ergenekon operasyonu

  >>

  1. 21 ocak 2008 gecesi 3 sularında aynı anda 40 farklı noktaya yapılan baskınla su yüzüne çıkan ve son yılların en büyük opersyonu olarak nitelendirilen operasyon.
    hedefte ergenokoncular olarak bilinen ve devlet içinde gizli yapılanmalar ve yasa dışı işler yürtüttüklerindne şüphelenilen pek çok farklı ismin göz altına alındığı biliniyor.
    ancak dileriz ki daha evvelkiler gibi yukardan gelen emirlerle salıverilmezler. amaçları neymiş ne yapmışlar tüm kamuoyu öğrenir..
    hükümet yayın evi saldırısından sonra önüne geçemediği adamların sonunda başımıza açtığı dertlerden ders almıştır da gerekeni yapar.

    göz altına alına isimler şöyle:
    veli küçük : emekli tümgeneral
    kemal kerinçsiz : büyük hukukçular birliği başkanı
    güler kömürcü: akşam gazetesi yazarı
    sevgi erenerol : bağımsız türk ortodoks patrikhanesi'nin basın sözcüsü
    fikret karadağ : kuvayı milliye derneği genel başkanı emekli albay
    ali yasak: drej ali lakabı ile tanınıyor
    sami hoştan: arnavut sami lakabıyla biliniyor.
    tanju okan: kuvvayi milliye derneği yöneticisi
    hüseyin gürün: kuvvayi milliye derneği yöneticisi
    zekeriya öztürk: emekli binbaşı (ümraniye olayında gözaltına alınan muzaffer tekin ile ismi gündeme gelmişti)
    fuat turgut: yasin hayal'in avukatı
    (anarsi nerede anarsist orada 22.01.2008 17:40)
  2. son halkasında
    doğu perinçek
    ilhan selçuk
    kemal alemdaroğlu gibi üstdüzey sicili pek temiz,vatanseve, ulusalcı çılgınların da göz altına alındığı operasyondur.
    bir üzüldüm bir üzüldüm anlatamam hele de alemdaroğlu için. onu serbest bıraksınlar beni alsınlar içeriye.
    (anarsi nerede anarsist orada 21.03.2008 19:30)
  3. 1 temmuz 2008 itibariyle yapılan eylemdir. emekli orgeneral hurşit tolon, add başkanı şener eruygur ve cumhuriyet gazetesi ankara temsilcisi mustafa balbay, ankara ticaret odası başkanı sinan aygün, tercüman gazetesi genel yayın yönetmeni ufuk büyükçelebi ve istanbul add den 17 kişi daha gözaltına alınmıştır.

    gözaltı emrini istanbul cumhuriyet başsavcılığının verdiği iddia edilmiş fakat istanbul cumhuriyet başsavcısı aykut cengiz ergin gözaltılardan haberi olmadığını ve kendisine bununla ilgili bilgi verilmesi gerektiğini belirtti.

    (swordofdarkness 01.07.2008 11:11)
  4. bu ayak sesi filan değil, şakağımıza dayanmış bir namlunun soğuk çeliğidir olsa olsa.

    mustafa balbay atatürkçü bir aydın gazeteci olmaktan ve cumhuriyet gazetesi'nde yazarlık yapmaktan başka ne yapmış göreceğiz. atatürkçü düşünce derneği üyeleri atatürkçü olmaktan başka ne yapmış göreceğiz.

    ama ben asıl atatürkçü bir cumhuriyet gazetesi yazarı olan uğur mumcu'nun katilinin ve ardındaki örgütün bulunmasını istiyorum. asıl atatürkçü bir siyasetçi ve yazar olan bahriye üçok'un katili olan pkk'lı gülay calap'ın nasıl olup da dtp meclis grup üyesi olduğunun açıklanmasını, bugün meclise nasıl bir sıfatla girdiğini/sokulduğunu öğrenmek istiyorum. terörist arayan hükümete meclise bakmasını öneriyorum. asıl, add kurucusu muammer aksoy'un katillerini görmek istiyorum. asıl istediğim şey turan dursun'u vuranlar kimdi bulunsun, bu örgüt kimindir bilinsin ve çökertilsin. bahçelievler katliamıyla öldürülen tip'li gençlerin katilleri nasıl bir gerekçeyle kahraman ilan ediliyor, abdullah çatlı nasıl oluyor da solcuları öldürdü diye yiğit oluyor ve bu katilleri övüp baş tacı yapanlar, kendilerine lider belleyenler nasıl oluyor da araştırılmıyor, göz altına alınmıyor, bu soruların cevabını bilmek istiyorum.

