ateizm

  >>

  1. teolojide tanrı tanımazlık.

    çoğu bilimadamının mensubu olduğu, bunun sebebi olarak da yaratabilme özelliklerinin farkına varmalarını ve dolayısıyla tek yaratıcı olarak gösterilen tanrıyı tanımamalarını gösterdikleri felsefi görüş.
    (elizabeth bathory 28.03.2006 08:08)
  2. bu görüşe inanan kişi genellikle kendini çaresiz karanlık bir hayatın içinde bulur. dayanacağı ve sığınacağı bir güç yoktur çünkü. bilimsel gerçeklere bağlandıkça cevaplanmayan sorular çıkar karşısına. ve sonunda çaresizlik korkutucu boyutlara ulaşır. sırf mecburiyetten inanmak bağlanmak ister. kötülük her zaman var olacaktır ve bundan korunmanın tek yolu ilahi yenilemez bir güce tapmaktır. ancak ateizm kişinin psikolojisi üzerinde çok ters etkiler yaratabilir * tabi herkeste aynı etkiyi gösterecek diye birşey de yoktur.
    (roland 11.05.2006 16:13)
  3. bir görüşe göre tanrı'nın varlığını inkar etmek değil tanr'nın varlığını düşünmek istemeyen insanların mensub olduğu akımdır.
    (afrasyab 21.08.2006 16:45)
  4. kur'an-ı kerim'e göre "hakikati inkar eden" manasına gelen kelime. (bkz: kafir)
    (direnc 22.08.2006 02:16)
  5. mantıksal tutar dalı olmayan görüştür. "tanrı yoktur" demek başlı başına bir hezeyandır. çünkü birşeyin yokluğunu ispatlamak, varlığını ispatlamaktan çok daha zor ve sağlıksızdır. bunu basit bir mantıksal örnekle açıklayacak olursak: bir elmayı ele alalım. elmanın varlığını ispatlamak herhangi bir elmanın gösterilmesiyle sonuca ulaşır. ancak tam tersi olan elmayı inkar etmek yada olmadığını ispatlamak için tüm yeryüzü didik didik taranmalıdır, hatta geçmişte yetişip yetişmediği de kaynaklarda aranmalıdır. bu basit misalde de görüldüğü gibi varlığı için bir delil bile yeterliyken, kainat dolusu delilleri olan yaratıcıyı inkar etmek insanın kendi aklını inkar etmesidir.
    (kafa 24.08.2006 18:18)
  6. ateizm aslında inançsızlık dinidir. yani ilahi din ve batıl dinler kapsamından uzakta bir inançsistemidir. inançsistemidir, çünkü inanmamaya inananların oluşturduğu bir akımdır
    (ensar 24.08.2006 18:45)
  7. okumadan önce not; bilimsel yaklaşım filan değil amacım, diyalektik yada materyalizme sırtımı verip referans göstermek de değil. anlattıklarım içimden geçenler, içimi geçirenler, o kadar.

    inanç denen şeyin genel geçer bir tanımı yoktur. bu yüzden ateizmin de bir tanımı yapılamaz. ateizme inançsızlıktır demek yanlış değildir ama her yanı da eksikliklerle dolu bir tanımdır. inançsızlık ama neye, kime, neden, nasıl ve hangi platformda? bu soruların cevaplarını verebiliyorsanız sorun yok. ama verilemediği de aşikar...

    saçma bir düşünce midir? hayır değildir. sizin inandığınız şeylere inanmadığı için kimsenin düşüncelerine mantık dışı diyemezsiniz. kimsenin inancına yada inançsızlığına saçma deme hakkınız yok, ilk önce bunu bir kararlaştıralım. saçma olanın ne olduğuna karar veren kim ve bunu meşru kılan dayanağınız ne? evrende bulunan her şeyin bir yaratıcıya tekabül ettiği fikri size inanılmaz dercede açık bir kanıt gibi gelebilir. bence değil. bence hiç değil. bir böceğin bile ne kadar mükemmel yaratılmış olduğunu görmek sizi tanrıya inandırabilir. bana sanlattığı şey ise " e nasıl olacaktı yani? mükemmel olmasa yaşayamazdı ki zaten! yaşamak için mükemmel olması lazım" şeklinde oluyor...ama tüm bunların insanın varlığı için yaratılmış olduğu düşüncesi bizi nereye götürecek acaba merak ediyorum...dünyadaki tüm kertenkele nüfusunun tükenmesi neye yol açacak sorusunun cevabını bilenler sanırım biraz şüphe etmekte haklı olsa gerek. biz neye yarıyoruz sorusuna dinden başka nasıl cevap verilebilir peki? cevapları aramaktan bıkanlar için* de bir yol var her zaman. zaten asıl mesele de onlarla...

