blues

  1. isyanın müziğidir. yüzyıl başlarında ırkçı düşüncenin ezdiği zenci insanların haykırış, dünyaya yaktıkları bir ağıttır blues. hayal olan mavi dünyalarını tasvir eder ve anlatırlar hep sözlerinde. şimdilerde ki rock müziğinin gelişmesinden büyük rol üstlenmiştir blues gitaristleri. teknikleri ile göz kamaştırırlar. fakat şimdilerde düşünüldüğünde hüzün ile tabir edilemeyecek, aynı zamanda hayatın anlamını kavramak için de uygulanabilecek müziktir...

    "blues ain't nothin' but a good man feelin' bad"
    (gilgalad 26.03.2006 22:13)
  2. hüzün ve akşam üstü işte tam bir blues. bir çok müzik türünü içinde barındırır aslında rock ve caz gibi. ülkemizde de temsilci denebilecek blue blues band vardır.

    (spiritualheigth 31.03.2006 11:29)
  3. 20. yüzyılın başlarında amerika'da kölelik yapmakta olan afrika kökenli işçilerin, çalıştıkları esnada gerek günlük yaşamlarını, gerek çektikleri sıkıntılarını gitar eşliğinde anlatmaya başlamaları sonucu ortaya çıkmış olan müzik türü. ortaya çıkmasını sağlayan bu ilk formuna "delta blues" adı verilmektedir. daha sonraları delta blues gelişmiş ve şehir yaşamında, gece kulüplerinde de ilgi görmeye başlamıştır, buna bağlı olarak da "chicago blues" denen tür doğmuştur.
    (therion 01.04.2006 23:12)
  4. nedense konudan habersiz bir çok insanın caz ile karıştırdığı müzik türüdür.

    halbuki çok farklıdırlar;

    blues anlatır, jazz ise sizin anlatmanızı ister.
    (argus wishingwell 07.08.2007 10:03)
  5. kimsenin görmediği bir anda dökülen gözyaşıdır blues, veya içi içine sığmadığı halde belli etmemeye çalışıp daha fazla belli etmektir. samimi ve sıcaktır başka bir deyişle.
    (argus wishingwell 07.08.2007 11:44)
  6. kendini anlatmanın en güzel yoludur blues. bir yaşam tarzı da denilebilir aslında. çoğu insan hüznü, kederi kötü zanneder. onlardan korkarak ve kaçarak yaşar. aslında onları kabullenip, onlardan zevk almak mümkündür. işte blues sana bunu anlatır. kendine, hayata, herşeye isyan etmenin en güzel yoludur bazen. diğer müzik türlerinden daha anlamlıdır blues. bir yaşanmışlık barındrır içinde çünkü. dinlerken bunu hissedersin. seni, sana anlatır bazen. bazen hayatı anlatır sana. çoğu zamanda aşkı anlatır. hüzün, isyan, keder, özlem, aşk, mutluluk, sevinç ve daha bir sürü şeydir blues.
    (mcleod 02.09.2007 14:05)
  7. akıllara şu soruyu getiren endam-ı müzik-i tür-ü hayvan:
    "iyi de hocam o kadar yazmışsınız, o kadar zenci müziği demişsiniz. lakin nedir necidir bu blues?"
    en yakın müzik aletine yaklaşıyosun.
    // bas gitar süper olur lakin normal gitar varsa onun bas telleri de kafi...
    mi mi mi la la# si...... (gaz geçene kadar tekrarlanır) 4 kez makbuldür
    la la la re re# mi......x2
    mi mi mi la la# si......
    si si si si si si si la# la la la la la.... (si ve la kısmı hızlı)
    mi mi mi la la# si

    off deli oldu dimi. evet öyle.
    (fallen sithlord 13.09.2007 21:08)
  8. 1 yıl ve 2 ay sonra girdiğim ilk entry özelliğini taşıyan müzik türü. öyle mühim bir türmüş ki bu şerefi ona bahşettim. aha da bu 2. entry.
    ayrıca beynimin bir köşesinden bana* "lan burda entry denilmiyordu, tanım deniliyordu" şeklinde bir uyarı verilmesine vesile olan manyak tür.*
    (fallen sithlord 13.09.2007 21:14)
  9. çıkış tarihi amerikaya ilk siyahi* kölelerin getirildiği 1619 tarihine denk düşen müzik türü. amerikaya ilk getirilen siyahlar, zengin mississipi nehri kenarındaki pirinç tarlalarına yerleştirildiler. ki bu topraklar memphis ve new orleansa denk gelmektedir. kölelik baskısı altındaki siyahlar, tarlalarda çalışırken ağıtlar yakmaya, özgürlük, özlem, hüzün üzerine şarkılar söylemeye başladılar, ama bu şarkılar genellikle birkaç kelimenin tekrarı üzerine kuruluydu. ve bu şarkılar, yavaş yavaş bir özgürlük hareketine dönüşüyordu. bunun üzerine beyazlar, kölelerin cumartesi akşamları eğlence düzenleyip şarkı söylemelerine izin verdiler. fakat bu durum özgürlük ateşini daha da alevlendirdi. bu müzik hareketi, tüm mississipide hızla yayılmaya başladı. ve böylece bluesun temelleri de atılmış oldu.