    bu ülkede atatürkçü olanların başına gelen bu suikastler, bu hukuksuz yargılanmalar, bu faşistlikler neyin nesidir birisi cevap versin istiyorum. dünyanın totaliter/faşist rejimle yönetilmeyen hiçbir yerinde ne ile suçlandığınızı bilmeden içeri alınamazsınız, tutuklanamazsınız. polis bile ne gerekçe ile harekat yaptığını bilmiyor. acaba sorgulanma esnasında hangi iddianamaye dayanarak sorular soruluyor bu kişilere? 13 ay boyunca iddianamesi hazırlanmamış ve kimin yönetiminde, ne gerekçeler ve hangi istihbaratlar güdümünde ilerlediği bilinmeyen, savcıların birer birer "haberim yok" açıklamasını yaptığı bir soruşturma adına kimse sizi, elinde kanıtlar ve gerekçeler olmadan, sabahın beşinde evinize girip 4 saat aradıktan ve tüm özel eşyalarınıza el koyduktan sonra, soruşturmaya alamaz. bu kadar basit.

    kemalistleri 80 yıldır bitiremediniz, bitiremeyeceksiniz de. istediğiniz kadar suikast yapın, istediğiniz kadar faşistlik yapın. ister gazeteleri bombalayın, ister anayasa mahkemesi üyelerini hedef gösterin, ister yazarları sebepsiz yere içeri alın. durduğumuz yerden bir santim oynarsak namerdiz. bu da bu kadar basit.

    edit: başsavcı harekattan haberdarmış. şimdi açıklama yaptı.
    (iknowthepiecesfit 01.07.2008 13:19 ~ 01.07.2008 13:48)
  5. 13 aydır bu ad altındaki harekat devam ediyor.

    harekat hakkında bilinen bilinen üç şey var:
    - harekatın adı ergenekon.
    - 13 aydır yüzden fazla kişi içeri alındı ama iddianamesi hazırlanmadı.
    - şu ana kadar içeri alınan kişilerin içerisinde hükümeti eleştirmeyen tek bir kişi bile yok.

    ve bir soru: aklınıza adnan menderes hükümeti zamanında muhalif medyanın nasıl susturulduğu geliyor mu?
    (iknowthepiecesfit 01.07.2008 13:30)
  6. Gzöaltına alınanlar arasında Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen 'Hukuk ve Siyaset Okulu' başlıklı konferansta demokratik düzeni hedef alan "Hukuk dışına çıkılacak günler geliyor diye düşünüyorum. Hukuk bazı durumlarda askıya alınabilir." sözlerinin sahibi, ADD Kadıköy şubesi eski başkanı Birol Başaran'ın da yer aldığı harekattır.
    (agopist 01.07.2008 13:33 ~ 01.07.2008 13:35)
  7. Parti kapatma davasıyla senkronize yürütülen, kısasa kısas izlenimi veren operasyon. Zaten keyifsiz piyasaları iyice allak bullak etmeyi becermişdir. Genelde fikren, zikren ve bedenen Cumhuriyete hizmet eden kişilerin soruşturulmasıda bu operasyonun dikkat çeken başka bir yönüdür.
    (repro 01.07.2008 15:38)
  8. vural savaş, sabih kanadoğlu, erol mütercimler, genelkurmay başkanı orgeneral yaşar büyükanıt, yusuf halacoğlu, iknowthepiecesfit, sartre, goodboyum, hazeyame ve benzerlerinin de gözaltına alınması beklenen, gözaltına alınan vampirlere diyar'ın temiz çamaşır ve sigara yollayacağından yüzde bin emin olduğum operasyon haline gelmiştir.

    bir ülke ancak bu kadar "gülünç" idare edilebilir! *
    (hazeyame 01.07.2008 15:44)
  9. sinan aygün' ün deişin içine girmesiyle cıvımış olaydır. şimdi bu adamı serbest bıraksalar bu adam susmaz konuşur. böylece al sana gündem.
    tutuklamalrın geneli için bir şey diyemeyeceğim tek öğrenmek istediğim iddianame.
    anlamak istiyorum neden gözaltına alınıyor bu insanalr.
    ondan sonra mantıklı bir şekilde tepki vermek istiyorum olumlu yahut olumsuz.
    ama önce öğrenmek istiyorum cidden öğrenmek istiyorum..


    edit: sanırım anlaşılmayan noktalar var. işin özü: şu iddianameyi ortaya çıkarın bilelim kim neden tutuklanıyor. benim bu konuyla en büyük sorunum bilmemek. bilmediğim bir sebepten ötürü insanların tutuklanması. kim oldukarı hiç önemli değil benim için. yukarıdakilerin özei budur. zaten çokta uzun yazmamışım.
    neden tutuklandıkalarını bilmek istiyorum. bunu açıklamayan kurumların yaptıkarını kabul etmek ahmaklık ve ahlaksızlıktır. önyargıları yıkmak istiyorum. hakkını yenen her insanın yanındayım, yeri geldiğinde bu kişi bir terörist bile olabilir. bunu bile tartışabiliriz..
    inanca bağlamıyorum konuyu ama önemli olan mevzu haktır.
    (bkz: haksızlığıa dur de)
    (eksiningazinageldim 01.07.2008 18:38 ~ 01.07.2008 19:05)
  10. unutmamak lazım ki ancak ve ancak faşist bir yönetimden hoşlanan insanlar tarafından "ahmet mehmet içeri alınsa onu da severdiniz değil mi?" şeklinde savunulabilir bunlar. ancak faşist bir yönetimden hoşlanan insanlar tarafından eleştirilmez ve ancak faşist bir yönetimden hoşlanan insanlar tarafından olaydaki aşikar kasıta değil de gözaltına alınıp tutuklanan insanların siyasette yolunun açıldığına dikkat çekilebilir.

