arog

  1. (bkz: gora)

    cem yılmaz'ın sevenlerine muştuladığı yeni filmi. mayısta çekimlerine başlanılacakmış. yontma taş devrinde geçecek bir hikaye.
    (wulovic 20.12.2007 17:58)
  2. gora neydi ki, devamı ne olsun diye düşündüren cem yılmaz'ın yeni atraksiyonu. türk telekom'u da sponsor olarak almış yanına, 2-3 milyon da seyirci çeker, gerisi de ayrıntı zaten.
    (tulkas 26.01.2008 00:20)
  3. aynı saçmalığı bi tersten bi düzden yutturuyo seyirciye ama genede güldürüyo eğlendiriyo başarılılarının devamını dilemek düşüyor bize
    aynı yoldan şahanda gitmeyi denedi bakalım ayın 22sini bekliyorum merakla (bkz: recep ivedik)
    (dandy 09.02.2008 18:00)
  4. fragmanındaki çiş yapma sahnesinde koptuğum filmdir.
    (bkz: cmylmz)
    (anarsi nerede anarsist orada 27.09.2008 02:17)
  5. Gora dan kat kat daha güzel ve eğlenceli olan filmdir.
    " şşş sakın haa küfür yok, çocuklar etkileniyo "
    (rainbow 08.12.2008 20:11 ~ 09.12.2008 10:41)
  6. bu tanımı yazarken bile yanda arog reklamı görüp kıl olmak. neyse.

    Zamanında hacivat-karagöz şekliyle osmanlıda da görülmüş en ilkel komedi akımı. Halktan insanların gerizekalılıkları * anlatılır. Ha günümüz "medeni" insanının bu kadar bayağı bir komediyle eğlenebileceğine inanmak çok güçtür.

    Lakin; işte karşımızda. Cem Yılmaz*, Şahan Gökbakar* ve * Avrupa Yakası'ndaki bazı tiplemeler en basit örneklerimiz. *
    (wrathbringer 08.12.2008 20:33)
  7. AROG Türkiye'de çekilmiş eli yüzü düzgün son dönemlerin en güzel komedi filmidir.
    Neden böyledir peki?
    Bir kere, Türkiye'de ki son dönem komedi filmleri, karda yürürken düşen kimsenin komik bir görüntü çizmesine rağmen aslında kırılan kalçasının çok daha gerçek biçimde "acı" olmasına benzetilebilir *.
    Komiklik unsurları tamamen yapay ve samimiyetsiz, ciddiyetsiz, küfürlerle bezeli ve gerçekten en ufak bir zeka ürünü barındırmayan anlamsızlıklardan oluşur.
    Bu filmleri saymaya kalksak, gişe hasılatı milyonları aşan onlarca basiretsiz film karşımıza çıkar.
    Bunda en büyük sorun tabii ki, Türk sinema seyircisinin beklentisi düşük ve fazla yormayan filmlerle yetinen bir kitle olmasıdır.
    Yoksa Şahan Gökbakar, Recep İvedik gibi bir TV skecinden, espri kalitesi yerlerde, en ufak bir emek dahi sarfedilmediği her halinden belli olan fakat Türkiye'nin en çok izlenen sinema filmini çekemezdi.

    Bu bizim için bir utanç kaynağı aslında. Çünkü Şahan Gökbakar, aslında altyapı olarak ve daha önce yaptığı işlere bakılırsa, Türkiye'de ki bozuk mizah anlayışını iyi tahlil etmiş ve güzel işler çıkaran bir komedyendi. Fakat Recep İvedik ile, gözümde tamamen bu değerini yitirdi.

    AROG filmi bir kez daha gösterdi ki, Cem Yılmaz'ı diğer komedyen veya sinemacı kitlesinden ayıran en önemli unsur, yaptığı işi gerçekten ciddi bir emek ve gönlünü vererek yapmasıydı. Gora filminde, klasik bir Türk vatandaşının uzaya gitse içinde bulunacağı komik durum anlatılmıştı. Komik bir filmdi GORA, evet küfür vardı belki ama komikti işte. Çünkü Türkiye'de sinemalarda bir daha izleyemediğimiz bir orjinallik söz konusuydu.

    AROG filminin konusu kısaca; Arif'in komutan logar tarafından bir milyon yıl öncesine gönderilmesi ve Arif'in medeniyetin gelişimini hızlandırmaya çalışarak zamanı ileri almaya çalışmasına dayanıyor. Yani, ortalama bir Türk zekasına sahip birisi yontma taş devrine gitse ne yapardı bunu izliyoruz filmde.

    AROG'un en büyük başarısı bana kalırsa, tekrara düşmemesiydi. Cem Yılmaz bu filmi GORA'da yaptığı gibi küfür ve klasik Türk tiplemesini ele alarak çekseydi, şüphesiz yine beğenilecekti fakat, tekrara düştüğü için büyük bir hayal kırıklığı da yaratması kaçınılmaz olacaktı. Ancak AROG, bu komedi unsurlarının yanında, yer yer o kadar inceliyor ki , seyirciye tadından yenmez bir film ziyafeti sunuyor.

