cumhuriyetin ilk otomobilidir.ama teknik sorunlardan ötürü hayata geçmeden müzelik olmuştur. ama manevi değeri de anlaşılamamıştır.pek bilinmez .kurtuluş savaşı gibi zorlu bir dönemi alnının akıyla geçip birkaç yıl içinde bir araba üreten ulus şimdi arabasını tanımaz.
opet reklamındaki siyah 124'ü konuşup saatlerce üzerinde geyik çeviren yurdumun gençliğinin bi haber olduğu gerçeklik. irdele yurdum insanı , düşün biraz bee!
devrim, hem bir fenomen hem terim olarak burjuvazinin dünyaya kazandırdığı bir toplumsal dönüşüm mekanizması olsa da, en azından merkez kapitalist ülkelerde 19. yüzyıl ortalarından itibaren bu sınıfın tüylerini diken diken eden bir sözcük haline gelmiştir.
dünyada hiç bir devrimci atatürk'ün yapabildiği kadar kökten bir değişime gidememiştir. bir devrimci düşünün ki ülkenin yazısını, kıyafetini, hayat anlayışını, devlet politikalarını bu denli değiştirebilmiş olsun.
daha sonra devrimin en güzel yüz metresini koşanlar büyümüştür bu topraklarda, 1971'de, biz daha doğmadan, ilk adımlarımızı atmadan annemize, onlar darağacına yürümüştür uçar adım.
temiz kalan tek yerdir devrim
bütün bir yıl
kirlenen duvarda
ama görebilmek icin
asıldığı çividen indirilmelidir
yaprakları biten takvim
zorbalara direnmektir devrim
bir çocuğun
annesinin çantasından aldığı paraları
altına gizlediğini
söylememiştir dövülen
hiçbir hali
içinde yaşamaktır devrim
dikiş kutusunun
ve toplu iğneler gibi
bir arada olmayı gerektirir
karşı koyabilmek icin zulmüne
makas denilen patronun
gece ışıklar arasında koşmaktır devrim
ateş böceklerini
yakalamak isteyen çocukların
peşine takılır gün gelir
yanıp sönen mavi ışıkları
polis arabalarının
kağıt bir gemidir devrim
bütün gemiler
hurdaya çıksa da sonunda
taşıdığı özgürlük şiiriyle
batmadan yüzer nicedir
dünya sularında
20 mühendisin canını dişine takarak ortaya çıkardıkları türkiye cumhuriyet'inin ilk otomobilidir. bütün aksiliklerin üstesinden gelinerek 4 ay kadar kısa bir sürede, sıfırdan üretilen 3 adet devrim, dönemin devlet başkanı cemal gürsel paşayı törenler ile meclisten alarak anıtkabir'e götürecekti, ancak ne yazık ki benzin konulması unutulduğu için yolda kaldı. ve cemal gürsel'in şu sözü hafızalaramıza kazındı ?batı kafasıyla otomobili yaptınız ama doğu kafasıyla ikmali unuttunuz.? bu olayın ertesin gününde ise basının ?100 metre gidip bozuldu? başlığını ile bir devrin "devrim"i ne yazıkki kapanıyordu.
ılk tÃœrk otomobılı devrım'in teknik özellikleri;
ımal tarihi : 1961
ağırlık : 1250 kg.
uzunluk : 4500 mm.
genişlik : 1800 mm.
yükseklik : 1550 mm.
ımal yeri : eskişehir demiryolu fabrikası
ımal süresi : 4,5 ay
Ãœretim sayısı : 4 adet binek otomobili
10 adet motor : 4 adet a4l tipi 3 adet a4t tipi 3 adet b3t tipi
7 adet şanzuman : 3 adet a tipi 4 adet b tipi
silindir sayısı : 4
silindir çapı : 81 mm.
silindir hacmi : 20 70 cm
strok : 100 mm.
kompresyon : 6,8 : 1
güç : 50 hp
devir : 3600 d/d
karakteristik : dört zamanlı,
ihtilalle yıkılan düzenin yerine yeni ve ileri bir düzen kurulmasıdır. bir devletin dayandığı temel ilkelerin ve toplumun yaşam düzeninin hızla değişmesidir. bu sayede yeni bir yönetim biçimine geçelir, değişiklik hızlı ve ileriye yönelik olur, beraberinde de çağdaşlaşma gelir.
