yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayı.
ülkemizdeki yapılan yanlışlar yüzünden, can alan, bir çocuğu babasız annesiz ya da ebeveynleri çocuksuz bırakan, bilinçaltında korkulmaya başlanılmış, doğal olay.
ülkemizde ahmet mete ışıkarayı reklamlarda oynayacak kadar meşhur etmiş, lakin gereken önlemler konusunda bu kadar hızlı ve duyarlı davranılmadığı için, nerdeyse bir şehir nüfusunu canından ve malından ettiğiyle kalmış doğal afettir.
akla hemen istanbul'u getiren, halbuki ülkemizin pek çok yerinde görülen doğal olay.****** denildiği gibi "depremle yaşamayı öğrenmeliyiz" ama hala öğrenebildiğimizi zannetmiyorum. ayrıca depremin öldürmediği, binaların öldürdüğü de ayrı bir gerçektir.
ayrıca bazı bölgelerde öyle çok deprem olur ki, şiddetini tahmin eder, hatta bahse girersiniz.
"4 civarında bu"
"5'e yakın bence"
"4.3 diyorum ben"
"yok yok 4.7 vardır" gibi.
yeni umutlar, yarın ki planlar ile yatağınıza uzandığınız bir gece vakti ansızın sizi uyandırabilen, tüm zemin birbiri üzerinde kayarken, annenizin adınızı haykırdığını duymanızı sağlayan, hiç bir şey düşünemeden, duvarların çatırdama sesleri arasında gecenin üstünü örten toz bulutları arasından sevdiklerinizin çığlıklarını unutamayaşınıza vesile olan felaket ötesi felaket.
gece gece kalbinizin bütün vücudunuzda attığını hiissetmenize neden olan afet türevi.
acaba bitse de uyusak diye düşünen başka depremzede var mıdır dünya üzerinde?*
insanın sıkıntıdan bunaldığı anlarda * offf deyip bir nevi 'deşarj' olmaya çalışması gibi, dünyanın* da, sıkıldığı anlarda -ki, bu sıkılmanın keyfiyeti hem malumdur* hem meçhuldür*- sıkıntıdan çatlamamak ve rahatlamak için offf demesi olarak da tanımlanabilir*. *
depremi yapan ne faydır ne fay hattıdır, ne strestir ne enerji birikmesidir; depremi yapan, "vardan öte bir var" olan zattır*. sebepler dairesi içinde elbette ki fiziki olarak açıklamaları olacaktır depremin, fakat hatırda tutmak gerekir ki o sebepler dairesini de bir kısım hikmetlere binaen sebep olarak var eden bir irade* vardır.
her ne açıdan(ister maddi, ister manevi) düşünülürse düşünülsün, deprem bir ikazdır.*
bu gece itibariyle gecenin zifiri karanlığında 1.47 de çoğumuz mışıl mışıl uyurken ***, merkezi bala olan 5.5 şiddetinde bir deprem gerçekleşmiştir efendim.
şahsen ben kendim, cidden ürperdim ve baya bi tedirgin oldum **. bayadır böyle yatağımı sarsan olmamıştı **
ilk 5 saniye "ne oluyoruz uleayn" dedim, bir hışımla arkamı döndüm, bu sıralar evde olan annemin ya da kardeşimin gece gece şaka felan yaptığını sandım, sonra baktım, dedim "abovv deprem, bismillah, bismillah, bismillah" ** evimde beslediğim muhabbet kuşunun da kafesi parçalamasını takdir ettim doğrusu. azimle... mermeri delermiş diye bir söz var ya. az daha başarıyordu bizimkisi *
bi kaç kişi dışarı çıkmış, kendi kendime söylendim; " ben de çıkayım biraz gövde gösterisi yapayım, show tv gelirse röportaj yapayım, yeni eşofman altı aldım onu sergiliyim" felan. lakin dış kapıyı açınca içeri bir soğuk girdi ki off, gözüm yemedi kısacası.
sonra şehadet getirip yattım...
şaka bir yana, insan her ne kadar onca gücü elide bulundursa da, yine de ne kadar aciz olabileceğini anlıyor böyle zamanlarda. bir anda geçmişte yaptığı hatalar, başkalarına yaptığı haksızlıklar geliyor aklına.** allah korusun, bir facia yaşansaydı tekrar, bu soğukta o kadar insan ne yapardı düşünmek bile istemiyorum. büyük geçmiş olsun diyorum tüm hemşehrilerime.