    hükümet yalakaları ağzından demokrasiyi ve insan haklarını düşürmüyorlardı. böylesi bir olayda ise dikkat çektikleri nokta içeri alınan insanların siyasete girme yollarının açıldığı, "velev ki içeri alındı" mantığı... ne kadar açık bir ikiyüzlülük. eleştireceksen 13 aydır iddianamesi ortada olmayan operasyonu eleştir. yazarlıktan başka işi olmayan bir insanın iddianamesiz şekilde evinin baskına uğramasına, özel eşyalarına el konulmasına eleştiri yönelt. üstelik bu operasyonun nedense sürekli hükümet muhaliflerini içeri aldığını eleştir. terörist avına çıkanların meclise soktukları gülay calap gibi teröristleri bir bul. şeriat diye bağıranlara bir operasyon yöneltildi mi, onu sor. turan dursun'u öldürenler kim? bunu sor. bu ülkede kemalistlerin birer birer suikastlere kurban gidişine bir bak.

    bunları yap ki gerçek anlamda tarafsız olduğunu anlayalım. gerçekten demokrasiden ve insan haklarından yana olduğunu anlayalım. ikiyüzlü olmadığını görelim. bunları yapmıyorsan tek şey ortaya çıkıyor, bu hükümet ülkeyi satsa da vardır bir bildiği mantığındasın.

    teröristlerin kim olduğunuysa ne yazık ki bilmiyoruz. ülkede süre gelen faili meçhul suikastleri, cinayetleri kim işliyor bilmiyoruz. ahmet taner kışlalı'yı kim öldürdü bilmiyoruz hala.

    fakat bildiğim bir şey var; mustafa balbay terörist değil, bir yazar. ilhan selçuk bir terörist değil, yazar. atatürkçü düşünce derneği ve türkiye gençlik birliği üyeleri, erol mütercimler... bu insanlar ve derneklerterörist değil.

    terörist olanlar suikastçiler. terörist olanlar atatürkçü aydınlarımızı birer birer öldürenler. terörist olanlar cumhuriyeti ve devrimlerini yıkmak için yeminler edip insanları diri diri yakanlar.

    bizde terörist yok.
    (iknowthepiecesfit 01.07.2008 18:53)
  11. saçmalamak yolunda ilerlediğini düşündüğüm operasyondur.
    hiç bir şeyi daha iyi hale getirmeyecektir.bilakis bu gün arzı endam edip "haberdarız, biliyorduk" diyenlerin yarın köşeye çekilivereceğini, elini taşın altına koyanlarınsa kolay kolay kollarını kurtaramıyacaklarını zannediyorum.
    kabak yine özgürlüklere ve demokrasiye patlayacak.
    zaten bit kadar bi demokrasimiz var düşün yakasından be kardeşim...
    ergenokoncusu da düşsün, akpcisi de, bilmem necisi de....
    (anarsi nerede anarsist orada 01.07.2008 19:57)
  12. Kapatılmak üzere olan bir partinin, ortak noktaları yalnızca iktidar muhalifliği olan insanları, sabahın bir saatinde gözaltına alma olayıyla ortalığı iyice galeyana getiren operasyondur. Kapatılmak üzere olan bir iktidar partisini iyice vurgulamak isterim: geçenlerde bu partinin önemli bir üyeside medyada ve halkta travma etkisi yaratan bir demeç vermişti. Siyaseti bilmeyen siyasetçiler böyle kritik zamanlarda geleceklerini etkileyecek önemli hatalar yapar; ancak ben dengir mir'in bukadar beceriksiz olduğunu düşünmüyorum hatta tam aksine: Benim partim kapatılsın der gibi bir haller seziyorum bu iktidarda veyada kapatıldıktan sonra mazlum edebiyatının sınırlarını genişletiyorlar.

    Türkiye'de tutuklanamayacak adam olduğunu gördük ey ahali şimdi de neden bu adamların tutuklandıklarını düşünelim isterseniz. Türkiye'de tutuklanamayacak adamlar tutuklanabildiğini gördüğü bu operasyona sevinenler yakında sıra size gelecek ve sizin hakkınızı sorabilecek bu adamlardan başka adam yok bu memlekette ne yazıkki haberiniz olsun.
    (enginingazinageldim 01.07.2008 20:25)
  13. daha adam gibi bir iddanamenin ortada olmadığı bu toplum içindeki cumhuriyetle yoğrulmuş önemli kişilerin (ilhan selçuk ve en son sanırım bugün sabih kanadoğlu) zan altında bırakıldığı akp nin cami duvarına işediğini farkettikten sonra tezgahladığı hayal ürünü ve tamamen kurmaca operasyonu.
    (hallelujah 01.07.2008 20:25)
  14. tehlikenin farkında mısnınız ? ama cidden görebiliyor musunuz ülkenin nereye gittiğini. bundan sonra olacakları tahmin edebiliyor musunuz? 70 olaylarını hatırlıyor musunuz ? o zamanlar ülkenin nasıl bölündüğünü, tarafların nasıl oluştuğunu biliyor musunuz ? garip bir oyun daha dönüyor türkiye üzerinde. tadı aynı, kokusu aynı fakat yöntemleri farklı. bundan sonra olacaklar kitlesel gösteriler, bir kaç gündem değişterecek veya yaratacak açıklamalar.