kaypak bir kelimedir devrim. lafzı geçtiğinde kimilerinin tüyleri ürperir, kimilerininse horoz misali göğsü kabarır ben devrimciydim dercesine.
halbuki kaypak bir kelimedir devrim:
nedense türkiye'de sosyalist-komunist hatta marxist savunurların devrim tarifinden, devrimin yalnızca sol kültüre ait bir terim olduğu zannedilegelmiştir.
oysa; iran islam cumhuriyeti'nin kurucusu sayılan ayetullah humeyni de bir devrimciydi, devriminin adıysa "islam devrimi".
o yüzden diyorum ya kaypak bir kelimedir devrim.
dünün "devrimciyim" diyenleri bugün esasında "muhafazakarız" demekte nihayet ne olduklarının farkına vardılar.
bilindiği gibi türkiye cumhuriyet halk partisinin altı umdesi üzerine inşa edildi. elbette ki cumhuriyet kadar, altı umde de büyük bir "devrimci" açılımdı; ancak devrimin ardından "statüko"yu korumak "muhafazakar"lara düşer.
şöyle ki; devrimci mustafa kemal der ya;
"ey türk gençliği; birinci vazifen; türk istiklalini, türk cumhuriyetini ililibet muhafaza ve müdafaa etmektir."
o bakımdan derim ya ben de dünün devrimcileri esasen bugün muhafazakardır diye.
cumhuriyet kurulmuş; görev belirlenmiş: "muhafaza" ve müdafaa etmek.
hasılı vel kelam kaypak kelimedir devrim.
kim devrimcidir, kim muhafazakar...muallaktadır.
komik bir efsanedir. herkes onu başarısızlıktan çöpe itildiğini sanar anadol vakası gibi. oysa ki çokça farklı sebeplerden bu otomobil piyasaya sürülmemiştir. çokça hızla yükselen bu sektöre güçlü gelen devrim bilinçsiz siyasetçilerin elinde oyuncak olmuş, çürümüş gitmiştir. at arabası mı iyi araba mı iyi tartışmaları yapılırken kaybedilen sadece devrim olmamıştır ekstradan zaman kaybı, enflasyonlar, boç, borç, borç ve bitmek bilmeyecek kırbaçları başlamıştır. yani kısacası biz kalem olmuşuzdur bazıları da bize parande attırıp rahatlıyordur.
başına sihirli bir d getirilerek hızlandırılan evrimdir bir bakıma. zamanı olmayanların ya da başka yol olmadığını düşünenlerin * başvurduğu düzen değiştirme yöntemidir. evrimsel dönüşümden, yani zamana yedire yedire, bebek adımlarıyla, bir duvar ustasının tek tek yerleştirdiği tuğlalarla ördüğü duvar misali eldekini dönüştürme politikasından daha başarılı sonuçlar elde etmediği kanısındayım. * ayrıca bunun kendi çocuklarını da yeme gibi bir özelligi de vardır. (bkz: d anton)
yapıldığı taktirde birçok kişinin suçlu suçsuz göz altına alınmasına, her köşe başında asker görmemize, ülkemizi bir anda "30" yıl geri gönderecek, askerin siyasete el atması veya yönetimin el değiştirmesi olayı olarak ele alınabilir...
ana kitle talep etmeden yapılan tepeden inme devrimlerle ne çağdaşlaşılır, ne de muasır medeniyetler seviyesine erişilir.. öğrenci kantinlerindeki burjuva veletlerinin işçi devrimini gerçekleştirmesi de olsa olsa ütopya olur ..
onca emeğe karşın sadece ve sadece benzinin bitmesinden dolayı ve basının 100 metre gitti bozuldu şeklindeki bağrışmalarından dolayı yok olan muhteşem teşebbüs. bu emeğin zayi olmasına üzülenler tarafından hazırlanmış site için:
http://www.devrimotomobil.com/
dönemin cumhurbaşkanı cemal gürsel, ilk yerli üretim otomobili olan devrim'e binip törene giderken araba yarı yolda duruvermiş, uzun uğraşlar sonucu otomobilin, benzini bittiği için durduğu anlaşılmış. bunun üzerine cemal gürsel'in: "garp kafasıyla otomobil üretiyoruz ama şark kafasıyla benzin koyuyoruz" diye meşhur bir cümlesi vardır.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.