    Filmde darbelerden, kamusal alana, evrimden, medeniyete, Türk eğitim sisteminden, petrol savaşlarına kadar çok geniş bir yelpazede espriler bulunuyor. Yer yer hollywood'dan filmlere selam ediyor. Ha bu esprilere katıla katıla gülmek şart değil. Bizim en büyük hatamızda bu sanırım. Beklenti genelde, nefes almadan gülmeye yönelik oluyor çünkü. Neden böyle olsun ki? İzlediğimiz bir sinema filmi ve ilerlemesi için hikâyeye, yönetmenin veya yazarın kendini anlatması için "alan"a ihtiyacı var.

    AROG bana kalırsa sadece özenli işçiliği ile bile seyredilmeyi hakediyor. Filmde ki gerek özel efektler, gerekse kostümler,dekorlar gerçekten çok titiz bir çalışmanın ürünü. Müzikler gayet yerli yerinde. Özel efektlerde arı haricinde göze çarpan hiçbir şey yok. Korkutucu biçimde gerçekçi olmuş dinazorlar.

    Bu film kesinlikle "en çok güldüğüm film" değil ancak izlemekten en çok keyif aldığım komedi filmi olmuştur gözümde. Eğer kaprisli bir izleyici olmayacaksanız, AROG'dan çok keyif alacağınızı temin ederim.

    Filmin barındırdığı onlarca mantık hatası da mevcut tabii ki. Bunlar filmin gidişatına zarar vermeyecek ufak tefek şeyler ve absürd ve fantastik bir komedi filminde, bunlar çok rahat görmezden gelinebiliyor. Kanımca filmin en büyük hatası, Arif'in maymunla olan mevzusu. Kesinlikle çok çok yanlış bir sahne olmuş, sanırım Cem Yılmaz'da bu hatasını yakın zamanda anlayacaktır.

    Oyunculuklar ise, Nil Karaibrahimgil haricinde gayet güzel. Bilhassa Ozan Güven ve Zafer Algöz çok güzel oynamışlar. Keşke Rasim Öztekin'de olsaydı bu ekipte demeden edemiyor insan. Hasan Kaçan ise benim için güzel bir sürpriz oldu, çok sevindim kendisini filmde görünce.

    AROG filmini herkes beğenmek zorunda değil elbette, ancak kesinlikle saygı duyulması gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum.
    Eğer bu filmde de hala bir tarafının kenarıyla gülerek prim yapmaya çalışanlar varsa, ne bileyim Mel Brooks, Woody Allen falan izlemeliler. Ancak benim için Cem Yılmaz Türkiye'nin Woody Allen'i olmak üzeredir.


    Biraz spoiler verirsek.


    --! spoiler !--
    *Taksiciyi durdurup, sopa alması
    *Çocuklara ders verirken, gereksiz saçma sapan coğrafya bilgilerini tıkıştırmaya çalışması
    *Özkan Uğur'un oynadığı Dimi karakterinin keşfettiği zaman makinesi.
    *Arif'in alnına saplanan oktan sonra saçma sapan konuşması.
    *Arif'in Darbe olmaz, bizi on yıl geriye götürür demesi
    *Rıdvan Dilmen'in gol olur demesi
    *Çocuğu Gora'da dünyaya getirelim, sonra tekrar dünyaya getirelim esprisi.
    *Zafer Algöz'ün Karga karakterini gerçekten karga gibi bir sesle oynaması.
    *Ozan Güven'in gitarla akdeniş akşamları söylemesi.
    *Atasözlerinin henüz yerleşmemiş olması ve atasözlerine yapılan göndermeler.
    *Arif'in taraftarlığı öğretirken gaza gelmesi.
    *Gol atınca yapılan yengeç dansı.
    *GORA'da ki tahta esprisine yapılan gönderme.
    *Filmin sonlarında ki yabancı dergilere Arif'in konuk olması.
    *Queen hatırlattı, Robot 216 ile Ozan Güven göndermesi hoştu.
    gibi onlarca irili ufaklı espriler. Ben bunlara ve dahasına çok güldüm, ve bir müddet aklıma geldikçe güleceğim.
    --! spoiler !--
    (agacsakal 09.12.2008 00:07 ~ 02.05.2011 00:54)
  8. arif; '' bize iki öküz lazım.''
    yan tarafta sohbet eden iki eleman; '' abi adam yiyor ama çalışıyor da''
    arif; ''siz ikiniz gelin bakayım''
    (bkz: melih gökçek)
    (goodboyum 09.12.2008 00:11 ~ 09.12.2008 00:12)
  9. (bkz: argo) *
    (betusens 09.12.2008 02:13)
  10. vasat.
    (iktisat 09.12.2008 13:31)
  11. beklediğim kadar gülmedim ama kesinlikle komikti * *

    gora'yı bilmeyenin hayli sıkılacağı bir film belki de. ama tabiki tamamen bağımsız espiriler var. filmin başı gora'ya sonu futbola bağlı. bence biraz erkek işi olmuş.



