japonya kelime anlamı olarak "güneşin kaynağı" anlamına gelmektedir. büyük okyanusta adalardan oluşan bir ülkedir. hiçbir ülke ile kara bağlantısı yoktur. efsaneye göre; ametarasu* kılıç'ını denize batırır ve kılıçtan damlayan 3 damla bugünkü japonya'nın adalarını oluşturur.
intiharın kültürlerinde geniş bir yeri olmasından dolayı, dünyadaki tek intihar ormanının bulunduğu ülkedir. ormanda çekilen fotoğraflardan elimize ulaşan bilgilere göre, orman girişinde, "iyi düşün", "bir uzman yardımı al" gibi tabelalara rastlanmaktadır. üstelik bu ülkenin insanları duruma o kadar alışkındır ki, etraflarındaki ağaçlara asılı ya da çadırlarda serili cesetlere rağmen günlük yürüyüşlerini de bu ormanın içinde yapabilmektedirler.
japonların yaşadığı ülke...lakin son zamanlarda büyük bir çinli göçü kabul eden, suhsi'si origami, ikebana ve bonzai sanatının dünyaya ün saldığı, mavi gözlü hiçbir vatandaşı olmayan, 4 tane adadan oluşan, başkenti tokyo olan, türklere karşı büyük sevgi besleyen ve ve bunun sebebinin anlaşılamadı, katagana, hiragana ve kanji dil alfabeleri olan, çolcuklarının 8 yıl eğitim almadan gazete okumayı beceremediği, özel yaşantıya saygılı, fujiyama dağını topraklarında barındıran, küçük evlerinde zar zor uyunabilen, arsa paralarının çok yüksek olduğu, teknolojisi ile dünya devi bir çok şirketi barındıran ve 4 yıl yaşadığım güzel ülke
ülkelerine atılan atom bombalarının intikamını silahla karşılık vererek değil teknolojik üstünlükleriyle çatır çatır alan, gıpta ile bakıp hayran olduğumuz, türk'lere göre boy ortalaması düşük olan insanların yaşadığı ada ülkesi.dünyanın en hızlı trenide bu küçük ülkededir, ilk denemelerde saatte 360 km hız yapmıştır. ahh o trende bende olsaydımm.
etleri şıkıştırılıp, lezzeti artsın diye sabah akşam masaj yapılan, kesilecek güne kadar günde 25,30 litre bira içirilerek beslenen danaların,lokantalarda bonfile şeklindeki etlerinin 100-125 dolar olarak satıldığı, pahalı ülke.
ınsanları, teknolojileri, doğaya ayak uydurmak için yarattıkları yaşam tarzları, şimşek trenleriyle, 4 silindirli turbo canavarların üretildiği, kadınlarının nerdeyse her erkekte sempati uyandırdığı, insanların sabahları ve akşamları metrolara balık istifi gibi sıkıştırılan bir ülkedir. Japonya deyince ilk aklıma gelen meşhur "kapsül" evleri ve japon bahçeleridir. Bence ikisi de birbirinden ilginç yaratıcı tasarımlardır.
bugün artçılar hariç biri 6.8 diğeri 6.6 şiddetinde iki depremle sarsılan ülke. bu şiddettdeki depremde ölü sayısı şu ana kadar 6 (altı). kaşivazaki-kariva nükleer tesisinde, bir reaktörde nükleer su sızıntısı tespit edilmiş. umarım en kısa sürede bu meseleyide hallederler. herhalde hiç bir millet çekmemiştir, japonların reaktif maddelerden çektiği kadar.
büyük geçmiş olsun
türkiye'den vizesiz üç aylık gidilebilen, görülebilen güzelim ülke. teknolojide aşmıştır. doğayı korumak adına şekilden şekle girmişlerdir. nitekim daireler fındıkkabuğu kadardır. yemekleri dünyaca ünlüdür ancak tatmakcesaret gerektirir. hızlı trenleri mevcuttur*. ayrıca (bkz: telefon alacaksan nokiadan, kız alacaksan tokyodan)
din mevzuunun hiç geçmediği ülkeymiş. sekiz milyon ruha inanıyorlarmış. bunun dışında hristiyanlık, budizm ve şinto inancı varmış. müslümanlar da varmış tabii ama dikkate alınır bir kalabalık sayılmıyorlarmış hala. istatistiki olarak her gün beş capon müslüman oluyormuş. ama ülke genelinde, günlük hayatta din hiç gündeme gelmezmiş. hatta japonyanın yurt dışına açıldığı ilk yıllarda bastırılan gezi rehberlerinde şu ibareler varmış ; 'batı ülkelerine gittiğinizde dine dair soruları çok sık duyacaksınız. asla dinsizim demeyiniz. dinsizlik batıda büyük bir sapkınlık gibi algılanır. onlara budist ya da hristiyan olduğunuzu söyleyin, ya da şintoya inandığınızı. ama asla dinsiz olduğunuzu söylemeyin'.bayramlarda filan toplu olarak tapınaklara gidilir ya da ibadet edilirmiş ama onun dışında günlük hayat içinde dinin hiç bir ehemmiyeti yokmuş. tam laikmiş yani. her capon şinto inancı üzere doğar, budist ritüelleri içinde gömülürmüş. tek bir tanrıya değil sekiz milyon ruha! çok değil mi be dedim ilk duyduğumda. capon gençleri dinsiz, imansızlarmış yani. buhranları ordan geliyormuş. inançlı bir capon genci bulana yüz dolar veriyorlarmış. durumları betermiş. ama öyle çok çalışırlarmış ki, bunları düşünecek ne vakitleri ne takatlari kalırmış. bir çeşit robotlarmış. ayrıca tarihleri çok güçlü olduğundan, illa bişeye inanmaları gerekirse efsanelerine filan inanırlarmış. acayip toplummuş velhasılı.