    saldırıdaki dayanaklardan birisi "milyarlarca insanın inandığı bir şeye nasıl inanmazsın, bu kadar insan salak mı?" şeklinde önüme sunuluyor. ben de diyorum ki; bu dünyada bilimle uğraşan insanların çok büyük bir kısmı neden ateist? filozofların nerdeyse hepsi denecek kadar büyük bir kısmı neden ateist? bu adamlar kendi zamanlarından yüzyıllar sonra doğan insanların bile fikirlerinin temelini atmış, hala fikirleri tartışılan, kabul edilen insanlar değiller miydi? peki bu adamlar inanmıyorlarsa bunlar salak mı? nasıl bir cevap aldığımı da söyleyeyim; o zamanlar islamiyet/hıristiyanlık vs. yokmuş... söz bitiyor burda. bakakalıyorum. o kadar cahiller ki, kendi inandıkları şey hakkında bile o kadar bilgizsizler ki...

    anlamadığım bir şey var; neden hep inanan insanların inançlarına saygı göstermek durumunda kalanlar ateistler oluyor? yani ne zaman din konularına girsem insanlar bana olmadık laflar edebiliyorlar, bu hakkı kendilerinde görüyorlar ve tartışma ortamı oluşuyor bir anda. inançsız olmak bir suç mu?* neden saygı göremiyorum? cevap çok basit; inançlı olduğunu söyleyen insanlar inanmayan insanları görememekle, anlayamamakla, hissedememekle suçluyorlar;

    "ben görebiliyorum ama sen göremiyorsun. halbuki görebilsen inanmaman mümkün değil, bu öyle bir şey ki inanmamak imkansızdır. ama ilk önce görebilmen lazım"

    bu lafların en basit dayanağı bizim görme kabiliyetimizin düşüklüğü...bu yüzden saygı göremez hiç bir ateist. hepsine hakaret etme hakkını kendi gören insanlar çoğunlukta oldukça da yapılacak pek bir şey yok.

    bir de şu boşlukta olma durumu var. en ciddiyetsiz düşünce de bu zaten. boşlukta olmak...sorarım size; kime göre neye göre boşlukta olmaktan bahsediyor bu insanlar? eğer bahsettiğiniz şey, başımız sıkıştığında dua edecek bir yüce varlığımızın olmamasıysa sorun, boşluktan kastınız buysa, bende var olmayan bir boşluk bu. benim yaşadığım tek boşluk, sevgime karşılık bulamama boşluğum. evet, dibe vurdum ama bunun sebebi sanıldığı gibi dua edecek bir yaratıcıya inanmamam değil, yapılacak bir şeyin olmaması. zira, zorla güzellik olmaz... güzellik denen şey sadece kendi kendine olur ve biter, işin içine giren en ufak müdahele tüm büyüyü bozar.

    yüzünü yaradana dönen insan içinden genellikle şöyle dua eder; "tanrım! ben yüzümü sana döndüm. insanların bu iğrenç düzeni içinde yaşamıyorum. ikiyüzlülüklere, yalanlara, günahlara, nefrete, kıskançlığa katlanamıyorum. beni bu dünyadaki testinden geçirmen ve yanına alman için sabrediyorum. onlara merhamet et, onları da yanına al, sevdiklerimi koru"

