- en çok tartışılan filmlerden biridir. quentin tarantino tarafından çekilmese bu kadar konuşulmayacağına emin olsam da kafamı karıştırmaktan öteye geçemedi benim için. pulp fiction ile kendini bizlere gösteren bu usta insan yine çoğu kuralı yıkarak belki de eğlenmek için böyle film çekti. benim için filmin başındaki bang bang eseri bambaşka oldu. o kanlı sahneler öncesi duygular, cinayetin ve duygunun ardından gelen zihin kaybı ile yapılan delilikler belki de hikaye, fakat bu hikaye kesinlikle dünyada geçmiyor. en azından bizim bildiğimiz dünyada. belki de japon felsefesini, katana showlarını göstermek istedi, bilemiyorum. ama ben oturdum ve kalktım. alabildiğim birşey olmadı. belki o kanlar içinde yatan gelini izlerken fazlasını beklediğimden olabilir ama sonra uçan kafalar, tek bir teknolojik alet olmaması, bir katana sahibi kendisini hikayesini iyi bilmediğimiz bir hanımefendi yüzlerce kişiyi biçiyor. ama kimsede bir silah yok. anlayamıyorum malkoçoğlunu yaran bu film nasıl olur da bu kadar tutulur.
şimdi birkaçanalize geçelim, zira tarantino bunu istemiş ve eğlenmiş;
- film anime düşkünleri için baştacı. zira anime kültüründen epey faydanılmış, karakterler mekanlar, konuşmalar şahane. ki bir bölümü filmin zaten anime.
- yine japon sinemasını bilenler, sevenler bu film onlara tanıdık gelecektir. abartı filmin heryerinde zira. fışkıran kanlar, kopan kafalar, kollar... sanırım tarantino katanayı çok seviyordu ve bu alet elbette beraberinde kanı getirecekti, getirdi.
film chapter chapter gidiyor. bir roman süsü verilmiş. içine bazı tandanslar katılmaya çalışılsa da bana şahane diyebileceğim bir replik kazandırmadı. belki de bir önceki sahnede kaçkişinin anlamsızca öldüğünü hesap ettiğim için olabilir.
kan, kavga, patırtı, macera, hırs, heyecan, intikam duygularını bir filmde yaşamak görmek isteyenler varsa izleyebilirler. ama her zaman ki gibi bir kahramanımız var ve o kazanacak duygusu anında kafamıza kazındığı için mantığını takip eden sinema severlerin pek de hoşuna gidebileceğini düşünmediğim filmdir bana göre.
birkaçek yapacağım :
müzikler; bu filmin en şahane yanıydı bana göre. filmin başında dinlediğimiz bang bang, sonrasında gelen blues ritimleri ve japon müziği örnekleri arşivimize girmesini sağlayan bir albüm bırakıyor bize. (bkz: kill bill volume 1 soundtrack )
fetişizm: film zaten sadistik bir sahneyle başlıyor ve insanın zihnini karartıyor. ileride ise ölü, sübyancı, tecavüz gibi pek çok sahne görüyoruz. ayrıca çocukları çokça etkileyebilecek sahne de zihnimde yer etmiş, belirtmeden geçemedim. ayrıca acı çeken liseli japon kız var ki değinmeden geçemeyeceğim hani o güllesine.
- kanlı sahneleri sanatsal bir şekilde kurgulamanın yoğun şiddet içerdiği gerçeğini gölgelemeye yetmeyeceğini kanıtlayan, zaten varlığını bu sahnelere borçlu olan, konu itibarıyla boş bir film. belki bir kaç replikten söz edilebilir o kadar.
- tarantino'nun, filmini çekeceği mevzunun her tarafına ne kadar hakim olmaya çalıştığını ve hikayenin biçim/içeriğinin gerektirdiği kodları ne derece başarılı kullandığına dair büyük bir delil olan filmi. bilindiği gibi hikaye uzakdoğu soslu bir intikam hikayesi ve tarantino hikayesini, doğu felsefesi ve estetiğindeki bütün kodları özümseyerek ve biçimsel yöntemlerini kullanarak anlatmaya çalıştır. Örneğin; bir uzakdoğu buluşu olan gölge oyunundan yararlanarak yapılan gölge savaşları sekansı, yüze hızlı zoom tekniği, cool-karton kahramanlar gibi...
- asmalı, kesmeli filmlerden bir tanesidir. izledim, aklımda o fantastik ölümler haricinde bir şey kalmamış, nasıl bir film olduğu da buradan çıkıyor sanırım.
- tarantino nun, japon çekim tekniklerinden ve animeden faydalandığı, bildiğimiz zekice ve estetikçe sıralanmış dialoglar, cuk oturan soundtrackler, sıkmayan bir kurgu, vasatın çok üstü olmasada doyurucu bir senaryoya sahip film. vol.2 den bağımsız değerlendirmek hataya sebep olur. ayrıca anlamsız ve/veya abartı kan-şiddet sahneleri, onun tarzının en belirgin özelliklerinden biridir, neden film bu yönüyle eleştirilmiş anlayamadım doğrusu. bilakis tarantino nun, 2 bölümden oluşan bu filmle isteneni verdiğini düşünüyorum .
- uyarı: spoiler var izlemediyseniz okumayın ama hala izlemediyseniz yuh yani...
bu vakte kadar bölük pörçük izlediğim filmi hatta seri olarak oturup adam akıllı izleme imkanı buldum. çok doluyum.söyleyecek çok şeyim var.
tarantino'yu reservuar köpekleri'nde izleyenler hatırlar film boyunca kan akmıştı adamın bağırsaklarından.ona nispetle kan akış görüntüsü az sayıda kill bill volume 1 da. lakin debisi yüksek, debisi. arada bir barajlar nehirler gibi akıyor maşallah.
tarantino'nun insana insanlığa nasıl baktığını gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. adamın insanı anlatış biçimi kanla. tabiki insana damarlarında akarak can veren madde kan. kan yoksa insan da yok bu noktadan bakınca. ama bunu böyle gözümüze sokmanın alemi ne ben anlamadım.
mesela o lokal gibi yerdeki manyak kıyım neydi öyle...
bir de çıkıp
"hayatta kalcak kadar şanslı olanlar canlarını alıp gidebilir ama kestiğim kollarınız bacaklarınız benimdir" demez mi cici kızımız
yahu intikamda bi yere kadar.tamam intikam alırsın. da insanın azıcık yüreği sızlar. o-ren'i filan öldürdün takdir ettim derisini soydun hatunun kafasından sıyırdın saçlarını, eyvallah o bariz manyaktı. şu yarı fransızı da kaç parçaya böldün ben orasını anlamadım. hadi o da piskopattı diyelim. yahu o-ren'in o adamlarından ne istedin? saldırdılar sana ama bırak git o-ren'in peşine. sırf kan görelim diye yazık oldu onca adama.pisi pisine yani.
kan oldu içim dışım.
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.
