amerika yapımı en mükemmel medikal içerikli dizidir. söyle ki konuları her ne kadar araya serpilen insan ilişkileri manzumelerinde az çok serpilmiş olsa da işlenen tıbbi olgular çeşitlilik ve farklılık açısından mükemmel niteliktedir denebilir. özellikle farklı ve immünolojik ve onkolojik olguları dizi içerisine kurmaları hep aklıma senariste katkıda bulunanın kim olduğunu bana sordurmaktadır. belirtilen olgular ya sendrom oluyor ya da olgu arkasında genetik ve çevresel faktörler çıkıyor. ben medikal bir kişi olarak olguların semptomları dizi içinde döküldükçe tahminlerimi yapabiliyorum. bu açıdan aklınızda hep bilgi tazeliyorsunuz. öte yandan semptomlar çıktıkça tahminden tahmine atlıyorsunuz ama ne fayda... bilmediğimiz sendromlar sonuçlanıyor. ama mükemmel dizi...tıbbi içerik sevenlere...
bundan başka muayene ekibinin başı olan doktor house ise gerçek hayatta ingiliz kökenli bir kişidir. kendisine verilen rollerde biraz amerikan ağzıyla konuş diye söylenmiş, bunun üzerine bölüm çekimlerinde buna uymaya gayret etmektedir ve ediyordur. bunu rahatlıkla ağız seyirmelerinden hissedebilmekteyiz. bu kişi senaryo icabı acayip bencildir. bu her bölüm işlenmektedir. bundan belki de zamanla sıkılacaksınız ama film işte...arkasındaki ekip ise sürekli semptomlarda tahmin yaparak house'a fikir sunmakta, arada bir de tahminleri tutmaktadır. her ne kadar bunlar olabilse de gerçek te yıldız oyuncumuz çoğunluk bölümlerde teşhiste yapıştırmaktadır.
diğer dizilere bakıldığında ise bu dizi er gibilere 1000 de çeker milyon da çeker...
şu sıralar art arda indirip seyrettiğim fevkalâde dizi. birbiri ardına izlendiğinde bir takım klişelerle karşılaşıyor olsak da karizmatik doktorumuz gregory house*'un kişiliği, olay ve kişilere verdiği tepkileri, yaptığı esprileri, ekibiyle gerçekleştirdikleri beyin fırtınaları, tartışmaları ve zekice yazılmış diyaloglarıyla dizimiz, sıkmadan bizi kendine bağlıyor ve heyecanla seyrettiriyor kendini doğrusu.
özellikle house'un bakmakla yükümlü olduğu günlük hastalarıyla olan konuşmaları, onların hastalıklarına yaptığı yorumları seyretmek cidden keyifli. bunun yanı sıra her bölümün konusunu meydana getiren ciddi hasta için teşhis koyup tedavi etme çabaları süreci de gerçekten insanın ağzını açık bırakacak cinsten bilgilerle donatılmıştır. tüm bunlar işlenirken doktor house'un ve ekibinin* kişisel ve içsel meselelerine, aralarında yaşananlara da değinmeyi de ihmal etmiyorlar.
gerçekten başarılı ve tavsiye edilir bir dizi. *
anlayamadığım şey tıbbi literatüre hakim olmayan insanların bu diziyi nasıl sevebildiğidir. tamam, tıbbi terimlerle az çok ilişkisi olanlar için gerçekten ilginç, hatta kimi zaman bulmaca çözmeye çalışmak gibi, tıp kitaplarının en diplerinde kalmış hastalıklar veya daha bilinen hastalıkların az bilinen komplikasyonları gibi temaları kendisine temel alması işi daha da ilginçleştirip karıştırıyor. ama bu kelimeleri ilk kez duyan veya bahsi geçen hastalıkların adını bile duymamış olanlara ne ifade ediyor bütün bunlar? sadece house'un kendine has karakteri için de izlenmez ki bu dizi?
bu dizinin baş rolündeki hugh laurie, ingiliz vatandaşı olmasıan rağmen bir amerikalıyı başarı ile canlandırmakta, aksanında amerikalı olmadığına dair ufak da olsa bir falso barındırmamaktadır.
4. sezon 15 ve 16. yani sezon finali bölümleriyle insanı olduğu yere mıhlayan, nasıl bölümlerdir bunlar adamlar aştı kendini cidden dedirten başarılı, başarılı, başarılı dizi. diyecek sözüm yok doğrusu.
medikal dizilerin en zevklisi oldugunu kabul etsem de *, bazı vakalarda o kadar uzatıyorlar ve basit şeyleri kaçırıyorlar ki şaşıp kalıyor insan. bunların en basitlerinden biri kuduz olan birinin hastalıgını anlamamaları veya bir bolumunde inmemiş testisleri olan kıza bütün CT *, MR *, USG * gibi radyolojik yöntemleri uyguladıkları halde sonunda başka bir şekilde olayı çözmeleri...
ayrıca gregory house'un ilk sezonunda bir bolumunde laf arasında Turklere hakaret ettiğini farkettiniz mi bilmem.. *
amerikan sinemasında süper asker rambo'dan sonra karşımıza çıkardığı süper doktor gregory house ile amerikalıların hakkaten süper olduklarını keşfetmemizi sağlayan tv dizisi.
her bölümü aynı şekilde başlayıp gelişen ve sonuçlanan dizi. buna rağmen kendisini izlettirmeyi başarıyor.
vak'alar çok uç. binde milyonda bir görülebilecek hastalıklar ne hikmetse her hafta kahramanımızı buluyor. bu açıdan er'daki sıcaklığı bulmak mümkün değil. ama mark green * öldükten sonra er'ın tadı kalmadığı için mecburen house'la idare ediyoruz işte...
sadece house'un klinik sahneleri için bile seyredilebilecek dizi. nitekim uzun zamandan beri görmeyip de özlediğimiz bu sahnelere 5.sezon 12. bölümde* insanı fevkalade eğlendirip alkışlattıracak şekilde dönülmüş ve bu bölüm itibariyle diziye bir süre ara verildiği açıklanmıştır*.
ayrıca genel olarak dizide mütemadiyen yapılan göndermeler senaristlere bir kez daha hayran kalmamı sağlamıştır*.
5. sezon finaliyle dağıtmıştır ortalığı. burkmuştur insanın içini. olabilecek en iyi bölümlerden, en iyi finallerden biri olmuş, yine şahane diyaloglar seyrettirmiştir.
sezon finalleri gerçekten de çok kaliteli olan dizi.
son sezon finali ile de bunu kanıtlamıştır.
ancak çok merak ettiğim bazı hususlar var.
birincisi, house'un müdavimi olduğu pembe diziye ne oldu?
ikincisi, house artık niçin coma guy'ın odasını ziyaret etmiyor?
üçüncüsü, house'un her güzel şey altında yalan arayan karakteri bu sezon nereye gitti? * dördüncüsü,..... (u:liste uzayıp gider... )
benim, etrafima karsi detayci bir paranoyak olmama neden olan en baba etkenlerden biridir. bu dizi bagimlilik yapar. kisiliginizi meyil varsa pek bir etkiler. ozellikle matematik, tip ve ozellikle istatistik ile ilginiz varsa.
bu yıl en iyi dizi (drama) ve en iyi erkek oyuncu dallarında emmy'ye aday olmuştur. 5.sezon çıkışıyla ümit vaad ediyor. hatta sadece son bölümleri bile erkek oyuncu ödülünü hak ettiriyor ama herkesin zevki bilinemiyor işte.. yine adayları çok kuvvetli değil gibi geldi.. gerçi fark ediyor mu ne ödül aldığı? hayııır...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.