    1 temmuz 2008 tarihli ikinci büyük göz altı operasyonu açıkcası çok manalı geldi geldi bana. cumhuriyet başsavcısının akp'nin kapatılma davası ile ilgilili sözlü savunmasını vereceği gün olması. muhalif gazetecilerin ve emekli orgenerallerin içinde bulunduğu sankılar. işin komik yanı niye göz altına alındıkları ile ilgili ufacıkta olsa halka bir açıklama yapılmaması zaten her türlü yoruma açık olan ortamı daha da gerdi. sanıyor musunuz burada kalacak. her iki tarafta kendi propagandasını yürütecek bu saatten sonra. okul, kahvehane her yerde senin adamın, benim adamımcılar olacak. ki zaten çok müsait bir ortam var türkiyede bölünmek için. arı kovanı gibi şu anda ülke. birileride habire bunu çomak ile dürtüyor. çok komik bir teori olacak ama asıl bu son gelişen gündem darbe hazırlığı gibi duruyor. ülkeyi karıştır, taraflara ayır, bu tarafları birbirine kırdır ve kaos ortamı yarat. sonra gel düzeni sağla.
    (mcleod 01.07.2008 20:45)
  15. milliyetcilik zihniyetini baltalama operasyonudur. hukumet ve yandaslarinin fikri ve zikrince hareket etmeyenlere karsi yapilmaktadir. ortada tam olarak kesin bir suc bile bildirilmeden suresi belirsiz tutukluluk yasanmaktadir. bu kadar adaletsizlik olmaz dedirtmekte ve sonucu ne olacak diye herkesce merak edilmektedir.
    (cucukvampir 01.07.2008 21:20)
  16. Aklı başında her adamın saçmalığın daniskası olduğunu ilk bakışta anlayacağı olaylar zinciri... İnsan bu kadar trajikomik bir durum karşısında ne yapacağını şaşırıyor, gülmeli mi ağlamalı mı?? 48 kişinin on üç aydır iddianamesi bile olmayan, ne idüğü belirsiz bir suçlama ile hapislerde çürütülmesi en saçma film senaryolarında bile olamayacak bir klişe iken maalesef ülkemizde olağan karşılanabiliyor...

    Fakat bu kadar saçmalık benim kafamı kurcalıyor: Önce Şemdinli dendi, sonra Danıştay saldırısı gerçekleşti, derken Ergenekon, ve orgeneral Başbuğ hakkında ipe sapa gelmez birtakım karalama faaliyetleri geldi: Yok efendim ağlama duvarında dua ediyormuş... İsnat ettikleri şeye bakınız! İddiaların çıktığı gün şöyle bir yazı yazmıştım ama diyar çöktü, buraya yazma fırsatım olmadı, şimdi geçerliliğini hâlâ koruduğunu görerek kısaca alıntılıyorum:

    "İlker Başbuğ: İnsanların yargısız infazının bir diğer kurbanıdır... Lâiklik konusundaki katı tavrını ve AKP karşıtlığını tasvip etmiyor olabilirsiniz; hatta dinsiz olduğunu, mason olduğunu, veya yahudi olduğunu düşünüyor olabilirsiniz... Ayrıca bunların hepsi olabilir; Türk vatandaşı olduğu için müslüman olmak gibi bir zorunluluğu yoktur kimsenin; isterse başbakan/genel kurmay başkanı vs. olsun... Fakat bir insanın turistik bir gezide çektirdiği fotoğraflarını "Bu adam yahudidir! Ahan da kanıtı! Bakın kimlere kaldı şanlı Türk ordusu!" şeklinde sunmak büyük bir ayıptır... Lady Di'nin can çekişirken çekilen fotoğraflarını yayınlamak gibidir mesela; ucuz gazeteciliktir... Hatta karşıt kanıtlar sunmak da gereksiz ve ayıp geliyor bana, ama yine de merak eden varsa buyursun baksın, sonradan görmeliğinden hiç hazzetmediğim Ertuğrul Özkök ilk defa dişe dokunur bir iş yapıp son yazısına eklemiş İlker Başbuğ'un Mescid-i Aksa'da dua ederken çekilmiş bir fotoğrafını:

    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9241874.asp?yazarid=10"

    Efendim, bir çok diyardaş benden iyi bilecektir bu konuları, fakat İslam dininde şöyle bir şey var: Bir müslüman hakkında kâfirlik iddiasıyla konuşmak, konuşan insanı kâfirliğe sürükleyebilir... Peki, İlker Başbuğ hakkında bu türden iddialarla gelen sayın basın mensupları bu gibi dînî kaideleri bilmiyor olabilirler mi, hem de İslamiyet'in koruyucusu olduklarını savunurken? Yoksa bu işte başka bir iş mi var? Kararı elinizi vicdanınıza koyarak siz veriniz...

