kendisi bu diyarın müdavimlerinden olup başkalarını da teşvik etmekte ustadır. çok mantıklı, duygusal, kafası feci basan çok sevimli bir arkadaştır(!)... her konuda örnek alınabilecek bir insan olan sevgili itaatsiz kardeşimizin(!) yazılarına aynı hızla devam etmesini diler, çok çok öperiz. temmuzda birlikte newyork sokaklarında olmak dileğiyle sevgili delabocux...
Huzurla, mutlulukla ve sağlıkla geçirmesini dilediğim uzuuun bir ömür boyunca muhterem hayat arkadaşıyla kurdukları en tatlı ve en sağlam âile müessesesinde dâim ve kavî olmalarını, aralarındaki huzûrun, sevginin ve saygının hiç bitmeyip, birbirlerinin gözlerine baktıkça daha da çoğalmasını niyâz ederim Mevlâmdan..
Kendisini çok sevdiğimi de buzdolabının kapısına yapıştırırım, her dakka gözünün önünde olsun =)
20 küsür yıl önce bugün * ilk nefes hakkını kullanmış olan sevgili itaatsiz löptik, iyi ki doğmuşsun be ciğerim! sen doğmasan ben o yatakta nasıl yatardım 9 ay*.. oh valla ne güzel günlermiş gel keyfim gel.. neyse suyunu çıkarmadan, tekrar iyi ki doğdun 20 küsür yıllık üstadım! yurttan sevgiler slmlar..
tulkas ve ağaçsakal'la aynı gün doğan vampir. doğum günü kutlu olsun. eğer bugün biri daha doğmuşsa söyleyin, 4 kişi birleşip okey, batak falan oynayarak kutlasınlar bu günü.
Doğumgününü ders çalışarak geçiren vampir... Çünkü en kısa zamanda iyi bir makale yazamazsa doktorasını asla bitiremeyecek :( Yine de şanslı aslında: Bugün yalnız değil... Anne, baba, kardeş üçlemesiyle telefonda da olsa konuşuldu; hem en yakın dostlarından tikky Bilo'su * onu ziyarete gelmiş taa gurbet ellere, hem de ona 24 tane kırmızı gül alan bir kocası var ilk defa bu doğumgününde * Niye 26 değil dendiğinde ise "Hayatım, bayanlar 25'ten sonra yaşlanacaklarına gençleşirler" diye açıklama yaptı taze koca *
Ağaçsakal ve Tulkas kardeşlerimi de kutluyor, gözlerinden öpüyorum. 23 ekimin özel bir gün olduğunu hep bilirdim zati... Nice yıllara hepimize! :)
serçeler göç etmez.
öyle leylekler gibi kocaman kanatları yoktur.
veya kırlangıçlar gibi saate 360 kilometreylede uçamazlar belki.
evet onlar yuvalarından en fazla birkaç yüz metre uzaklaşırlar belki.
ama evine sahip çıkmak dendiğinde serçeler hatıra gelir.
serçeler kalender kuşlardır vesselam.
derim ve o anlar :)
2 yıl boyunca aynı evi paylaştığım eski oda arkadaşım. kendisiyle ilgili tespitlerimi şöyle sıralayabilirim.
. formunu herşeyden az az yemesine borçludur.
. kahvaltıda ceviz ve tahin helvasını eksik etmez.
. bir paket çikolatayı belki bir haftada belki on günde tüketir, ama kesinlikle daha kısa sürede değil.
. çorbayı ekmeksiz içemez ve yemeğe çorbasız başlayamaz.
. yemeklerini mutfağa gelip gitmek suretiyle uzun süreye yayarak yer, böylece midesi 20 dk sonra "doydum" sinyali verdiğinde pek fazla şey yememiş olur.
. zoru sever, konserve kavanozlarını kapağı çevirerek değil, kapağa geometrik şekiller oyarak açmayı tercih eder.