    bu hissiyata sahip bir insanın sonu genellikle sessiz sakin, izole bir hayat olur çıkar. odasına kapanıp sabahlara kadar ibadet eden, sorulan her soruya sadece ama sadece kutsal kitapta yazan göndermelerle cevap veren, tüm hayatını onun içinde yaşayan ve her gözlemi sonucunda işi dine bağlayan, tüm sorunların yaradana dönmekle sonuçlanacağını düşünen ve bu yüzden hiç konuşmayan, yaşamaktan çok ölümü bekleyen, etrafındaki herkese yardım eden ama oturup da esaslı bir muhabbete de hiç gelemeyen, anlattığı şeylerin arasında kutsal kitapta yazanlarla alakalı olmayan tek bir kelime bulunmayan, yıllar boyu yaşadığı ve yaptığı hiç bir şeyi sanki yapmamış gibi karşınızda nur yüzüyle beliren ve size eskilerden mucizeler anlatan, kimseye yan gözle bakmayan ama coşku ve heyecanla da bakmayan, aşkı bile yaradandan başkasında bulamayan bir insan... mutlaka unuttuğum başka özellikler de vardır ama kimisi için yaşanan en şerefli, en temiz hayat da budur. böyle düşününler, olabilecek en dürüst ve en aklı başında insanların böyle yaşayacağını ve aynı hz. mevlana ya da hz. rabia gibi inzıvaya çekilerek hayatına nokta koyacağını da bilir.

    bu tür bir hayat bana nedense hiç de çekici gelmiyor. çünkü ben bunun yaşamaktan çok, bir şekilde sadece ölümü bekleyip test geçme taktiği olduğunu, yada daha açık ifade edersem, bu dünyayı sadece gereksiz bir basamak olarak görüp, yapılan her şeyin dışında sadece dinin anlamlı olduğunu düşünmek ve buna göre yaşamak olduğuna inanıyorum. böyle bir hayat, ölümden farksız bir hayat benim için. kavgasız, sessiz, gürültüsüz, heyecansız, hikayesiz, sinirsiz, durgun ve dinmiş, her yanı sakin, her yanı hareketsiz, her yolu tek bir yere çıkan, başı belli, sonu belli, seçimi başta yapılmış, size sadece posaları kalmış bir hayat.

    ben kızgın ateşlerin üzerinde yürümek istiyorum*, uçurumun dibinden bakmak istiyorum, şelalenin ne kadar yüksek olduğuna bakmadan suya atlamak istiyorum, akıntıya karşı yüzmek istiyorum, rezil olmak ve dibe vurmak ama sonra hayatta kalıp tekrar geri çıkmak istiyorum. ben yaşamak istiyorum. tırnaklarımın dibi kan toplasa da agacın gövdesine pençelerimi batırarak en yukarda manzara nasıl görmek istiyorum. bir akşam vakti deniz kenarında mehtabın karşısında rakı içmek istiyorum, sızana kadar hem de. ağzı anason kokan kardeşlerimle yaptığım o hoş muhabbetin keyfini bana anlatacak bir alim bulabilir misiniz? bizim masamızda melekten daha çok şeytan vardır onlara göre...yok halbuki, yok... ne onlarda ne de bende kötü birşey yok. görmeyen birisi varsa buradaki saflığı ve sadıklığı, o da bahsettiğim insanlar işte. esas göremeyenler onlar...

    toprak olup gideceğime de inanmıyorum ayrıca, çünkü bilmiyorum ne olacağını. belki öte dünyaya uçacağım ama belki de yok olacağım.. ötede bir hayat var mı? onu bilmek bence imkansız. öte dünyayı anlatanlar var ama onlar da hurma ağaçlarından bahsediyor şu aralar. ötede bir dünya vardır umarım, ve benim istediğim gibidir. 7 tane huri yada bal akan nehirler filan da istemiyorum.
    sadece huzur istiyorum. burada bulamadığım bir huzur...
    ama inananların inançlarına göre kör kuyularda sonsuz işkenceler göreceğim.
    ne diyeyim...
    inanmamak bir suçsa* o zaman cezasını da çekeceğiz.
    evet; kırılganım ve alınganım.
    çünkü hayatım bunun üzerine kurulu benim.

