Ben seni ısırırım! Yılda bir kere görüşmeyi gelenek halinde getirdik kendisiyle, ama başlatmasınlar öyle geleneğe. En kısa zamanda yeniden dedikodu kazanına dalalım. Okiş?
bütün teknolojik lanetlerimde yanımda bulunduğun, enerjimi alıp tüm vampirleri kurtardığın için teşekkürler * Şaka bir yana çok iyi bir arkadaş daha edindim, mutluyum. Yardımların için teşekkürler *
kral cunyir a çok pis laflar hazırlamış. (evet o kara deftere yazılanların hepsini okudum :P)
bi ara vampircikte hepsini tek tek sıralayacakmış. şimdi merakla o büyük anın gelmesini bekliyoruz.
eskiden kek, muffin bişiler yapardı. bu sefer o da yoktu. hoş sen de haklısın, organizatörler bi şey yapmamışta sana mı düşer; imam yellenirse cemaat n'apsın di mi?
5. yaş zirvesinde ona mutlaka sormam gereken bir soru vardı, unuttum o hay huy içinde: ya, koç burcu bir anne olarak, seni nüfusuma geçirsem, gelir misin?
ama bak iyi düşün... reklamları izliyor olabilirsin. esas film için benim padawan ile bir istişarede bulun istersen...
merlin yazmış ben de yazayım: muffin'siz zirve zirve değildir! çok lezzetliydiler yaaa, iki yıldır aklımda!..
zirvenin gizli organizatörlerinden, yamacımda ilaç gibi beliren kadim dost.
4 yıla yaklaştı aramızdaki bağın yaşı, yani ben neredeyse 4 yıldır vik vik ediyorum başında. oy oy.
hani bazen insanı özlemek gerekir derler, 'bi süre görüşmeyin, birbirinizi özleyin' kupleleri dolanır ya etrafta. ya da 'ne konuşuyosunuz aga her gün?' sorusu sorulur.
işte bizim bu soruya verecek mantıklı bir cevabımız bulunmamakta. çünkü ben bu güzel gözlü kedi ile, muhabbetin belini kırdığım her yerde mutluyum, rahatım. zaman geçtikçe sohbetin rengi akmaz, koyulaşır. saatler geçmese, karanlık basmasa kimi zaman evimizden kimi zaman yerimizden oynayacağımız da olmaz hani.
saçmalarım kimi zaman, ya da konudan konuya sekerim alakasız, sadece bakarım bazen de, bazen dalar giderim.
ne yaparsam yapayım, rahatım ben yanında, koruma kalkanım yok, üstümü başımı düzeltmişliğim yok, saçım dağınıktır, kalemim akmış olabilir. istanbulun en ucunda olsam bile, yanımdaysa evimde gibiyimdir ben. öyle yani.
bir de aynı anda aynı şeyi düşünme özelliğimizle değme telepatiklere taş çıkarırız, ayrı konu.
zirve başladığında da bittiğinde de öyleydi işte, 'yanına gelim mi aga?' sorumun akabinde telaşımı, yorgunluğumu unutuverdim ben. en az benim kadar yoruldu, emek verdi diyara. diyorum ya, hiç konuşmasa, öylece dursa yanımda, ben yine sakinleşiyorum.
muffini pek beğenildi benim gelemediğim zirvede, lakin yemeğe kıyamadığım bir de pizzası vardır ki, malzemesi ayrı, hamuru ayrı bir tattır damakta yer eden. söylemeden duramadım. hatta patates salatasına hiç değinmedim. ***
düşündüm bir an, ya gelmeseydi diye. bir yanım eksik kalırdı, paniklerdim ben.
İyi bir insan olduğu söylenebilmekle beraber komik bir insan olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Bazen insanın sabrını çok zorlasa da nerede duracağını hatırlatmaya gerek kalmaz. Hayvanlardan atları yemeklerden de karnıbahar yemeğini pek sever. Aslen bingöllü olmakla birlikte kendisini nedendir bilinmez uşaklı sanmaktadır.
yitip giden zirvelerimiz için yas tutalım zirvesi'nde buluştuk bugün. 2 değil 32 lafın tekmili birden belini kırdık. zirvelerin sessiz kedi yavrusu meğer içinde bir kaplan beslermiş, amanın my god! kaç saat muhabbet ettik biz? 6 saati vardır rahat. ve ayrılırken bile aklımdan "ya son bir çay içsek mi?" demek geçiyordu, b.kunu çıkarmiim dedim.
zamanında gilgalad ve tulkas dediydi: öyle çok katılımlı zirve peşinde koşmayın ey vampirler... siz çağırın, gelen gelsin, valla her şey çok daha güzel oluyor.
ha bu arada... badwonder'cığım. kulakların çınladı mı, çok andık seni zirvenin ilk saatlerinde * bil bakalım neden?..
öhüm böhüm sevgili kediencee ben de konuşamamış olmaktan baya bir rahatsız oldum. ama bu duruma inat sanırım piknik de yaparız ki zirvesini organize edecek gibiyim. haydi bakalım. yaka kartlarını unutmaya da niyetim yok bu sefer * ayrıca sen de güzelleşiyorsun ve bence o beyazları dert etme. ciddi anlamda sana yakıştırdım onları ben. güzel durmuş **
piknik zirvesine giderken yolda attığı mesajla bizi gülme krizine sokmuş minik kedim.
ben yoldayken 'aga ben geç kalıcam' diyip kendisini bekletmeme değinmeden diyorum ki, muffinlerin muhteşemdi yavrum. mercimek köften de öyleydi lakin o kadar muffine dalıvermişim ki eve gelince yalnızca bir mercimek köfteni yediğimi pis ve kımıl kımıl bir pişmanlık ile fark ediverdim. yine yaparsın dimi la?
yemeği geçtim. bir bardak çayla o zirve yine yürür giderdi diyorum. yanımda olmanın bende yarattığı o huzurlu rahatlığı tanımlayamıyorum.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
