son albümlerinde piyasa rantına gelmiş, hard-core ve elektronik etkilenimler hissettirmeye başlamış, sevenlerini rakı sofrasında zeki müren plağı dinleyip ah çeken insan modeline çevirmiştir.
eski in flames için;
(bkz: moonshield)
(bkz: embody the invisible)
(bkz:jester script transfigured)
(bkz:brush the dust away)
death metal yaparken son üç albümünde birden bire nu metal benzeri bişeyler çalmaya başlayan, ailecek soğuduğumuz bi daha da ısınmamızın zor göründüğü grup.
your bedtime story is scaring everyone gibi bir outro ile garip bir duygusal yoğunluk yakalayarak benim gibi bu tarza bir kaç demirbaş dışında pek girememişlere hoş anlar yaşatabilecek de bir şarkıya sahiptirler.
the jester race gibi efsanevi bir albümleri olan gruptur aynı zamanda. grup üyeleri son zamanlarda yapılmış olan bir röportajlarında bir daha böyle bir albüm yapamayacaklarını, geçen zamanla birlikte kendilerinin de değiştiklerini vb. söylemişlerdir.
ayrıca, birçok şarkıda adı geçmiş olan jester kelimesi de, grubun gitaristlerinden birisi olan jesper stromblad'ın lakabıdır.
keşfettiğimden beri mp3 çalarımdan düşürmediğim ve full diskografisini çekinmeden yanımda taşıdığım.. hiç sıkılmadan defalarca dinleye bildiğim..
hatta ve hatta hiç abartmıyorum.. sırf bu elemanlar için, isveçte konserlerine gitmişliğimde vardır..
gitmişkende dedim bu böyle olmaz mp3le.. bir orjinallik lazım diye, bütün cdlerine para bayıldığım tapılası gruptur..
topluca saçlarını kestirerek yaza hazırlanan gruptur.. nedendir bilinmez bana pek bi garip geldi bu durum yıllar sonra..
peters'ımın sakalı gitmiş..
björn'saçları kısacık olmuş.. allahtan sakal sabit kalmış...
Jesper' imin güzelim beline kadar olan saçları artık boynunun hizasına inmiş..
daniel'im onun zaten saçları bir tutam.. oda kel olmuş.
rock the nations 2004 festivalinde canlı izleme şansına sahip olduğum bir acayip death grubu. acayipler çünkü karşılarında müziğe aç genç, enerjik ve hevesli bir kitle varken, çaldıkları şarkılar da gayet sertken ne şarkıları ne de dinleyicileri umursamışlardır. sahnede yaklaşık bir buçuk saat kalmalarına rağmen terlemediler bile. oldukları yerde gitar çalıp çıkıp gittiler. herkes sinir oldu. belirtmeden geçemeyeceğim, festival boyunca sahneye gömlekle çıkan tek grup da in flamesdi.
ayrıca, death metal sevmeyen bu bünye in flames'i de sevmez. death metal denildiğinde sadece dark tranquility ve death aklıma gelir ve diğer grupları da hiç beğenmem. bu derece abartılmış in flames'in de kendilerine ait, özel bir soundları olmadığını, hatta çoğu şarkılarını da death denilemeyecek derecede basit akorlar ve ritmlerle çaldıklarını da söyleyebilirim.
her ufak sound değişiminde yeni lezzetler sunan , değişime gelemeyenlere inat isveçli melo-death grubu . Müslüm Gürses coverlasınlar yine dinlerim , biliyolar işi .. ***)
brutal vokal sevmememe rağmen colony albümerini çok beğendiğim grup. colony'den sonra da takip etmedim doğrusu. ama arada youtubedan dinlediğim de -biraz müzikleri değişmiş de olsa- beni genelde pek hayal kırıklığına uğratmıyorlar.
ekleme: yıllar önce yerli fanzinlerden birinde okuduğum röportajlarında, grup üyelerinden birisi piyasaya çıkışlarıyla ilgili şöyle bir hikaye anlatmıştı.
bunlar bir yapımcıya bir şarkı vermişler. kafalarının güzel olduğu bir akşam yapımcı bunları aramış ve şarkılarını beğendiğini, ellerinde başka şarkı olup olmadığını sormuş. kafası güzel eleman 13 tane daha var demiş; halbuki başka şarkıları yokmuş. öyle olsa yine iyi, bir de yarın şarkıları getiririz demişler. kafası güzel grup elemanları ne yaptık lan biz diye söylenirken sabaha kadar 13 şarkı yazıp, şarkıları yapımcıya yetiştirmişler.
artık doğru mudur yoksa röportajı verirken mi kafaları güzeldi bilemicem.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.