolaşmaktadır. filanca şeyh acaip iyi uçar*, falanca şeyh öyle bir üfler ki ne hastalığınız kalır ne de derdiniz tasanız*.

    bu tür kerametler sık sık tv programlarına da çıkmaktadır. tesbihini yürüten allah'ın sevgili kulu bilmem ne efendi* ya da gönüller sultanı * bilmem ne hacıhoca suya okurmuş ve keramet bu ya, bu suyu içen acaip birşey olurmuş.

    işte böyle bol safsata, bol yalan dolan, bol cehalet ile biz insanlar, insan olan bazılarını uçurur dururuz.* işimiz gücümüz yok onları, gösterdiklerine inandığımız kerametleri yüzünden bir de " allah'ın sevgili kulu " ilan eder ve adamların cennet biletlerini keser, yanlarına veririz.

    din bir postüladır. inanmak, neye ya da kime inanmak / inanmamak kişinin kendi özgür iradesidir. ama bir dine inanıyorsanız, " ben bu dinin şu kısmını beğenmedim, değiştirelim" deme lüksünüz yoktur. işte hangi kısmın dinin içinde, hangi kısmının dinin dışında olduğunu anlamanın tek yolu akıldır, bilimdir, din sahibinin kitabıdır.

    din sahibinin emirleri dışında keramet yoktur, olamaz, olmamıştır. uçan şeyhler ise bizler tarafından biletli ya da biletsiz uçurulmuş şeyhlerdir, hacıhoca'lardır, bilmem ne gönül dostlarıdır.

    insanın, tanrısına kavuşması için keramet gerekmez.

    bir adamın keramet için söyledikleri hep kulaklarımdadır. o'na sorduklarında öbürleri şunu yaptı, bunu yaptı; peki sen ne yaptın diye; o yüce insan şöyle bir bakmış ve demiş ki : " benim kerametim işbu kur'an dır. bundan büyük keramet mi olur ?" *

    bence, hayatta en hakiki mürşit; ilimdir, fendir.

    ve hep derim; keramet nardadır, sacda değildir.

    tanrıya ancak bilimle ulaşabileceğimize inanıyorum.
    (kont dracula 22.09.2006 04:59)
  4. tabiatüstü haller ve fevkalâdelikler göstermek mânâsına gelir ve ancak evliya olarak tavsif ettiğimiz şahıslar tarafından icrâ edildiyse bu ismi alır. zirâ peygamberlerin bu hallerine mucize denir. sâir yogist ve benzerlerinin halleri ise kerâmete dâhil değildir.
    aslına bakarsanız meselenin özünü kendisi de kerâmet ve keşif ehli olan ulu bir şahıs söylemiştir: "insanların uçmasına ehemmiyet vermeyiniz. zirâ kargada uçar. o şahsın amellerini şeriat * terâzisine koyunuz. eger ağır çekiyorsa o vakit ehemmiyetlidir." *
    (uydurellezine velbeceruhu 22.09.2006 07:54)
  5. keramet olağan dışı işlerin meydana gelmesidir ki evliyalar gibi (allah'ın müsade etmesiyle) insanlar tarafından yapılırsa bu adı alır. asla amaç değildir. sadece allah'ın bir lütfuıdur. hatta bu keramet gösterme işi tehlikeli olup işin burasında kerameti kendinden sanıp allah'ı unutanlar, bulunduğu makamdan paldır küldür geri aşağı yuvarlanırlar. bu nedenle kimse gösteriş için keramet göstermez. dolayısıyla keramet ehli ve keramet hakkında ileri geri konuşanlar oturup bir daha düşünmelidir.
    (katsu 22.09.2006 20:28)
  6. kerameti kendinden menkuller de vardır. hatta kendi kerametlerine kendilerini fena halde kaptırırlar...
    (diyojenist 02.09.2010 15:39 ~ 02.09.2010 15:39)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.