ölüme her an hazırlıklı olmak ve diğer hayata * boş gitmemek ümidiyle...
sürekli gerçekleşmeyen*, engelleyemeyeceğimiz, yok sayamayacağımız, yok edemeyeceğimiz, kendisine karşı ancak tedbir alabileceğimiz doğa olayıdır.*
alınacak tedbirleri insanoğlu zaman içerisinde aklıyla ve tecrübeleriyle bulmuştur zâten. yâni aslında bulunması, îcâd edilmesi veyâ geliştirilmesi gereken bir şey yok, japonlar hepsini yapmışlar. yapılmışı var.
hadi biz japon teknolojisini kullanamıyoruz diyelim. peki o zaman canım kardeşim, ne diye îmârımızı doğru düzgün olması gerektiği gibi yapmayız? ki bu bizim alabileceğimiz en önemli deprem tedbiridir? bizim belediyeler ne diye olmadık yerlere* îmar izni çıkarır, bir de hediye nâmına denetlemez, üstüne de kaymak olsun diye kaçakları da görmezden gelir? bizim alabileceğimiz en büyük tedbirler bunlarken bu belediyeler ne *** yemektedir?
hadi belediyeler bunları yapmadı, peki halkın hiç mi yaptırımı yok be kardeşim ya.. hani demokrasi memleketiydik, hani halk kendi kendini yönetmekteydi? hiç mi ayaklanılmıyor, toplu hâlde bir hareket başlatılamıyor hı?
cevapları alayım, her soru on puan. başarılar dilerim....
an itibari ile merkez üstü çınarcık olan 4.8 şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir. ve kendini yine bize hatırlatmıştır. daha fazla vakit kaybetmeden gerekli tüm önlemlerin alınması gerektiğini bir kez daha 4.8 şiddetinde bir uyarı ile hatırlattı. geçmiş olsun dilerim daha büyüklerinin olmaması temeni ederim.
ankarada hissedilmiş, ziyadesiyle tırsıtmış fakat açıklanan sonuca göre kazan'da 3.6 şiddetinde olduğu ortaya çıkmış, Allah beterinden saklasın dedirtmiş doğa olayı. bir sonrakine kadar uyumaya devam edebiliriz. iyi geceler.
27 şubat 2010'da şili'de meydana gelen 8.8 şiddetindeki deprem sebebi ile dünya'nın bir günü 1.26 mikrosaniye * kısalmıştır. nasa uzmanlarından richard gross tarafından yapılan bir araştırma modeline göre dünya ekseninde 8 santimetrelik (3 inçlik) bir kayma yaşandı. aynı araştırma modeli ise 2004'teki 9.1'lik sumatra depreminde dünya'nın bir gününün 6.8 mikrosaniye kısaldığını ve eksenin de 7 santimetre (2.76 inç) kaydığını gösteriyor.
-deprem olmuş, howww, 8.888 şiddetinde, 3 kişi ölmüş
-aha bi deprem daha 7.9 şiddetinde2 kişi ölmüş, bir tane de tabak kırılmış, antika!!
-bütün dünya beşik gibi sallanıyor be. bizde de oldu bak dün; 3.9 şiddetinde 6 kişi ölmüş........
sonsuz sayıda .(nokta) koyasım var ya. kurbanlık koyun gibi bekliyoruz olacakları. dün tv de izlediydim böyle birşey. hakkatten doğru. haberi seslendiren arkadaş güzel birşey söyledi, deprem kayıt cihazlarının bile kaydetmekte zorlanacağı kadar düşük şiddetli depremlerde ülkemizde can kayıpları yaşanıyor.
bu işin 3 boyutu var;
1- deprem olmadan önce oluşabilecek muhtemel zararları önleme projesi yapılır
2- deprem olduktan sonra can ve mal kaybını azaltmaya yönelik önlemler alınır
3- ikisi birden
yapın işte ikisini birden. zırt pırt hesaplamalar; 20 milyar dolar-50-100. arttıran yok mu dercesine tahminler yayınlanıyor. ya ölecek, sakat kalacak onbinler?
İnşallah bir an önce bu konuda ciddi çalışmalar yapılır, sorunlu yapıların yıkılarak yeniden yapılması projeleri üretilir...
her deprem haberinde aklıma ister istemez kötü senaryolar geliyor. dövecem ben bunları.
100m2, 3+1 , canavar gibi bir dairenin 2010 birim fiyatları ile maliyeti, 50.000 TL civarındadır. (arsa bedeli hariç) uygun hazine arazilerine toki, moki organize edilmeli bir an önce. pek panik havasında yazdım işbu tanımı fakat deprem diyince ister istemez panik oluyorum bir inşaat mühendisi olaraktan. bakınız bir misal; son yönetmeliklere göre yeni yapılan yapılarda en az C20 kalitesinde beton kullanılıyor. dayanımı 20 birim diyeyim adından da anlasılacagı gibi. fakat bu yasalar çıkmadan önce yapılmış çoğu binada bu değer 5-10 arasında çıkıyor. kendini taşımaktan aciz çok sayıda bina var...
halkın oturduğu daireyi gözden çıkartıp yenisini alma gibi bir ekonomik gücü yok. duvarlar çatlasa da çoğu insan evinden çıkamaz. devletin bu işe 1. dereceden eğilmesinin vakti geldi de.... geçmiyordur inşallah.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.