    edit; aynı beklediğim gibi tepkiler aldım. bilim adamlarının ateist olmadığını ve inanan her insanın da inzıvvaya çekilmeyeceğini anlatmışsınız yorumlarınızda. bu tür karmaşaların olması gerekli zaten. çünkü ben size istatistik yapıp bakın şu kadar bilimadamı ateist şu kadarı dindar diyemem. desem bile komik duruma düşerim. bunların gerçekliğini tartışacak da değilim. eğer bana "ben her haltı yerim ama inancım da tam" diyorsanız* o zaman yanlış sizde. çünkü inancı tam olan insan bahsedilen o "her haltı" yemez, içmez, yapmaz. bu tanımdan önce kendinizi sorrgulayın. inancınızı sorgulayın. kendinize göre din tanımı yapmanız ne kadar doğru, ne kadar yanlış bir düşünün. din denilen şeyin de tamamen bir dogma olduğunu kabul edip inanın yada inanmayın. size sorgulamak düşse de asla kendi kafanıza göre günah-sevap tanımları yapmanızın izni verilmemiştir ve buna göre inanmalı ve davranmalısınız. eğer kafanıza göre davranıyorsanız da çıkacaksınız ve diyeceksiniz ben,im inancım tam değil çünkü ben günah olan her şeyi yaptım ve pişman filan da değilim. işte böyle diyorsanız size sözüm yok. ama sarsılmaz inancınızı bunlarla sarstığınızın da farkında olun. ben ise hiç kimsenin inancını sarsma niyetiyle yazmadım bunları. saygı denen şeyin ne menem bir şey olduğunu herkese tekrar hatırlatıyorum.
    genellemeler bana aittir. kimseyi de bağlamasını beklemedim.
    (iknowthepiecesfit 27.11.2006 02:18 ~ 19.09.2007 17:45)
  8. zannediyorum şöyle bir adalet anlayışı vardır.

    tecavüz edip öldürdüğü genç kız ve ailesi, bu suçu işleyen amerikan askeriyle aynı yere, yani ademe gider.

    kasap lakaplı ariel şaron ölünce* daha önce ölmesine sebep olduğu çocukların yanına, yani mutlak yokluğa gider. hem de onlardan daha fazla yaşayarak ve daha fazla dünya nimetinden faydalanarak.

    hemen 180 derece ters yapalım*. hizbullah militanı, intihar bombacısı da öldürdüğü israilli çocuklarla beraber yok olur yer yüzünden.

    hiç yorum yapmadan irdeleyecektim fakat böyle bir adalet anlayışı benim de içimi acıttı yazınca.
    (epitaph 04.12.2006 23:42)
  9. iş bu tanım ayar verme niyetiyle girilmemektedir, anlamadığınız ya da anlamak için çaba sarf etmediğiniz düşünülerek bir eleştiri yapmaktır tek amacı. buyrun arkadaşlar; şeytanın gör dediğine;

    ateizm tanrıyı hissedemeyen insanın inançsızlığı ve bir yerde de inanmaya inanmamaktır!

    ayrıca benim babam zamanında hatim indirmiş, şimdilerde çok dinine bağlı olmasa da ben küçükken tv'yi kapatıp bana kuran okuyan bir adamdır. annem ise inançlı bir müslümandır. ama ben ateistim. e ne oldu o zaman? hani bir gün benim laflarımdan da alıntı yaparsanız diye diyorum ki; ateizm denen şeyin ne olduğunu bu konuda hiç bir bilgisi olmayan, biyoloji gibi alakaya çay demleyen bir alanda ihtisas yapmış bir kişiye değil din alanında akademik kariyer yapan birine sorun. bu da yeterli değil; o kişi objektif bir kişi olmalı. gidip fanatiklere sormayın. sosyolojik izlenimler anlatsınlar size. sosyolojik araştırmalar olsun mümkünse. işte o zaman gelin alıntı yapın, deyin "böyle böyle dedi bu konuda akademik kariyer yapmış olan şu kişi..."