. biraz safçadır, kendisini keklemeyi düşünmediğim zamanlarda kolayca keklenir, ama keklemek istediğimde kekleyemem, o da benim saflığım sanırsam.
. çok kültürlü, okumuş-yazmış bir kızımızdır, kesinlikle dolu dolu bir insandır. çok okur, her türden kitap okur. okuyanla okumayan bir olmaz.
. derli, toplu, düzenli bir insandır. bu hem odasında eşyaları olarak gözlemlenebilecek birşeydir hem de zaman yönetimi olarak.
. gününü düzenli kullanır, hem ders çalışır, kitabını okur, günlüğünü yazar, dizisini, filmini izler, üşenmezse sporunu da yapar.
. iyi bir dosttur. biz henüz dost sayılmayız, kendisini suçlayamam sevmesi kolay bir insan değilim, ancak dostlarıyla ilişkilerinden gözlemlediğim kadarıyla iyi bir dosttur.
. ulaşılmak istemediğinde ulaşılmaz olur.
. kedileri sever.
. bunları okuyunca da belki kızar. kızmasın, kızmaa*
ortalarda görünmeyen, aylar önce bir sohbet edip kaçmış bir daha da görünmemiş yazar insanı. hani ben razıyım sen başımı şişir diyordun? noldu? yok kardeşim bu amerikaya gidenler bir değişiyor, bir böyle kendini beğenmiş oluyor, ben anladım artık*
diyar saatiyle geceleri uçuyor bu vampir. biliyorum işte, belli bir saat geliyor böyle kanatlanarak.. mis gibi birkaç tanım konduruyor ve yine sessizce uçup gidiyor. ama ses bırakıyor yani..
sevgili kardaşcağızım, gün itibariyle dünya hayatındaki 27. yılını doldurman sebebiyle tebriklerimi kabul etmeni ister, bu çabanı 97 yıla kadar sürdürmeni temenni ederim.. muhaha:) iyi nefesler!!
gözlemlerime dayanarak 27 yıllık ömrünü pek güzel geçirmiş bir vampir olduğunu söyleyebilirim. sevdikleri ile birlikte daha nice güzel günler görmesi dileğimlen iyi ki doğdun dediğimdir aynı zamanda.
anlaşılan bizim dinazorlar klubune üyelik için müzakereye başlaması gereken yazar. merak etmesin üyelik öncesi müzakereler en az 15 sene sürer.
mutlu yıllar tabi ki...
Diyarda sadece isimden ibaret bir vampir olarak hayatımı sürdürmemden mütevellit (ben değil, mesafeler utansın!) işbu 1000. (yazıyla bininci) tanımımı kendime adıyorum, vatana millete hayırlı olsun...
Efenim bu itaatsiz vampirinin resmi olmayan özgeçmişi aşağıdaki gibidir, bilgilerinize sunulur, iş vermek isteyen varsa tekliflere açık olduğu belirtilir :)
İtaatsiz bundan yıllar yıllar önce (tamam lan tamam söylüyorum, Melis Birkan, Tuba Büyüküstün ve Gamze Özçelik'le yaşıtız; şimdi onlara yaşlı diyenler gelsin beni bulsun!), şirin güzel ilimiz Doğu'nun Paris'i Elazığ'da hayata gözlerini açmıştır. Dört yaşında kendi imkânları ile (bkz: Türkiye çocuk) okumayı sökmüş, beş yaşında kreşe gönderilmiş, iki ay devam edip bırakmış; altı yaşında anaokuluna yazılıp ikinci dönem hiç gitmeyerek anne babasının yüreğine "eyvah bu kız okumayacak!" korkusu salmıştır. Ama sonra çok gaza gelmiş olacak ki hâlâ okumaya devam etmektedir: Önce ilkokulu, ardından ortaokulu, ondan sonracıma liseyi bitirmiş (itiraf et, çok şaşırdın!), üniversite için Ankara yollarını tutmuştur. Annesinin tüm ısrarlarına rağmen ne tıp ne de Bilkent yazmıştır: *Taaa Anadolu Lisesi hazırlıktayken okulun kapısında afişini görüp de âşık olduğu ODTÜ'den başkasının görmemektedir gözü...