    Yani demem odur ki, bugünlerde milliyetçi, ulusalcı olup hükümetin yaptığı işleri eleştiren insanların başına gelmedik hal kalmıyor... Bu kadar tesadüf de bana fazla görünüyor!

    Bence AKP'nin kapatılma davasının bir çeşit karşı rövanşına dönüştü bu olay, eli eren gücü yettiğine saldırıyor adeta... Bugün Sebahattin Önkibar şöyle yazmıştı köşesinde: “Mahkeme Emniyet’e iki gün önce bildirmesine rağmen polisin operasyon için özellikle 1Temmuz’u beklemesi Yargıtay Başsavcısı’nın 1Temmuz’da AKP için vereceği mütalaayı örtme ve gündem saptırma olarak yorumlanıyor, ki bu tez bize göre de doğrudur. AKP ,Yargıtay Başsavcısı’nın AKP’yi kapattırma gerekçeleri ekranlarda dile gelmesin ve halk duymasın istemiştir. Bunun için gündem değiştirilerek dolaylı olarak örtü çekmiştir. İkinci gerekçeyse 6 ay içinde yüzde 40’ları aşan elektrik ve doğal gaz zamlarının üstünün örtülmesi arzusudur.” Demek ki halkı, bozulan ekonomiyi kimsenin umursadığı yok... İyice kaos ortamına doğru çekiliyor gibiyiz, bir an önce şu sisler dağılsa da önümüzü görebilsek diyeceğim, fakat bu kadar kutuplaşan bir ülkede artık iyiden iyiye umutsuzluğa sürüklenmeye başladım ben... Hadi hayırlısı...
    (itaatsiz 02.07.2008 08:04 ~ 02.07.2008 08:10)
  17. askeri darbe döneminden bu yana uygulanmamış yargılama sürecidir. Eli kanlı terörist örgütlere bile bu kadar baskı uygulanmaz taraftarı gazeteciler ve düşünürler ortalıkda cirit atarken bu gözaltıların yersiz olduğu ve birşeylerin ayak seslerini bastırmak için sanal ayak sesleri oluşturuluyormuş izlenimi uyandırıyor. Bu operasyona Ergenekon diyerek faşist bir oluşum hissiyatı verilmesi ve göz altına alınanların genelde Atatürk ilke ve inkilaplarına saygılı vatandaşlar olmalarıda biraz provakatif duruyor.*****
    (repro 03.07.2008 10:34 ~ 03.07.2008 10:37)
  18. Türkiye'nin asla bir istikrar yakalayamayacağının, her zaman bir "operasyon" ile yerinde say komutuna geçirileceğini kanıtlamış bir operasyondur. Yapın bence darbe falan, yıkın bir daha kurun hatta ülkeyi, asın herkesi, çekin postalları sıkı sıkı bağlayın bağcıklarınızı, dövün insanları, öldürün, herkes szin olsun, sizin istediğiniz gibi, sonra da girin toprak altına.
    (gilgalad 03.07.2008 11:30)
  19. onlarca insanın gözaltına alındığı, daha önce gözaltına alınmış olanların aylardır parmaklıklar arkasında olduğu ve daha ne ile suçlandıklarını dahi kimsenin bilmediği, şu anda sadece devlet kurumları arası bir hesaplaşma izlenimi veren tuhaf operasyon. ayrıca (bkz: #181901).
    (samjaza 03.07.2008 12:33 ~ 03.07.2008 12:44)
  20. adamı gülmekle ağlamak arasında çırpınır vaziyette bırakan soruşturmadır. muz cumhuriyetlerinde bile böylesine rastlanmaz.

    bakın şimdi: geçen yıl 12 haziran'da, ümraniye'de bir gecekonduda ele geçen ve bütün soruşturmanın pimini çeken o el bombaları var ya... hah işte onlar ele geçmelerinden sadece 13 gün sonra istanbul 10. ağır ceza mahkemesi'nin verdiği kararla imha edilmiş. yani deliller, bulunduklarından 13 gün sonra yok edilmiş...

    bir de sinan aygün'ün makamına bağlı banyo bölümünde bulunan glock meselesi var ki, evlere şenlik... o mekan koca ato binasında gizli kamera olmayan tek yer... doğal olarak yani... ve glock ne hikmetse tam da orada bulunmuş. mayıs'ta bulunmuş, 1,5 ay sonra baskın... ın ın ın ııııın! orada bulunan glock'un emniyete teslim tutanakları da gösterildi basına. hala ses yok... kasasından çıkan 2,5 milyon euro'ya gelince... ato başkanı ve işadamı olsan, yeni bir mülkünü de satmış olsan, kasanda 5-10 ve 25 kuruşluklar olmaz herhalde...

    gazeteci mustafa balbay'dan sonra eski jandarma genel komutanı emekli orgeneral şener eruygur da susma hakkını kullanıyor bu arada... ne konuşsun ki adamlar yahu!
    (hazeyame 03.07.2008 15:25)
  21. ben diyeceklerimi demeden önce emre aköz'ün dünkü* ve bugünkü* yazısını diyara kazandırayım.