    "ateistlerin geneli batı özentiliğinden ateist olur" eleştirisine bir kaç lafım olacak izninizle. durum şu; bir insanın inancı kalbiyle ve beyniyle alakalıdır. hisseder ve inanırsınız. bunlar* öyle keyfinize göre belirleyebileceğiniz şeyler değildir. yani "batılılar ateist, ben de öyle olayım" deyip de ateist olunamaz. bunun imkanı yoktur. nasıl insan uçamazsa bu da bu kadar imkansızdır. zira dediğim gibi, bunu insan kendi seçmez. hissediyorsanız inanırsınız, hissetmiyorsanız inanamazsınız isteseniz de...kendini zorlayarak inanmak mümkünmüdür? tecrübelerime göre hayır...dolayısıyla bu lafı söyleyen şahsiyet bu konu hakkında ahkam keserken ne kadar basit şeyleri bile düşünemediğini farkedememiştir. ayrıca "böyle olmayan ateistler istisnadır" demek de bir ateist olarak pek hoş karşılayabileceğim bir şey değildir. zira etrafımda bir sürü ateist var ve özenti filan da değiller, belki bu lafı söyleyen insandan bile daha özgünler ve özlerine dönükler. bu kadar ateistin genelde batı özentilerinden oluştuğunu söylemek o insanlara resmen hakaret etmektir. akıl seviyeleriyle dalga geçmek, küçük görmektir; "inancınızı bile batılılara göre seçen özentilersiniz" demektir. ve başkalarını küçük görmek resul'ün pek de sevmediği bir harekettir, o böyle yapmazdı, yani böyle davranmak sünnettir. belki hatırlarsınız bir yerlerden...

    şimdi size soruyorum arkadaşlar; asıl ayar vermeye çalışan kim? konu hakkında ilgisiz herhangi birinden daha bilgili olmayan bir adamın imalarıyla sinir bozan bir lafını alıp buraya taşımak mı yoksa oturup irdeleyerek anlatmak mı?

    ben kimseye ayar vermiyorum, alınmayın. anlattıklarınızı eleştiriyorum sadece. her eleştiri ayar değildir. paranoyaklaşmayalım. sadece biraz silkinelim, ne yapmaya çalıştığımızı bir sorgulayalım. başkası fazla bile.

    edit; olması gereken şeylerin olması size mükemmellik gibi gelmesin. zira ağaç örneği bellidir ki mükemmellikten uzaktır. ağaç o suyu yukarıya dallarına çıkaramasaydı ölürdü. yani zaten olması gereken bir özelliik bu, olmasaydı siz ağaç diye bir şey göremeyecektiniz. ya da insan yediği şeylerin içindeki mikrop ve bakterilere karşı savunma mekanizması oluşturamasaydı ölür giderdi. siz buna mükemmellik mi diyorsunuz? bu böyle olmak zorunda olduğu için böyle. ayrıca 2 derece soğukta titreyen, eksi derecede ölen giden bir varlık nasıl mükemmel olabilir ki? insanoğlu şu anki teknolojisi olmadığı zamanlarda en zavallı varlık olarak dünya üzerinde sürünmüştür, bunu unutmayalım. kendini savunacak tek şeyi aklı olmuştur ama bunu kullanması da binlerce yıl almıştır. oysa ki diğer varlıklar kafadan bazı özelliklere sahipti. hala da sahipler. akıllı olmadıklarından böyle olmaları da yine bir zorunluluktur. okuduğunuzu anlamaya çalışın arkadaşlar. işkembeden eleştiriler yapmak ancak ilkokul çocuklarına yaraşır. sizin için beş para etmeyecek bir inanç olsa da ateizm saygınızı size hatırlatması gereken bir kavramdır. asla zaman harcamanızı de beklemedim sizden. ne yaparsanız yapın...
    (iknowthepiecesfit 16.01.2007 11:32 ~ 19.09.2007 17:04)
  10. herkes bir görevle gelmiştir bu dünyaya... ve herkes allah'ın isimlerinden birine mazhardır.
    o isimlerde biribirine zıt olanlar vardır.
    ne yapalım, her şeyi allah yarattı.
    ne ben imanlıyım diye övünebilirim, ne sen ateistsin diye aşağılayabilirim.
    çünkü bir anda her şey değişiverir de, haberin olmaz..
    sadece elindeyse güzel ahlaklı olmaya devam et..
    elbet güzel allahım bizi nereye koyacağını, ne işe yarayacağımızı iyi bilir.
    (hashacip 16.01.2007 12:49)
  11. inanmamaya inanırken bile birşeye inanmak...paradoks...
    (mistaneek 19.01.2007 07:09)
  12. kelebeğin kanadında, elmanın lezzetinde, elektronların, gezegenlerin, yıldızların deveranında yaradanı görememektir. üzücüdür.
    (epitaph 19.01.2007 07:17)
  13. evrimin en uç noktası, kaçış.

