rounders

  1. -hey dostum, bu klişe dolu filmi izlemeyi gerçekten düşünmüyorsun, ha ahbap?
    -ama edward norton oynuyor adamım! norton rullzzz!

    poker üstüne kurulu bir film, on üzerinden altıbuçukluk -puanlamada edward norton'ın etkisi yok, onu hesaba katarsak başka bir sonuç çıkıyor. kumar illeti yüzünden evi barkı dağılan ve geleceği kararan bir gencin dramı, değil tabi ki. veya aslında öyle de, biz başka türlü görmek istiyoruz, film mutlu sonla bitsin istiyoruz, bizim ed kumarı bıraksın, matt damon da ne hali varsa görsün istiyoruz. ama öyle olmuyor işte.

    şimdi normal ve sıradan bir film özeti yapalım. mike hukuk okuyan başarılı bir öğrencidir. son derece zeki bir genç olan mike okulu için gereken parayı ise geceleri oynadığı pokerden kazanmaktadır. (buraya kadar her şey iyi gidiyor falan diyemiyoruz çünkü gayet berbat bir hayat bence) bir gün gaza gelen mike -nasıl gaza geldiğini açıklamayayım da şıpoylırı kaçmasın- rus mafyasının uzantısı gibi bir herif olan teddy kgb'yle masaya oturur ve varını yoğunu kaybeder. tabi bu, beraber yaşadığı kız arkadaşının hoşuna gitmez -e herhangi bir bayanın da hoşuna gitmezdi zaten, ama sevgili holivud burda bu geleceği parlak, avukatlık hayalleriyle yüreği pırpır eden şirin genç kızı kötü karakter kisvesi altında ezip geçmeye kararlı görünüyor- tartışırlar falan. o sıralarda da mike'ın çatlak serseri ve bir o kadar karizmatik dostu worm -ki edward norton oluyor kendisi- hapisten çıkacaktır. hem de dışardaki birtakım ensesi kalın kişilere borçlu olarak hapisten çıkacaktır. gerisini izlersiniz.

    matt demon -böyle yazılmadığını biliyorum ama bu hoşuma gidiyor- her zamanki gibi çenesini eğirip büküp her filmde yaptığı tuhaf mimikleri sergilemekte. gereksiz bir de dışses koyulmuş. bu adamda itici bir yan var ama çözemedim. yani iş renkli gözde falan bitmiyor demek ki, adam soğuk, ama öyle karizmatik bir soğukluk değil, öyle itici bir soğuk. halbuki edward norton öyle değil, o şerefsiz pislik rolünü oynarken bile hiç kızamıyorsunuz, dayak yerken içiniz parçalanıyor falan, ed başka yani. bir değişik bakıyor kameraya, adamım ya.

    filmde es geçilmemesi gereken bir de john malkovich faktörü var. rus ağzı yaparken dinlemesi epey ilginç, veya rondo'msu birtakım bisküvileri ortadan ayırıp önce kremasızını yiyip sonra kremalı tarafı yemesi. hele bir de john turturro muydu neydi o var, psikopat bakışlarla durağan bir insanı oynuyor.


    filmin özet yorumu: mike iyiydi de çevresi kötüydü.

    filmden alınacak sonuç: kumar kötü bir şeydir. en kötüsü de texas hold'em'dir.
    (queen tinorfithiel 30.04.2010 21:32)
  2. Pokerle tanıştıktan sonra izlediğim ilk film.
    (marmellata di mele 27.08.2011 04:00)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.