    --- alıntı ---
    ---Medya ayağı henüz eksik ---

    Bir askeri darbe olsa, zil çalıp oynayacak çok kişi var bu ülkede. Büyük bir operasyonla dün gözaltına alınanların ortak noktası ise o şuursuz ruh halinin çok ötesinde:
    Böyle bir ' açık' darbenin gerçekleşmesi için bizzat uğraşan, örgütlenen, bulundukları konumda (medyacı, işadamı, dernek yöneticisi, akademisyen, vs.) sistematik olarak çalışan kişiler bunlar.
    Önce şunu söyleyelim: Böylesine kapsamlı bir operasyon Silahlı Kuvvetlerin bilgisi ve hatta onayı olmadan yapılamaz.
    Çünkü ordu sadece görevi başındaki elemanlarını değil, emeklilerini de korur . Onlardan yararlanır. Hatta bazı rütbelerden emekli olunmadığı dahi söylenir.
    Eğer orgeneralliğe, yani en üst düzeye ulaşmış subaylar dahi gözaltına alınıyorsa, bu ancak " kurumlar arası mutabakatla " mümkün olabilir. (Aksi halde büyük çıngar kopar.)

    Eski yazılarda bu konuyu işlerken, " Tuğgenerallikten emekli Veli Küçük'ün alt düzeyde bir işlevi bulunduğunu " belirttikten sonra şöyle demiştim: " Bunun daha 'tüm'ü var, 'kor'u var, 'or'u var. "
    Bir de, operasyonun tam hakkıyla yapıldığı takdirde, bizleri çok şaşırtacak isimlerle karşılaşacağımızı söyledim.
    Nereden mi biliyordum?
    Gayet basit:
    1) Herhangi bir 'ciddi' olayın içinde askerler varsa, işler mutlaka hiyerarşi dairesinde yürütülür.
    2) 'Ciddi' işlere karışmış bir asker, alt rütbeliden ya da bir sivilden emir almaz.
    Eğer bu ilkeleri bilirseniz gerisi bulmacayı çözmeye kalıyor.

    Benim ' kurgum' şudur:
    Bir zamanlar düşman işgaline karşı yeraltı direnişi yapmak için kurulan bu 'paralel örgüt', Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasıyla birlikte eski vizyonunu yitirerek amaçsız kaldı.
    Arkadaşımız Ecevit Kılıç'ın ' Özel Harp Dairesi: Türkiye'nin Gizli Tarihi' adlı kitabını ( Turkuvaz Yay. ) okursanız, bu kaymanın nasıl, hangi şartlarda meydana geldiğini görürsünüz.
    Bugün kısaca Ergenekon dediğimiz örgütlenme Genelkurmay'ı etkilemeye, askeri sokağa çekmeye, yani darbe yaptırmaya çalışıyor.
    Bunun için de çeşitli yöntemler kullanılıyor. İşte ideolojik numaralardan birkaçı:
    - Mustafa Kemal'in adını ve hatırasını istismar etmek. Sıradan bir darbenin adını 'Atatürkçü devrim' koymak.
    - 'Bağımsızlık' gibi gönül çelen ya da 'Laiklik elden gidiyor' gibi kitleleri tedirgin eden sloganlar üretmek.
    - "AKP'ye karşıyız, hükümete muhalefet ediyoruz " maskesi altında darbe çalışması yapılıyor.
    Şimdi göbekten ya da kenardan bu işe bulaşanlar toplanmakta. Darbe yapsalardı ya da yaptırabilselerdi; tersi olacaktı.

    Bazılarının bu işten hayli tedirgin olduğunu ve olup biteni saptırmaya çalıştığını görüyorum.
    - Biri " Koskoca emekli orgeneral, saygın bir isim; nasıl darbeci diye gözaltına alınır, aklım almıyor " diyor. Sanki sokaktaki adam, sıradan vatandaş darbeci olabilirmiş gibi. Darbeci dediğin zaten o düzeyde birileridir.
    - " Şık olmadı " diyor bir başkası. Gözaltına alınış biçimi uygun değilmiş. Ortalık darbe diye inliyor, bunun derdi zarfta. Ya nasıl olacaktı? Davetiye mi gönderilecekti?
    - Çılgına dönenler sağı solu tehdit ediyor. Çünkü güvendikleri dağlara kar yağmakta. Sanırım onlar şöyle akıl yürütüyordu: " Başımızda emekli ' or ' olduğu için TSK bize dokundurtmaz. "
    Bitirirken: Bence bu işin medya ayağı henüz tamam değil.
    --- alıntı ---