    inanmamanın tercih edilip, yine inanmamaya inanarak insanın sonu olmayan çaresizliğine yolculuğudur.
    (gilgalad 20.01.2007 05:05)
  14. ateizm tek/cok tanrılı dinler gibi belli bir ogreti/vahiy sistemi üzerine kurulmamıstır. ateizim belli bir tanımı da yapılamaz bu nedenden dolayı. bunun getirdigi sonuc ise sudur herkez ateizm i kendine göre yorumlar kendini ateist zanneden herseyi reddetigini sanır, müslüman/hrıstiyan, "allah/tanrı vardır kim yarattı yoksa bu evreni?" diye ona cıkısır, yahudiler de kendilerini herkesten üstün gördükleri icin ateistlere de diger dinlere inanlar gibi asagılayıcı bir tavır takınarak davranırlar. diger cok tanrılı dinlere inananlar daha hosgörülü davransada onlarda bir kötüleme icindedir.
    ateizm i yada baska bir inancı/inancsızlıgı kötüleyenlerin kendi inanclarını kötüleyenlere verdikleri tepkiyi ve kendi goruslerinden olmayan insanların verecegi tepkileri göz önüne alarak objektif ve geniş tabanda incelemeleri gerektigi görüsündeyim cunku ateizm, deizm , anarsizm gibi görüslerin ucu acık ve ilerleyici bırakıldıgı icin sürekli bir bozunma icinde ve yanlıs olarak yorumlanarak toplumu ve bireyi kötü olarak gösterme egilimi yaratılgına inanıyorum.
    (faaip de oiad 12.03.2007 13:22)
  15. ateizim bence özgür olmak, herşeyi yapabilmek, yasak ve de sınır koymamak için yaradana inanmayıp manevi olarak vicdanlarının rahatlayabilceklerini sandıkları bir kaçış yoludur. öyleki işlerine gelen şeyleri yaparlar. ben aslında şunu çok merak ederim. hangi insanın başı sıkıştığında acaba yaradanına seslenmez ya da dudaklarından ister istemez dualar çıkmaz. hangi insan?? ama saygı duyarım tercihtir tabi. herkesin dini kendine
    (gehenna187 02.04.2007 10:33)
  16. nihilizmin açıklamaya gerek bile duymadığı bir hiç daha.
    (malloryknox 02.04.2007 13:13)
  17. inanmamaya inanmak.
    (bitter 02.04.2007 13:31)
  18. çok zor olan bir "inançsızlık" ve hatta tekbaşınalık...
    iyi bir ateist olmak için cesaret, din felsefesiyle geçmiş uzun bir zaman ve hafiften sıyırmış olmak gerekiyor ..
    bu denli bir yalnızlığa bilerek ulaşmak nasıl birşeydir kim bilir..
    (su bun li 06.04.2007 18:50 ~ 16.03.2008 00:19)
  19. tarıhtekı bılgılere göre ılk olarak anaksogoras adlı filozofla ortaya çıkan bir düşünce ve de innış sistemidir.
    ayrıca günümüzde özellikle gençlerimizde görülen bir özenme durumu amaçlı dile getirilen anlamının bile bilinmediği,kaçış noktasıdır.
    (saturniapyrii 06.04.2007 20:45)
  20. http://www.ateizm.org
    (kandan adam 30.04.2007 17:13)
  21. çogunlukla nihilizmin bir sonraki merhalesi olarak kendini gösterir. daha ötesi anarşizmdir.
    (istenmeyen tuy 27.06.2007 18:13)
  22. inanç özgürlüğü ile bağdaşmayan gereksizliktir.*
    (fleur de lis 27.06.2007 18:15)
  23. kaybolmuşluk.
    (kimsekim 28.06.2007 00:43)
  24. arada sırada, aklına esen birisinin, hakkında yalan yanlış saptamalar yaptığı, ve bu sayede de din olmadan din yapılan, inanç olmadan inanç yapılan, nihilizm ve anarşizmle filan kronolojik olarak bagdaştırlan*; kısacası hakkında abuk subuk işkembeden sallama bir sürü kelam edilen kavramdır.
    (iknowthepiecesfit 27.01.2008 14:42)
  25. Sonunda şu karara vardım ki, ateistler "inanmıyorum" diyerek dürüst davranmaktalar.
    Allah ile aldatanlarınsa vay haline...
    (hashacip 13.07.2008 05:36)

>>



Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.