* işbu tanım bir caponun açıklamalarından yazılmıştır.
Gidiş-dönüş uçak bileti fiyatları,maaşımın 4te biri kadarına tekabül edebildiğine göre,şu sıralar birkaç ay evvelinden para biriktirme gibi bir girişimde bulunmama neden oluyor.
Japonya'da hayat çok pratik ve bir o kadar da hızlı.Mistaneek'in çizdiği tablo gibi, din meselesi orada çok büyük bir özgürlük.Günlük hayatta da tapınaklara gidilip ibadet eden veya niyette bulunan insanlar -ki batılılar da bunu gerçekleştirmekteler- görebilirsiniz.
Japonya'nın ilk baş şehri Kyoto idi. Ardından Nara ve en son Tokyo olmuştur.Zaten Kyoto ve Tokyo, yazılış itibariyle de birbirinin tersidir.Böyle de bir ince ayrıntısı var.
Genel olarak insanları çok dürüst,onurlu ve çalışkandır.Dünya'daki tek idealist ülke diyebilirim.Sokakta cüzdanınızı düşürseniz, size o cüzdanı sağlam bir şekilde * ulaştıracak insanlar her zaman olacaktır.Sokakta kaybolsanız,size yardımcı olmanın yanı sıra, gideceğiniz noktaya kadar bile eşlik eden vardır.
Yemekleri balık,tavuk,pirinç ve sebze ağırlıklıdır.Kırmızı et bu ülkede ana besin maddesi olarak daha yeni ön planda.Çünkü büyük baş hayvancılık yapan Çin ve Avustralya'dan ihraç edilerek ülke ilk defa kırmızı et tüketimine girişmiştir.
Japonlar tamamiyle eğlence üzerine yaşayan,çok mutlu insanlardır.Belli başlı oyunları : Go,shogi,mah-jong,pachinko,karaoke,manga ve origami'dir.
Eğlenceye yönelik:Aka chochin,noh,kabuki,bunraku,çay seramonileri,geyşa ve mayko sanatlarıdır. Hala Kyoto bölgesi'nde kimono ile dolaşan insanları ve Geyşa mahallesini görebilirsiniz.
Japon ev yaşantısı: Genellikle evleri tahtadan ya da tahta ağırlıklı dekore edilmiştir.Yerleri tatami denen hasır bir madde ile kaplıdır.Gece yatarken yorgan,çarşaf ve yastıklarını tatami üzerine hazırlayarak uyurlar.Ancak gün içersinde katlı vaziyette duran yorganı görürseniz şaşırmayın.Japonya nemli bir havaya sahip olduğundan sıcakta serilerek kurumasını sağlarlar.
Bir misafir evlerine kalmaya gelirse,ona en güzel manzaralı oturma odası verilir.Odalarda genelde güzel ve değerli vazolar,çiçekler ve hoş gözükecek tablolar vardır.Yatarken ayak ucu,bunlara doğru bakmamalıdır!!
Genelde Japon evlerinde merkezi ısıtma çok büyük bir masraftır.Sadece bulunulan odayı ısıtırlar.Çünkü harcadıkları elektrik ülkenin sahip olduğu bir kaynaktır.Teknik olarak boru ile döşenmiş sıcak su sistemi yerlerden geçerek ısınırlar ve her odada klima vardır.
Japonlarda selamlaşma:Japonlarda el ile tokalaşma,yanaktan yanağa öpme yoktur.Bu,onlar için çok yakın temaslardır.Bu yüzden karşılıklı durup eğilerek selamlaşma vardır.
Aile: Genelde kadın ve erkek 29 yaşlarında evlenirler.Ancak şu devirde kadınlar ekonomik anlamda çok iyi bir durumda olduğundan ötürü bayanların evlilik yaşı daha da ilerlemektedir.Bu durum erkekleri canından bezdirebilmektedir.Erkek çalışır,kadın da ev işleri ile meşgul olur.Bundan ötürü bizim aile yapımıza büyük paralellikler göstermektedir.Parayı yöneten kadındır.
Evden işe giden eşlerini öpmek yerine el sallamak yeterlidir.Cinsel ilişkileri en çok merak edilen konulardan biridir. Fiziksel yapıları batılılara göre daha miyon ve atletik olmadıklarından ötürü performans açısından hep eksik düşünülürler.Halbuki ön sevişmeye en fazla zaman ayıran ülke olarak;sabırlı ve çok naziktirler.
Çocukları ile olan ilişkileri çok takdir edilesidir.Çünkü çocuklar,nesillerinin devamı için ve ülkenin gelişimi için çok önemli sayılan bireylerdir.Aile bireylerinin hepsi evde ise mutlaka yemek birlikte yenir.Okula giderken anne veya baba eğer eşlik edebiliyorlarsa mutlaka birlikte okula kadar giderler.Onun haricinde aynı mahallede oturan arkadaşlar birlikte yürüyerek yada servisle okula doğru yola çıkarlar.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
