avrupa yakasında sergi gezmek isteyenlerin ilk aklına gelen yerlerden biri. taksim meydanından başlayarak tünele kadar devam eden ve birçok ara sokağı olan, galatasaray lisesinden tünele doğru birden kalabalığın azaldığı, ayrıca yapılarına dikkat edildiğinde hayranlık uyandırabilecek eski ve yeni bir cadde.
ağaçlar söküldükten sonra ruhunu kaybetmiş gibi duran cadde.artık daha bir boş gözüküyor ağaçlar olmadan.ayrıca sonundaki tünel'deki müzik mağazaları sayesinde istanbul'daki müzisyenlerin en çok uğradığı yerdir.
yürürken aklınıza çokça fikir gelen caddedir. her tip insan modeli bulunduğundan bizlerde hiç uyanmayan bazı düşüncelerin hortlamasını sağlayan ve sonu tunele varan ince uzun dört boyutlu alan.
eski adıyla grand rue de pera. halk arasında yer yer tamamının taksim olarak nitelendirildiği görülmektedir. halbuki taksim bir mahalle, ve bir cadde adıdır ve mahalle olanı istiklal caddesinin sadece küçük bir ucunu kapsar. istiklal beyoğlu'un ana damarıdır.
orta öğretim çağındaki rock, metal ve türevlerini dinleyen gençlerin özellike gitmeyi bir ayrıcalık olarak gördüğü, hafta sonları nüfus patlaması yaşayan istanbul'un en bilinen caddelerinden biri. son yapılan araştırmalarda, cumartesi günleri istiklal caddesinde tam 3 milyon insanın dolaştığı hesaplanmıştır. buna karşın bölgede hafta sonları sadece 200 bin polis olması da tartışma konusu.
istanbuldaki çoğu insanın vazgeçilmezidir . yol boyunca sağında ve solunda bir çok mağaza ve restoran bulunmaktadır . insanların dolaşmak ve alış veriş yapmak için en çok uğradıkları yer genelde burasıdır .
istiklal caddesi insanların birçok şekilde rahabet ettiği ve içinde girildiğinde insan kendini kaybedeceği bir yer.bir çok güzelliklerin yanısıra bi o kadarda olumsuzlukları içinde barındıran istanbul'un 70 milletten insan bulunduran bu cadde istanbul'un vazgeçilmez bi caddesidir.gündüz bütün güzelliklerini gösteren,gece ise bütün olumsuzlukları içinde gösteren bi yerdir.
taksim meydanı' ndan tünel' e kadar uzanan; içinde aradığımız türlü egzantrik nesneleri bulabileceğimiz pasajları barındıran, kendine has insan kalabalığıyla, yazları mısırcılarının yaydığı enfes kokularla, beyoğlu çikolatasıyla ve özellikle geceleri neon ışıklarıyla kaplandığında ışıl ışıllığıyla insanı cezbeden, kendimi sıklıkla uğramaktan alıkoyamadığım tarihi cadde..
kesinlikle istanbulun en kozmopolit caddesi yarım saat yürüdüğünüzde türkünde turistine,zangininden fakirine, yaşlısından gencine, sağcısından solcusuna, güzelinden çirkinine , tikkysinden rockerına binlerce cesit insanı görebilirsiniz. ayrıca bu cadde nerdeyse gunun 24 saati sürekli hareketlidir ve ustunde cok guzel restaurantlar gayet rahat bir şekilde çok eğlenebileceğiniz barlar ve pasaj içlerinde ucuza cok gzl kıyafetler alınabilecek dukkanlar bulunur. istanbula gelen herkes en az 1 kere buraya gitmiştir ancak gecenin ilerliyen vakitlerinde yürümek pek tekin bir iş değildir sürekli tetikte bulunmak gerekir
insanların farklı olacağım diye çırpındığı ama bu haliyle sadece kendi halinde giyinmiş kişilerin sıradışı kaldığı, geçen kış yeni yer taşları döşeyeceğiz diye korkunç hale sokulan sonra onlarında sökülüp "gerçek türk mermerleri"ile kaplanmaya başlayan cadde.
ne zaman olursa olsun pek boş olmayan ve 7-24 üzerinde insan barındıran uzun bir cadde. sabah güneş doğduğunda üzerine o taşların üzerinde yürümek ayrı bir zevk veriyor insana. ara sokaklara girerek kaybolan insanlar olur ama hiç azalmaz, gittikçe kalabalıklaşır her yer. bunalana kadar yürürsünüz. sonra sizde bir ara sokağa girip o güzel cafe'lerden yada barlardan birinde dinlenirsiniz.
insana ilginç bir huzur veren, sanırım istanbul'un en kalabalık caddesi... ayrıca "iyi ki buradayım" duygusunu da verir içten içe. gerçekten keşfedebilmek için ara sokaklarını gezmek gerekir. ayrıca burada herkesin kendine uygun mekanları vardır.
