şişik egolu insan tipinin çok olduğu ülke. avrupa birliği içinde ayrık otu görevini başarıyla yerine getiren bir o kadar da mantıklı kararları alabilmiş ilginç ülke. birlik içinde amerikan takipçisi olmaya en uzak olan üyedir kendileri.
bugün ermeni soykırımı yoktur demenin neredeyse suç olduğu gerçek soykırımcı ülkedir. cezayir'de 50 yıl önce 1 milyon masum insanın ölümünden sorumlu; tarihin soykırım kantılarını hala su üstünde tuttuğu devlettir. jarques chirac isimli küstah ve tarih bilgisinden yoksun olduğu tahmin edilen bir cumhurbaşkanına ve o nisbette küstah bir halka sahip ülkedir. bunun yanında ikinci dünya savaşı'nın mazlum devleti imajları da son zamanlarda su yüzüne çıkmaya başlayan gerçeklerle yıkılmaya başlamıştır.
bugün hala eşitlikten, haktan, adaletten bahsederken "fransız ihtilalinin babası biziz ulan, özgürlük bizden sorulur" mesajları veren fransa'da göçmen halkın ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesi ise hayli ironiktir.
sömürgelerindeki açlık ve sefalet, zenginlik ve ihtişam içinde yüzen paris'te eşitlik naraları atan budalaların yüzüne tokat gibi çarpmaktadır..
yeni jenerasyonunun içince ingilizce/amerikanca sövdüğü yeşil memleket, müzeler cenneti. plastik sanatlar konusunda uzunca bir dönem öten borusu artık fosladı. şimdi elinde yalnız müzik ve sahne tasarımı kaldı kanımca. ha bir de halen moda tabii..
ayrıca kendi başkanları ile shrek diyerek dalga geçme hürriyetleri var. özenilesi tabii.. bizde bir kuyruk, mahkeme salonlarını gıdıklıyor.
12 ekim perşembe 2006 tarihi itibariyle ülke sınırları içinde 'türkiye ermenilere soykırım*uygulamamıştır' diyen kimselere 45 bin euro para ve bir yıla kadar hapis cezası vereceğini meclisinde 19 a karşı 106 oyla kabul etmiş bir ab ülkesi.
bugün itibari ile " eşeğe semer vuran çok olur " türünden atasözlerimizi bize hatırlatmış avrupa ülkesidir , biz böyle eşeklik yaptıkça , almanya da semer vurur , kıçıkırık diğer avrupa devletleri de , bakalım daha ne kadar semer vurulacak sırtımıza göreceğiz.
istatistikler sonucu avrupa'da en kaba millet olduklari ortaya cikmis olan ve yuzyillardir nezaketleri (!) ile ovunen millettir kendileri. bunun yani sira ozgurluk akimlarini baslattiklarini one surerler lakin ozgurlesme bicimleri de ozgurlestirme(!) bicimleri de bir tuhaftir. 50 sene once cezayir'de ve 1994'te ruanda'da yaptiklari katliamlarini sorgulayacaklari yerde baska milletlerin sozde soykirimlarina o kocaman burunlarini sokma hakkini kimden alirlar bilinmez ama bu konuda oldukca iyi olduklari su goturmez bir gercektir. bunun yani sira "bunlar ne yer de boyle zayif kalirlar yahu?" dedirtecek kadar dillere destan kadinlari varmis bir zamanlar. gecenlerde okudugum bir habere gore artik orada da obezite artmaya baslamis. benim arasira "bu fransiz cocuklar nasil konusmayi yazmayi ogreniyorlar?" diye dusunmeme sebep olan karmasik bir dilleri var ki o konuya girsem cikamam. o kadar harfi yazip da niye okumazlar hala anlayabilmis degilim. bir de fransizca derslerimden cikardigim bir sonuc daha var: ya bizim fransizca hocamiz karsi cinse saplantili deyimleri bize ogretip duruyor ya da fransizlarin kulturu bu konuda problemli! ya da ikisi birden...
tamamen türkiye'nin vurdumduymazlığı sonucu vahim bir şekilde ermeni soykırımını reddetmeyi suç sayan ülke. vahim diyorum çünkü fransa, gerek ab olsun gerek dünya olsun gerçekten güçlü ve söz sahibi bir devlettir. böyle bir ülkede soykırımı inkar etmenin suç sayılması türkiye'nin presijini olumsuz yönde etkilemesi ve üzerimizde ki baskını artacak olması kaçınılmazdır.
peki bizim vurdumduymazlığımız nereden kaynaklanıyor? elbette önce devlet büyükleri sonra basın ve dolaylı olarak halk bu konuda suçlu. çünkü fransa bu yasa tasarısını gündeme gökten zembille indirmedi.
ancak bizim daha tartışmamız gereken yüzbinlerce irtica vak'ası varken ermeni sorununu kim kaale alır. boşverelim gitsin. biz özgürlüklerden, demokrasiden, laiklikten bahsederken önümüzde "ulu" fransa örnek teşkil etsin, bu uygulamaları onlara yakın bir şekilde gerçekleştirdiğimizi düşüneduralım, onlar stratejik davransınlar, yerine göre demokrasiyi de, ifade özgürlüğünü de baltalayabilsinler. biz daha çok kafamızı duvarlara vururuz böyle gidersek.
toplumsal dönüşümler söz konusu olduğu zaman önemli bir parametre olan bir coğrafyadır. fransız ihtilali, beraberinde burjuva devrimleri çağını getirmiştir. 1968 olayları ise dönemin dünya gençlik hareketinin kıvılcımı olmuştur.
ingiltere'den boşalan amerikan payralığı payesinden pay kapma peşinde olduğu gözlemlenmektedir.
olası ırak savaşından sonra olası iran savaşı olursa; coni'ye yoldaş olması beklenmektedir.
bu nedenle daha önce ayrıldığı nato'ya tekrar dönmeye çalıştığı ve tekrar dönebilmesini veto edebilme ihtimaline karşı türkiye'ye diplomatik yalakalık da yaptığı söylenmektedir.
Tam adı Fransa Cumhuriyeti, orijinal adı ise "République Française" dir. Fransa'nın başkenti paris'tir. bayrağını oluşturan renkler mavi, beyaz ve kırmızıdır. temmuz 2006 itibariyle nüfusu 62,752,136'dır. yüzölçümü 547,030 km²'dir. sınır komşuları andorra, ispanya, italya, almanya , belçika, lüksemburg, italya, isviçre ve monako'dur. fransa'nın sloganı(motto) "özgürlük,eşitlik,kardeşlik" tir. resmi dili fransızcadır. para birimi euro'dur. internet alan adı (.fr)'dir. avrupa birliği'ne 25 mart 1957 tarihinde kabul edilmiştir ayrıca kurucu üyedir. akdeniz coğrafyası içinde bulunmaktadır.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