    fakat bluesun gerçek anlamda ortaya çıkması, bundan çok uzun seneler sonra, 1865 senesinde, iç savaşın bitmesi ve köleliğin kaldırılmasıyla gerçekleşti. kölelik resmen kaldırılmıştı ama, ırkçılık tüm şiddetiyle devam ediyordu. bu yüzden siyahların çoğu, yeni umutlar için, kuzeye göçmeye başladı. bu sırada göçmenlerle tanıştılar, ve kültürlerinden, müziklerinden etkilendiler. bu sırada enstrüman olarak irlandali ve iskoçlardan keman, güneyli göçmenlerden de mandolin ve gitar, müzik kültürlerine katılmış oldu. bundan önce afrika kökenli bir müzik aleti olan banjoyu kullanıyorlardı.

    1900 lerin başlarında ise, memphiste sitah söz yazarları ve şarkıcılar ortaya çıkmıştı. 1909 da ise memphis belediye başkan adayı e.h. crump, bir blues grubundan* kendisi için bir saçim şarkısı yazmasını istediğinde, blues çok daha geniş kitleler tarafından duyulan bir müzik halini aldı, ve crump da seçimi kazandı.

    bu dönemlerde, blues her yörede teknik değişiklikler göstererek çalınmaya başlandı, ve bölgesinin adını aldı. texas blues, memphis blues gibi. 1930 lar, yani blues ile caz* ın yakınlaşmaya başaldığı yıllarda ise, gelecek yıllara damgasını vuracak bir müzisyen, trompetci lois armstrong, önce king oliver bande, daha sonra ünlü piyanist earl hinesin grubuna katılıyordu. aynı dönemde count basie, the band that play the blues diye tanımladığı, bünyesinde gitarist eddie durham , saksafoncu lester youngi ve dönemin en iyi iki vokali ella fitzgerald ve billie holidayi bulunduran grubuyla, bluesun günümüzde dahi dinlenen kilemotre taşlarını seslendiriyordu.

    40 lara gelindiğinde, daha pek çok efsane isim, para kazanmak için küçük barlarda çalıyordu. yeni müzisyenlerle birlikte blues, tüm amerikada yayılmaya başlamıştı. ve 1948 de, daha sonra b.b. king* olarak adlandırılacak dj riley king, amerikanın ilk siyahi radyosu wdia memphis de bir blues programı sunmaya başladı. ilerleyen yıllarda ünlü gitar üreticisi gibson firması, b.b. king adına, lucielle ismiyle bir gitar üretecekti.

    1955 te, bluesun tüm amerikayı sardığı dönemlerde, yeni bir yıldız, chuck berry maybelline isimli şarkısıyla 3 dalda ödül aldı. bu dönemlerde amerika, yeni bir müzik türünün doğumuna şahit oldu, blues ve r&b* türünün birleşimi, rock'n roll.

    2. dünya savaşı sırasında, blues kayıtları inginleteye ulaştı, ve kısa sürede büyük ilgi gördü. ingilterenin ilk blues grupları, new orleans blues tarzı örnekler vermeye başladılar. bu sırada üç genç blues müzisyeni, brian jones, keith richard ve mick jagger the rolling stones grubunu kurdu. grup kısa zamanda büyük üne ulaştı, ve 1966 da aftermathla hit parçaları paint it black* tüm ingiltere ve dünya tarafından dinlendi. aynı dönemde the yardbirds, ileride efsane olacak üç gitaristiyle, jeff beck, jimmy page ve eric claptonla piyasaya çıkmıştı. clapton, daha sonra gruptan ayrılarak diğer bir blues grubuna katıldı ve ingiliz blues tarihinin en iyi örneklerine hayat verdi.

    ve, 1967 yılında, gelmiş geçmiş en iyi gitarist, jimi hendrix, californiada bir pop festivalinde müthiş bir konserle, the jimi hendrix experience ile tarih yazdı, muhteşem gösterinin sonunda gitarını yakarak unutulmazlar arasına girdi.
    (halukumben 20.10.2007 17:13)
  10. her ne kadar müzik türü olarak anılsada aslen hüzün, keder, efkâr manasına gelmektedir. zaten adını verdiği müzik türüne, adı şıp diye oturmaktadır
    (drowish 23.04.2008 18:02)
  11. bb king'tir.
    (balan kudursun freud 18.05.2009 13:00)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.