bilimsel adı citrullus lanatus olan, dünya üretiminin 5 te 1 inin ülkemizde yapıldığı, özellikle diyarbakır ve yöresinde yetişenlerinin devasa boyutlara ulaşabildiği lezzetli meyve. ayrıca son zamanlarda çekirdeksizi üretilmiş olsa da sonuçta doğal değildir, sağlıksızdır ve lezzet eksikliği vardır.
mukellef bir yemek arkasina isabet ettirilirse ciddi bir siskinligi sebebiyet verebilir. tek basina yenirse mudrirdir. alirken iyisini secmek icin bulundugu yerden kaldirip icini dinlemek amacli vurarak kontrol etmekte fayda vardir: eger yankili -cok olmamak kaydi ile- tok bir ses geliyorsa ve kucuk sap kismi kuru ise yenmeye layik bir halde olduguna hukum verilir. bazilari iyisini secme konusunda cok iddialidir, ancak her nasilsa bu kisilerin yanilma paylari hic secmeden alanlar kadar olabilir. demek ki neymis: cok bilen cok yanilir.
düz yeşil ve küçük olanları, her nekadar günümüzde pek bulunamıyorsa da, çizgili ve çok büyük olanlarından lezzetli olan büyük meyve.
karpuz çekirdeği de kurutulup yenilebilir.
en iyisi ve en irisinin diyarbakır'da yetiştiği ve son yıllarda japonlar tarafından dört köşe olanlarının er meydanına çıkartıldığı vazgeçilmez milli meyvemiz.
şöyle bir rivayet de vardır: lokman hekim diyarbakır'a geldiği zaman buradaki insanların çok fazla patlıcan tüketmelerine rağmen nasıl bu kadar sağlıklı olduklarını anlayamamış fakat şehri gezip de yetişen ve ekmekten, sudan fazla rağbet gören karpuzu görünce zehirin panzehirinin de aynı şehirde olduğuna kanaat getirmiştir.
genellikle rejimler için kullanılan, yendiğinde mideyi dolduran, fakat kısa süre sonra tekrar boşaltan meyvedir. insan bu meyveyi yediği zaman doyduğunu hissetmese bile, daha fazla yemek yiyemeyeceğini hisseder. bu meyve ile diyet yapıyor ve bu meyveden başka bir şey yemiyor iseniz, sağlığınızı yakın süre içerisinde kaybedeceğinizi de hatırınızda tutmak zorundasınız.
literatüre geçmiş ' denize karpuz kabuğu düşmek ' deyiminin yaz mevsimine kanıt olarak gösterilen meyvesi. aynı zamanda ' eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek ' deyiminde de geçmektedir kendileri.
yaz aylarının vazgeçilmezi olan harika meyve*. yazın sıcağında * hafif şeyler yemek isteyen insan bünyesi için peynir ve ekmekle birlikte mükemmel/muhteşem bir üçlü oluşturur. hele bir de karpuz buz gibiyse...**
ayrıca, karpuzun iyisi kurak yerde yetişir. karpuza pek su verilmez, bölye yapılırsa bal gibi tatlı olur, hatta tatlılığından dolayı çatlayan karpuzlar bile görülmüştür. bununla beraber, hile yapan yetiştiriciler de vardır, verirler suyu tarlaya, şişirirler karpuzları; karpuzlar kocaman olurlar ama tatsız-matsız bir şey olurlar.
iyi karpuz seçmek maharet ister, herkes beceremez. kimisi karpuzu parmağıyla tıklatarak, kimisi ise bütün eliyle* vurarak seçer. bir karpuz seçip eve geldiğinizde bıçağı karpuza çaldığınızda karpuz bıçağın ilerlemesine gerek kalmadan boydan boya yarılıyorsa o karpuz tazedir, tazesi makbuldür karpuzun; bir de kabuğu ince olanı***.
son olarak, 'subjektif' bir şey ekleyeyim: karpuz doğranırken dilimlerin* çok küçük olmamasına dikkat edilmelidir. bu hususu, acizane şöyle formülleştirmiştim fi tarihinde: bir karpuz dilimi, tek ısırışta bitirilememelidir, asgari* iki ısırışta bitirilebilecek büyüklükte olmalıdır!*
karpuza bir nevi destan yazmış olduk, hadi hayırlısı...
kabak çıktığında atılması ile giden paralara ağlamamıza neden olması ve sulu sepken tatlı bişiler yeme isteğimizi olduğu yerde bırakması ile ağlatabilen meyve
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.