    --- alıntı ---
    ----Seni de mi kandırdılar?----
    Ergenekon operasyonundan sonra ortalık tuhaf yorumlarla doldu.
    Bunlardan biri şöyle: "Operasyon, vazife başındaki üst kademe subaylara da uzanacak." Hatta işi iyice abartıp GK Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın adını telaffuz edenler dahi var.
    Bence yanlış.
    Nedenini anlatmadan önce geçen yılki bir yazımı hatırlatmak isterim.
    "Ulusalcılık" denilen ama düpedüz "faşizm" olan Ergenekoncu hareketten söz ettikten sonra, yazıyı şöyle bitirmiştim:
    "Hükümetin ve GK Başkanı Org. Büyükanıt'ın, bu gelişmelerin farkında olduğunu sanıyorum. Ancak bazı çevreler Büyükanıt'ı etkilemeye ve faşist hareketin içine çekmeye çalışıyor. Başarırlar mı? Allah korusun!" (Sabah, 17 Haziran 2007)

    Türkiye'de 12 Eylül gibi "açık" ya da 28 Şubat gibi "örtülü" ("tehdide" dayalı) darbeyi ancak Silahlı Kuvvetler yapar.
    Yok komünistler dağa çıkacakmış, yok İslamcılar pompalı tüfeklerle ayaklanacakmış; bunların hepsi uydurmadır.
    Bu gerçeği gayet iyi bilen Ergenekoncu hareketin hedefi de ordu üst yönetimini ikna etmeye çalışmak oldu.
    Amaçlarına ulaşmak için çeşitli araçları kullandılar. Mesela bir "öcü" yarattılar. Tahmin edeceğiniz gibi bu öcü, AKP ve hükümetti.
    Bu iktidar şeriat düzeni kuracaktı. Kadınların başını örtecekti. Laiklik elden gidiyordu. Demokrasi giderse dönerdi ama laiklik bir kere gitti mi hepten yitirilirdi.
    Bu ve benzeri söylemlerle "öcüden tedirgin olanları" arkalarına toplamaya çalıştılar.
    (Ara notu 1: "Kesinlikle başaramadılar" diyemem, çünkü neler döndüğünün farkında olamayan bazı aptal kızlar bile "Ay çok korkuyorum, çok korkuyorum" diye bunların değirmenine şu taşıdı.)
    En büyük yardımcıları da medyanın bir bölümüydü. Çünkü kamuoyu yaratmadan amaçlarına ulaşmak mümkün olamazdı.
    Bazı yayın organları haberleriyle, bazı yazarlar da yorumlarıyla sürece destek verdi. Kimi bu işe "organize" bir şekilde katıldı. ("Haydi, çok geç olmadan ne yapacaksanız yapın" diyenleri unutmadık.) Kimi farkında olmadan, "kamuoyu önderini" takip etti.
    Ancak hiçbiri yeterli değildi; TSK üst yönetiminin de kazanılması şarttı.

    Mayıs 2006'daki Danıştay saldırısından beri meydana gelen bazı olaylar şunu gösteriyor: Ergenekoncular, TSK kadrolarını etkilemeye, hatta kimi sızdırma haberlerle onu şekillendirmeye kalkışıyor.
    (Ara notu 2: Kastettiğim, "Eylem Planı" türü çalışmalar değil, gizlice kaydedilen konuşmaların ya da bazı fotoğrafların filan sızdırılması.)
    Ellerinden gelse, "Onu emekli edin, şunu terfi ettirin" filan diyecekler!
    İşte bu açıdan bakıldığında, Ergenekon operasyonunun, aynı zamanda, TSK'nin kimyasını bozmaya kalkışanları hedef aldığını düşünüyorum.
    Yani mesele hükümetin devrilmesinden ibaret değil. O işin bir yüzü; hatta ikincil yönü dahi denebilir.
    Asıl büyük amaç, otoriter/faşizan bir yönetim kurmak. Bunun için de şart olan darbeye, orduyu ikna etmek.
    TSK yönetimi ile hükümet arasında elbette bazı uyuşmazlıklar, hatta sürtüşmeler var. Bunu biliyoruz. Ancak operasyon iki kurumun da yararına görünüyor.
    Gerçekten faşizm isteyerek ya da "öcüye karşı mücadele" ettiğini sanarak, Ergenekon hareketine destek verenler, operasyondan sonra afallamış durumda.
    "Hani TSK arkamızdaydı, yoksa kandırıldık mı" diye söylene söylene saldıracak yer arıyorlar
    --- alıntı ---
    (karatekeli 03.07.2008 15:48 ~ 03.07.2008 15:49)
  22. yalaka basının satılık kalemleri ne demiş olursa olsun, dünya basını bize bizden daha objektif bakabilmekte şu sıralar... the times'daki analiz, "türkiye gibi askeri geleneği olan bir ülkede, böyle özensiz ve böyle yalap şap düzenlenmiş bir gizli örgüt olabilir mi? ergenekon adı verilen operasyonlar sonucunda birilerinin anayasal düzeni değiştirmek için örgütlendiği açığa çıkarsa, elbette gereken yapılır ama böylesi laçkalık da dünyanın hiçbir gizli örgütlenmesinde görülmemiştir. gözaltına alınanların yaşları bile bunun delilidir." yani adam diyor ki, anayasal düzeni yıkıp darbe yaptırmak isteyen insan böyle elinle koduğun yerde bulunur mu? işin garibi, bir yıl öncesinden başlayarak hesapta içinde bulunduğun örgütlenmeyle ilgili insanlar teker teker göz altına alınırken, sen oturup sıranın sana gelmesini bekleyeceksin. bir de gözaltına alınanlara bak: yaşını başını almış insanlar... velev ki doğru ve böyle bir örgütlenme var; o zaman bile bunlar olsa olsa beyin takımı olur ve onlara ulaşman da yıllar alır normalde... örgüt kurmuşsun, ilaç niyetine 20'li yaşlarında bir yandaşın bile yok. eşyanın tabiatına aykırı bir durum bu bir kere... geçelim...