Netekim ODTÜ'ye gider ve gözü gönlü açılır: Şimdiiii, hiçbi zaman tam bir inek olmamıştır, hep "sosyal inek" kıvamında takılmıştır ama ODTÜ'de sosyalliğin dibine vurur. O kulüp senin bu kulüp benim gezer; izcilik, su altı dalgıçlığı, münazara, orienteering, tenis, voleybol, burda-yakışıklı-oğlan-çokmuş öğrenci topluluklarına girer, çıkar, abartır, coşar. Maymun iştahlı olduğunu bu noktada anlar -o yüzden endüstri mühendisliği, her alandan bir şeyler bilme yönü ile kendisi için uygun bir meslek seçimi olmuştur, aferin ona... Hatta yetmez, gider bi de uluslararası ilişkiler okur * Ama sonra bi salaklık yapıp doktoraya başlar... Bu yolculuğun sonu henüz meçhuldür.
Evli ve sıfır çocuk annesidir. Çocuk yapmadan önce kariyer yapmak ve kedi yavrusu beslemek planları arasındadır. Çok iyi derecede İngilizce, orta derecede Almanca ve Fransızca, başlangıç seviyesinde İspanyolca, animecilik seviyesinde (bu da toplamda 100 kelimeye tekabül ediyor) Japonca bilmektedir. (Maymun iştahlı olduğunu söylemiş miydik? Evet...) On yıl içinde kendini doçent olarak görmektedir, hadi hayırlısıdır. Çocukken ETA'yı (Elazığspor-Trabzonspor-Ankaragücü) tutmuş, neyse ki o zamanlar İspanyol arkadaşı olmamıştır. Şimdi ise Galatasaray taraftarıdır. Kişisel özelliklerine gelince, hımmm, liderlik vasfı, takım oyunculuğu, sorumluluk alabilme öffff geç bunları: Kendini beğenmişin tekidir. Ama bu onun suçu değildir, hayatı boyunca sınıf birincisi, sınıfın güzel kızı, arkadaşları tarafından sevilen dost canlısı insan vs vs olarak anıldığı için onun yerinde kim olsa kendini beğenmiş olurdu *. Tipik kız özellikleri göstermez: Bir kere pek konuşmaz, futbol maçı izler, asla diyet yap(a)maz, hem alışverişi de sevmez; daha ne olsun? (Gardrobunu cücük’ün kendisi için aldığı kıyafetleri yürüterek düzmüştür! Ama artık gümrüğe tabiidir; cücük parça başına elli euro ceza kesmektedir...) Boş vakitlerinde yazar, çizer, wii oynar, pilates yapar, dizi ve film izler, ah ulan ah ben şu dizide oynasaydım başroldeki kızdan daha iyi oynardım diye düşünür, kitap okur, gitar çalar, şarkı söyler, puzzle yapar... falan filan işte... Şimdilik hayatını ev kuşu olarak sürdürmektedir.
cv sine bakmadan da dolu birisi olduğunu tahmin ediyordum zaten. ne kadar kıl tüy iş varsa hepsiyle uğraşmış. bu odtülüler hep böyledir zaten. bizim mülkiye talebeleri de böyledir, her türlü mevzuya burnumuzu sokardık. bu satırların yazarının modern dans denemesi bile mevzubahistir, ve hatta beklentilerimiz de aynıdır çünkü modern dansa giden manitalara yazılmak için şebek olunmuştur. her neyse şakası bir yana itaatsiz bu sözlüğü kaliteli bir sözlük haline gelmesinde emeği geçen yazarlardan biridir. ellerine sağlık...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