osmanlı' da her türlü batılılaşma hareketlerinin başlama noktası olmuştur.
osmanlı' da istiklal caddesine cadde i kebir denilmiştir.
ilk otel olan *ingiltere oteli buraya açılmış ayrıca ilk lüks otel olarakta pera palas burada açılmıştır.
istiklal' de çınçın zilini çalarak geçen küçük tramvay, 1870' te yapıldığında dünyanın 3. büyük metrosuydu. o dönem atlarla çekilen metroya * halk güvenli olmadığı düşüncesiyle binmemiş, güvenli olduğunu göstermek için bir sene sadece hayvan ve eşya taşınmış, 1873' te tam faaliyete geçirilmiştir.
ilk sinema gösterimi 1896' da burda yapılmış,
yine osmanlı' nın ilk eğlence merkezi olan cafe janta' da burada açılmıştır.
dünyada günün 24 saatini de dolu geçiren başka bir cadde varmıdır diye düşünmüşümdür hep. özellikle öğrenci kesiminin yada bitlilerin takıldığı barlar bu caddenin ara sokaklarındadır. hertarafını öğrenmek uzunca zaman almaktadır*. bu caddede yürümek insanlara bende bu dünyada yaşıyorum hissi vermektedir, çünkü çok kozmopolit bir yapıya sahiptir. bazılarının babaları "kızımın göbeği istiklalde düşmüş" diyerek onlarla kafa bulmaktadır*. istiklal'in girişinde taksim meydanı, diğer ucunda ise galata kulesi vardır. bu özellikleri itibariyle de yanında kız arkadaşı olan istanbul bilmeyenlerin rağbet ettiği yerlerdendir.
sanki herkesin üzerinize geliyor gibi olduğu, yukarıdan bakıldığında nadide bi inci, içine girildiğinde her türlü pisliğin ve her türlü güzelliğin bir arada eridiği çoğunun gidince sıkıldığı ama can sıkıntısı ilacını yine orada bulduğu, ülkemizin en meşhur caddesi.
istiklal caddesinde en keyifli anlar işi gücü bırakıp içinden akan insan selini izlemektir. öyle ki belki de hayatınız boyunca bu kadar farklı bu kadar fazla insanı bir arada göremezsiniz bir daha. her arzuya uygun mekanları ile güzel bir tad sunar sizlere. lakin aşırı kalabalık olması, cepçilerin çokluğu can sıkmakta. düşünsenize zavallı benim bile çantasını karıştırmışlar.
insanın "istiklal"ini kazandığını hissettiği yerlerden birisi. eski binalardaki sakin örümcek ağı huzuru, yaşanmışlıklar, kaldırımda yürüyen gençlerin coşkusu, haftasonlarının tatlı heyecanı ve günbatımlarının kızıl büyüsü... gecenin ayazında bağrını açmak şarabın etkisiyle, sanki oradan hiç ayrılmayacakmışcasına, bir şarkıda söylendiği üzere "bitmesin bu sarhoşluk, sürsün sabaha kadar" düşüncesinin insanın damarlarında dolaştığı büyülü bir vaha, bir sarhoşluktur istiklal caddesi.
genellikle toplumsal olayların kıvılcımları, en acı anları, başlangıç aşamaları ve sonlarının yaşandığı, yürümenin yürüyüşlere çevirilmesine müsait sosyal koordinatlarda, tüm yayanların ne yaparsa yapsın dikkat çekmeyeceğinden emin adımlarla gitmesi, her türlü resmi aracın fink atarak yolun ortasına park edip milleti rahatsız etmesinin kimseye batmaması, sapılan dar yollarda her nevi bilimum malzemenin 1-2 dakika içerisinde temin edilebilineceği, dönem dönem tüm yer malzemelerinin yenileme maksadıyla daha beter hale getirilmesi - en ufak sarı renkli bandı gören tüm sarhoşların bile otomatikman çevresinden geçmesi, kitapçıların diskolardan beter fakat yıllardır aynı temayı her gün çalmaları, en ufak imza günü veya turist kafilesinin kalabalık yığını yapıp caddeyi daraltması, eskiden her köşebaşında bir p.z.v.k dururken şimdi aynı yerde 1 sivil simitçi, 1 vatandaş mısırcı, 3 p.z.v.k, 2 yankesici, 1 ruhsatsız barı kollayan eleman, 1 flyer dağıtıcı eleman, 4-5 punk gençliği, 1 greenpeace üyesi, 3 anketör, 1 kameraman(kamerasız) duran, insan seli akışkanlığının haftaarası 2 saatte bir 1000 haftasonu 3000-6000 olduğu (dükkan sahiplerinin istatistiki varsayımı) tüm esnafın deli gibi iş yapıp ağladığı, kıvrık kıvrık olan ama yürürken hissedilmeyen şeridimsi yol..
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.