    ikinci yorum cnn'den: "ak parti'nin kapatma davasıyla ilgili açıklamanın yapılmasına saatler kala gerçekleşen operasyon, türkiye'de ak parti ve laik güçler, özellikle de askeri kanat arasındaki güçler ayrılığının çekişmesini kanıtlamaktadır."

    the guardian: türkiye'nin hukuk sistemi, iktidardaki ak parti ile muhalif laikler arasında giderek tehlikeli bir savaş alanına dönüyor. uzlaşma zemini yok oluyor ama hala ümit var: belki iktidarın elinde delil bile bulunmadığı halde ortaya atılan iddialara sığınmaktan vazgeçmesi, partiyi yenileyip gözden geçirmesi ve uzun zamandır ihmal edilen ve ilgi bekleyen ülke çıkarları ile ilgili konulara eğilmesi gerekir.
    (hazeyame 03.07.2008 16:35)
  23. pardon ama biz bu operasyona ne için başlamıştık ? hayır şu anda buradan bakıldığında iktidar ile muhalefet savaşı gibi duruyorda. dış basında "iktidar ile laiklerin çekişmesi ülkeyi kaosa sürüklüyor" yazıları çıkıyor, bizde ise herkes kendi kafasına göre komplo teorileri üretiyor. tetikçi, sabıkalı kişiler ile aynı anda gazeteci, dernek başkanı ve hatta emekli orgenerallerin aynı anda aynı soruşturma içinde göz altına alınması nasıl yaman bir çelişkidir. kaldı ki bu adamları hangi gerekçe ile içeri aldığınızı söylemiyorsunuz. üstü kapalı bir kaç zarf atıyorsunuz ortaya. mevcut ortamı rahatlatmak yerine daha da fazla geren hareketler bunlar.

    birde ilginç bir nokta var tüm bu soruşturmanın fitilini ateşleyen o meşhur el bombaları artık yok. hani haberlerde hep diyorlar ya "ümraniyedeki bir evin çatı katında bulunan el bombaları" he işte onlar imha edilmiş. yalnız hemen "nasıl yani" demeyin seri numaraları saklanacak şekilde kontrollü imha edilmiş. açıkcası ben haberlerde bunu izlerken şuh bir kahkaha attım. resmen çocuk kandırır gibiler. bu el bombaları bir kere bile kamera karşısında sergilenmedi ve şimdi sadece seri numaralarının olduğu tahrip edilmiş metal parçalarını bize yutturmaya çalışıyorlar. işler giderek kontrolden çıkıyor gibi geliyor bana. bakalım ilerleyen günlerde daha çok eğleneceğiz gibi gözüküyor.
    (mcleod 03.07.2008 20:21)
  24. dün akşam üzeri * millet meclisinde söz alarak konu ile ilgili konuşan chp genel sekreter yardımcısı mehmet sevigeni ironilerde ironilere koşturtan bir operasyon olarak aklımda kalacak.

    sevigen: çağdaş, demokrat, laik,cumhuriyet savunucuları insanlar sırf atatürkü sevdikleri için şu an gözaltına alınmışlardır. *
    akp li milletvekili: darbe yandaşlığı yapmayınız sayın sevigen. *
    sevigen: kes sesini konuşma * sonra da bugün kandil sevgili milletvekilleri saygılı olun biraz diyor.

    ** **
    (ha1ime 04.07.2008 00:26 ~ 04.07.2008 00:28)
  25. hangi bağırsaktan geldikleri malum solucanlar hüviyetindeki eli silahlı, sözde vatansever bir kısım emekli asker, sivil bürokrat ve medya kodamanı lüzumsuz şahsiyetin cumhuriyeti müdafaa maskesi altında ülkeyi kana bulamaya teşne bir vahşet planını son anda ortaya çıkarma istidadını gösteren operasyondur. ülkemiz demokrasisi için dönüm noktasıdır.
    (filcik 04.07.2008 01:43)

>>



Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.