    --! spoiler !--

    viagra ve maymun muhabbetinde bütün salon yerlerdeydi. tabi küçükler birşey anlamadı. 10 yaşındaki kuzenim "bu hap ne işe yarıyor?" diye sorduğunda ben ayrıyeten kahkahalar attım.
    kamusal alan espirisi de ayrıca muhteşemdi.
    film göndermelerle doluydu. arada sıkıcı gelebiliyor ama diğer filmlere nispetle oldukça güzel olduğunu takdir etmek lazım sanırım.

    --! spoiler !--

    cmylmz diyorum... *
    (anarsi nerede anarsist orada 11.12.2008 00:13)
  12. aslında biraz önyargılı gittiğim filmdir. en başta 'off gene küfürlerle dolu bir film olacak çok sıkılacağım'' şeklinde düşünmüştüm. ama filmde belden aşağı esprinin az olduğunu görerek sevindim. ayrıca göndermelerle dolu olması beni daha da mutlu etti. özellikle stanley kubrick'in 2001 a space odyssey adlı filmine yaptığı gönderme beni hem şaşırttı hem de güldürdü. evet, filme tapmadım ya da mükemmel bir filmdi gibi yorumlarda bulunamam. ama önyargıları kırabilen bir film olduğunu söyleyebilirim. izlemekten zarar gelmez.
    (empyrean 12.12.2008 12:02 ~ 12.12.2008 12:04)
  13. Spoiler gibi değil gibi

    Filmde ki Arthur C Clarke 2001-Bir uzay destanı göndermesinden şöyle bir izlenim çıkardım ben.
    Genel olarak filmden Cem Yılmaz'ın evrime inanmadığını anlıyoruz. Arif, maymunlarla medeniyet geliştiremeyeceğini anlayınca maymunların yanından ayrılıyor. Ancak tamam inanmıyoruz ama saygı duyuyoruz dercesine Moon-Watcher ve siyah taş göndermesini yapıyor. Açıkçası bu da çok hoş bir detaydır aklımda kalan.
    (agacsakal 12.12.2008 12:14)
  14. ---spoilerimtrak---

    (bkz: gol olur!)

    (bkz: nil karaibrahimgil)*: aman allah'ım, yok böyle bir güzellik.

    ---spoilerimtrak---

    alışıldık sululuktaki cmylmz esprilerinin arasına alışılmadık güzelliktekilerinin serpiştirilmesiyle oluşan, hoş bir eğlencelik film.
    ________________________________________

    ama nil'in bu kadar güzel olması gerçekten haksızlık. maça 1-0 önde başlamak gibi. bilgisayar oyunlarında hile yazmak gibi.
    (situs inversus 12.12.2008 21:37 ~ 12.12.2008 21:39)
  15. koşa koşa gittiğim filmdir.
    doyamayıp üç kez gittiğim filmdir.
    "gelin hea toğrağam!" repliğini gün içerisinde çokça kullamıyorumdur.
    "Filmin başlamasıyla gülmeye başladım, hatırıma geldikçe hala gülüyorum." cümlesi gayet anlamlı bir anlam olacaktır bu başlığa.
    (kirmizibaget 14.12.2008 19:47)
  16. cem yılmaz'ı sevmemi sağlayan, bir çok insan tarafından güldürmüyor, gora gibi değil, şöyle de böyle de diye eleştirilen, ama ve fakat lakin hakikaten içinde ince ince mesajların olduğu* hakikaten iyi bir film ya.
    arak marak deniliyor ama, iyi de yıllardır bizi türk filmi yapımcıları, yönetmenleri, oyuncuları aynı filmlerle keklemiyorlar mı?
    geçmişe dönük bir bilim kurgu filmi neticede, ne bekliyor ki insanlar? yıllardır önümüze konulan bir şey var sonuçta tarihle ilgili ve herkes ona göre yapıyor bir şeyler. herkes yaptı, izledik, aa huuu ee iiii dedik de cem yılmaz'a gelince mi tüü kaka oldu. *
    (betusens 19.12.2008 21:05)
  17. cem yılmaz ın niye çektiğini anlayamadığım filmdir. sıfır senaryo.
    recep ivdedik e gelince, ilk filmin yinede bir senaryosu bir hikayesi vardı berbat bir film olmasına karşın. lakin o da 2. filmde sıfır bir senaryo ile zorlama olarak çıkmıştı karşımıza zaten.
    tamam emek var eyvallah ama tv skeci yada show programı yapmak ile sinema denen şeyin farklı olduğunu bir kez daha vurgulayan güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum.
    (merlin 07.09.2009 10:16)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.