1959'da film olarak yine çeşitli yıllarda dizi olarak çekilmiştir. en son olarak da 2008 yapımı bir hollywood filmi şeklinde girmiştir hayatımıza.
başrollerinde the mummy ve bedazzled'tan iyi bildiğimiz brendan
fraser -ki hani tam bu rolün adamıymış dedirtiyor bize- prof. trevor anderson'ı,
fraser'ın sean anderson adlı yeğenini oynayan küçük çocuğu josh hutcherson, hannah asgeirsson adlı esas kız rolünü ise the tudors ve the evidence'tan bilebileceğiniz anita briem canlandırmakta.
meselâ brendan fraser gayet cici bir jeolog olmuş, oturmuş. oğlan ise davranış açısında amcaya, halaya bırakılan tripli, umursamaz evlat biçiminden sorumlu amcasını halasını seven cici ve sorumlu çocuk modeline geçiş yapıyor.
hatun kişi ise izlanda aksanlı ingilizcesiyle dikkat çekiyor* ki zaten kendisi de izlanda doğumlu imiş. dağcı rolünde filmde.
filmin en büyük özelliği aynı zamanda üç boyutlu olarak da gösterime girmesi.
bu gösterimin yapılabileceği sinemalarda 3d olarak izlemek mümkün. 90 dakikalık bir 3d film seyretmek ise oldukça değişik ve hoş.
bunun dışında film yaz çerezi güzellerinden, hani keyiflik, rahat seyirlik. görsel açıdan oldukça hoş, haliyle görüntüler 3d düzene göre ayarlanmış, sanki bunun dışında seyretmek zevk vermezmiş gibi duruyor. zira eve gelip de düşündüğünüzde;
"hani zaten bildikleri bir kitap ve yol üzerinden gidiyorlar, nerde burdaki bilinmezlik, gizem?"
"hani seyirciye malzeme? düşünme, merak etme payı?"
"biraz kuş, 2-3 yaratık, nerde arzın merkezinin ekşını?"
kitabı okurken böyle miydi yaa neler de düşünmüştük hissi
****
vb. duygulara bürünüyorsunuz. nitekim bolcana da hollywood klişesiyle karşılaşıyorsunuz.
3d olarak çekilmese ve daha uzun sürse belki daha ayrıntılı olabilirmiş. ama 90 dk 3d oldukça ve oldukça zahmetli bir iş olsa gerek.
bu yüzden boyut keyfini yaşayıp, eğlenip fazlasını sorgulamamak, sosyal mesajlar vb. detaylar aramamak gerek.
otur eğlen seyret dinlen işte...
Okuduydum çook çocukken. Hoş bir kitaptı. Bende yola koyulmuştum yolcularla düşlerimde. Sonra biraz büyüyüp coğrafya öğrenince zor birşey olduğunu öğrendim böyle bir yolculuğun. Çünkü bilmem orası ne kadar sıcakmış ve yanarmış insan merkeze ulaşmadan. Ama hala saygı duyuyordum. Şimdi ise beyaz kağıttan beyaz perdelere döküldü. Yeniden düşünüldüğünde öykü, hiç te saçma değilmiş aslında. Cesaret isteyen ve yazıldığı zamana göre oldukça "ileri" bir eser. Nasıl ki Jules Verne denizin altında dolaştıktan sonra romanında - ki zamanın koca başlılarına komik gelmiş bu öykü- gerçekten de dolaşanlar oldu. O bir ilham perisiydi ve "arzın merkezine yolculuk" ta ilham perisi oldu da daha da olacak ta.
Artık beyaz perde de. Hoş bir film olmuştur şimdi. Konu güzel, efektler de belli ki güzel. Diğer oyuncular pek tanışım değil ama Brendan Fraser hala mumyada hatırladığımız gibi iyi oynuyor ve kaliteli espriler yapabiliyorsa film dapdaha hoştur muhakkak.
Ama naçizane bir tavsiyede bulunmak isterim izleyicilere. Filmi izledikten hemen sonra kitabını da okuyalım. Önceleri okumuşsak bir şey olmaz bir daha okuyalım. Daha güzel olacaktır eminim.
tv uyarlamaları da sayacak olursak bir hayli bir filmi vardır kurgunun. ha kaçı olabildiğince sadık kalıyor? tartışılır. * bir de hallmark ın 99 yapımı 180 dakikalık bir versiyonu varıdır ki bayat bir hafta sonunda vakit geçirtebilecek cinsten.
3D olarak izlenmemişse hiçbir numarası yoktur emin olun. * filmin başından beri olaylar öyle yavan öyle basit bir mantıkla ilerler ki höh dersiniz. olaylar sürekli bir tesadüfler silsilesi şeklinde geçerken, 90 dakikalık filmin özetinin özeti (spoil sayılmaz) yerin merkezine inip çıkmaktır **..
şu 2008 yapımı olan korkunç kötü bir film. filmi izlerken humm çocuk filmiymiş oluyorsun. sonra bakıyorsun yok lemn çocuklar bile bi nane anlamaz diyorsun. tam 4-5 yaş için. hani maksat gürültü koparmak, gerisi mühim değil. senarist mark levin ve jennifer flackett daha önce nim s island ta da beraber çalışmışlardı. ama bu senaryo ı ıhh olmamış. diyorsun yönetmen nasıl bu senaryoyu onaylamış ve dğiştirmeden direk uyarlamış. ama yönetmene bakıyorsun, yönetmen yönetmen değilki eric brevig bir görsel efekt uzmanı.
ortaya akıcılığın, senaryonun sıfır olduğu oyunculuğun vasatın üstüne çıkamadığı bir film olmuş. yani yönetmen görsel efektçi olursa. efekt koyalımda ne olursa olsun mentalitesi olmuş ki görsel efektlerde öyle çok şık değildi. ha 3d gözlükle falan izlemedim ama bir film 3d gözlükle izlensinde ne olursa olsun diye çekilmez ki! bir zamanların fantastik filmlerine bütçe sağlayarak gönlümüzde ayrı yer edinen new line cinema, artık gün geçtikçe daha da beter şeyler üreterek kendini aşıyor. bakalım daha berbatı nasıl bir şey oluyor bunun, en kısa zamanda new line ile sinemalarda.
düşük bütçeli hallmark yapımı versiyonu bile buna bin takar.
izlerken eğlendiren bir film. hayatın sırrını vermesini beklemek abes. izliyorsun, eheahea, vuuu, humm, gibi tepkiler veriyosun, sonra bir zaman sonra hatırlamıyorsun bile.
yok ben düşünmek istiyorum diyorsanız woody allen izleyin kardeşim. hala annie hall filmi arada aklıma gelir, olayları çözmeye çalışırım. ancak bu film klasik vizyon filmi. fazlasını beklemek haksızlık.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
