misery

  1. stephen king'in, öyküsü filme aktarılmış en ünlü romanlarından biridir. yazar paul sheldon, gözlerini açtığında kendisini bir yatakta, acılar içinde bulur. sonradan öğrendiğine göre arabası kaza yapmıştır ve şans eseri oradan geçmekte olan annie adlı bir hemşire onu bulup evine getirmiştir. annie'nin hemşire olması da paul'ün şansınadır, zira annie ona bakıp onu iyileştirecektir. annie, aynı zamanda paul'in yazdığı romantik kitap serisi misery'nin de sadık hayranlarından biridir. öyle ki, taparcasına sevmektedir misery'i ve tabii ki onu yazan yazarı. annie, paul'e gözü gibi bakmaktadır, ta ki paul'in son romanında kahramanı misery'i öldürerek seriye son verdiğini öğrenene kadar. paul, kabusun anlamını, ancak bu vakitten sonra öğrenebilecektir.
    (rsvyl 16.05.2006 15:06)
  2. ingilizcede mutsuzluk, sefalet, acı ıstırap anlamlarına gelen kelime.
    (suicide veil 16.05.2006 15:20)
  3. stephen king'in 1987 yılında yazmış olduğu muhteşem kitap. dört bölümden oluşur, her bölüm sakin başlayıp önemli bir olayla biter. bölüm adları: annie, misery, paul, tanrıça'dır. ülkemizde sadist adıyla yayımlanmıştır kitap. şimdi birkaç alıntı yapacağım, ancak spoiler ibaresi koyulmasına gerek olmayan alıntılar bunlar bence, okuyabilirsiniz yani.

    ".. ve paul sheldon'un kafasında o fikir ilk kez iyice belirdi. başım dertte. bu kadın normal değil.."*

    "..sonra da sordu 'devam edeyim mi?'
    kadın hafifçe gülerek cevap verdi. 'etmezsen seni öldürürüm.' paul bu gülüşe karşılık vermedi. bir zamanlar 'aman ne iyi görünüyorsun' gibi klişeleşmiş sayacağı bu sözler şimdi ona hiç de öyle gelmiyordu."*

    "...'annie! annie ah annie lütfen yapma yalvarırım hayır lütfen yapma annie yemin ederim çok iyi davranacağım! tanrı'nın huzurunda yemin ederim doğru dürüst davranacağım lütfen bana iyi bir insan olabilmem için bir şans tanı ah annie lütfen iyi bir insan olabilmek için bir fırsat ver'

    'canın biraz yanacak. sonra bu kötü olay gerilerde kalacak, paul.' "*

    bundan sonrası spoiler içerebilir.

    "eski atasözlerine göre intikam soğuk yenilmesi gereken bir yemekmiş. ama bu sözleri uydurdukları sırada sıvı yakıt henüz icat edilmemişti..."*

    ".. paul sheldon son sayfayı yazı makinesinden çıkardı. dolmakalemi alıp bir yazarın sözlüğündeki en sevilen ve en nefret edilen sözcüğü yazdı: son.."*

    ".. oğlum, kokarca mı bu?"*


    heyecanın hiç bitmediği, nefes nefese bir kitap. her sayfasının, her bölümünün, hatta sonunun da beni tatmin ettiğini söylemek isterim. empati yaptığınızda, yazarın yerinde olsanız neler yapacağınızı düşündüğünüzde bu düşünceleri hemen kafanızdan uzaklaştırmaya çalışabilirsiniz. king öyle güzel anlatmış ki, o buz parçasının üzerinde oturan penguen biblosunu avucunuzun içinde hissediyorsunuz neredeyse. sonra gözlerinizi aşağı indirip sağlam bacaklarınıza bakıp bir kez daha şükrediyorsunuz, ama unutulmaması gereken şey şu ki, her zaman kötünün daha kötüsü vardır.

