hani

  1. serranidae familyasından levrek, orfoz, lahoz gibi cevval balıkların akrabası, hatta boyuna posuna bakmadan şerefsizce tüm sülaleye adını vermiş balık.*

    asıl hani, yazılı hani, çizgili hani, düz hani, ekose hani, kruvaze hani gibi cinsleri....öeeeğğk.
    (argus wishingwell 01.10.2007 16:51)
  2. acayip geniş bir anlam yelpazesine sahip kelime. bu sebeple sınırlandırılıp tanımlanması zor olabiliyor bazen. ancak çok sık severek kullanıyorum. fakat "işte, şey, yani" gibi insanın ağzına feci şekilde takılabiliyor ve hoş durmuyor art arda duymak bazen. diğer yandan öyle bir kelime ki yeri doldurulamıyor her zaman; seviyorum böyle olunca da, daha bir değerli oluyor..

    türk dil kurumu şöyle sıralamış bazı anlamları:

    1 . "Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir söz:
    "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?"- Z. Gökalp.
    2 . Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılan bir söz:
    "Kitap doğrusu görülecek nesneydi hani."- N. Hikmet.
    3 . Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatan bir söz:
    "Hani uykun vardı?"- O. Kemal.
    4 . Bazen "bari" anlamında kullanılan bir söz:
    "Hani, benim kim olduğumu bilmese."- .
    5 . "Doğrusunu söylemek gerekirse, kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılan bir söz:
    "Benim sormam hani yârenlik olsun, anlarsınız ya!"- M. Ş. Esendal.
    (breegadoon 31.07.2009 02:59)
  3. (bkz: honey)
    (ozozo 31.07.2009 03:11)
  4. (bkz: nasıl geçti habersiz)
    (gilgalad 31.07.2009 09:44)
  5. "hani" başlığını görünce;
    güftesi orhan seyfi orhon, bestesi yusuf nalkesen'e ait, usulü semai, makamı muhayyerkürdi bir şarkı aklıma geldi. "veda"; "veda busesi"; "hani o bırakıp giderken seni" diye bilinen..
    sözleri ve melodisiyle insanı yakalayan, dinlerken pişmanlık denilen duygu gibi bir hisle derinden bir yerlerde yakıcı bir tat bırakan.. etkileyici, hüzünlü, buruk bir iç hesaplaşma..

    hani o bırakıp giderken seni
    bu öksüz tavrını takmayacaktın?
    alnına koyarken veda buseni
    yüzüne bu türlü bakmayacaktın?

    hani ey gözlerim bu son vedada,
    yolunu kaybeden yolcunun dağda
    birini çağırmak için imdada
    yaktığı ateşi yakmayacaktın?

    gelse de en acı sözler dilime
    uçacak sanırdım birkaç kelime...
    bir alev halinde düştün elime
    hani ey gözyaşım akmayacaktın?
    (raptiye rap 31.07.2009 11:47)
  6. oruç aruoba'nın metis yayınları'ndan çıkan, yürüme üçlüsü'nün tamamlanmasının ardından 1993'te yayımladığı kitabıdır.
    birisini beklerken bir- iki saatte rahatça okuyabileceğiniz türden bir kitap. tipik bir oruç aruoba klasiği...

    --! spoiler !--
    "Hani, yana yana dibine varmış bir mumun içinde oluşan oyuğun çeperi bir noktasında çatlamış, eriyik madde dışarı akmış, fitili de açıkta kalıp tükenmişken, çatlağı akmış maddeyle doldurup tıkayarak bitkin fitili yeniden yakınca, ufacık, güçsüz, belli belirsiz; ama, pırıl pırıl, yoğun, direngen -altı canlı mavi; üstü parlak sarı- bir alev elde edersin ya - onun gibi işte..."
    --! spoiler !--
    (betusens 31.07.2009 20:06 ~ 31.07.2009 20:08)
  7. sözün başında sitem anlatan, verilen sözü hatırlatan bir söz.
    (diyojenist 12.11.2012 21:13)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.