    sonunu defalarca okuduğum misery'de, hemşire annie wilkes ile de empati kurmayı deneyebilirsiniz. ama bu, yazarla kurduğum empatiden daha korkunç geldi bana. ayrıca guguk kuşu*'ndaki hemşire ratched gibi bir kabustan sonra onun kat kat fenası hemşire annie'yi tanımak da insanı ürkütmüyor değil. hani yarın bir gün hastaneye yatacak olsam hemşirelere daha bir dikkatli bakardım.

    işin bir de şu boyutu var, sevdiğiniz bir yazara bakıcılık yaptığınızı düşünmek de kulağa fena gelmiyor hani. annelik içgüdüsünden midir nedir bir acıma duygusu hissettim paul'e karşı. ayrıca, king'in romanlarındaki bütün çekici kadınlaın saçlarında illa bir miktar kızıllık bulunması gerektiği yönündeki teorimi destekleyen bir başka kitap bu misery, tabi ki çekici kadın derken annie'yi kastetmiyorum, misery adlı karakterden bahsediyorum.

    uzun lafın kısası, güzel kitap. teşekkürler stephen amca.
    not: tanımı kime mi ithaf ettim? tabi ki kitabı bana tavsiye eden argus wishingwell'e.*
    (queen tinorfithiel 08.02.2007 08:56)
  4. green day'in warning albümünde bulunan şarkısı
    (tiramisu 14.09.2007 21:35)
  5. trans siberian orchestra'nın beethoven’s last night adlı aşmış albümünün 20. parçasıdır. nadide bir eserdir. albümde mephistopheles'e can ve ses veren jon oliva söyler şarkıyı. hani sesi de cuk oturmuştur rolüne. tam bir şeytandır. dolanır beethoven'ın çevresinde. tonlaması şahanedir. gülme efektleri*. böyle olay canlanıverir gözünüzde. akar şarkı. yine de jon oliva'yı görmek isterdim söylerken. şöyle bir "with me" dese..

    youtube'da da bir konser kaydı olmaması kötüdür. ama aranacak olursa birkaç video üzerinden şarkı mevcuttur.

    piyanoya adeta karakter verilmiş olduğu hissedilen şarkının "so let me know" diye başlayan*** bir kısmı vardır ki böyle mıhlar beni olduğum yere. sesi çok açıp dinlemek, uçmak gerekir. öyle böyle değil. "nasıl da yapmışsınız bre" diyorum her defasında. helâl ola..

    there is a child and she sleeps in the gutter
    don't close your eyes and she's easy to see
    she is not your child
    she's always another's
    and those you abandon
    they are left to me

    and know i will impale her like a knife
    leave her twisting day after day after day of a very short life with me

    listen now closely and hear how i've planned it
    please let me tell you just how it will be

    she'll feel the pain but she won't understand it
    she'll think it's her fate
    but we'll know it's me

    and know i will impale her like a knife
    leave her twisting day after day after day of a very short life
    with me

    so let me know
    have i been clear?
    that i will magnify each cut and every bruise and every single childhood tear..

    i'll pick her scabs
    cripple a hand
    push a finger in each wound i make
    now tell me then
    do you understand?
    you understand?
    you understand
    you understand?
    you understand

    and know i will impale her like a knife
    leave her twisting day after day after day of a very short life
    with me
    with me
    (breegadoon 04.12.2008 02:03 ~ 04.12.2008 03:43)
  6. (bkz: my friend of misery)

    çağrışım..
    (wrathbringer 14.02.2009 23:35)
  7. hypnogaja'nın Audio From Last Night's Dream albümündeki parçalardan biridir. Acoustic sunset albümüne de akustik versiyonunu yerleştirmişlerdir. Sözleri şu şekilde;

    Here I sit, all alone, in the dark
    Counting the ways to tear you apart
    Contemplating why you don't feel bad
    I guess I wasn't the best that you had

    You don't even realize I'm barely alive

    Why don't you feel my pain?
    Why don't you feel the same?
    You should be just like me
    Living in misery

    As it stands, I can't stand the sight of you
    But I can't look away no matter what I try to do
    Smiling vicious, to hide your intentions
    Unaffected by all my affections

    It feels just like I'm dying inside

    I gave it all and you took it away
    (nuha 29.03.2011 14:27)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.