hz muhammed

  >>

  1. 40 yaşında vahiy alıp peygamber olan , peygamber olmadan önce de örnek bir yaşam sürmüş olan örnek insan.
    (satanic romance 28.03.2006 00:23)
  2. yaratan yüce allah'ın alemlere rahmet olarak gönderdiği iyi huylu, dürüst, peygamberliğinden evvel mekke'nin en dürüst en güvenilir insanı olarak görülen ve öyle olan nebi. mukkades yol gösterici.
    (lucent 02.04.2006 23:57)
  3. hayati ve yaptiklari sünnet olan son ve inanilmasi gereken tek dinin peygamberidir.
    (alchemist 22.08.2006 19:24)
  4. arkadaşları ve görenleri olarak belirtilen sahabe tarafından 'anam babam sana feda olsun ya resulallah' şeklinde sevgi, saygı gösterilerine muhattap olan,allah'ın kendisini daha doğmadan babasız, altı yaşında da annesiz bırakarak gözetim, denetim ve rehberliğini üstlendiği, türkçe'de de adından türetilen mehmet ismiyle en çok kullanılan türkçe erkek ismi var olan, islam inancına ve kur'an'a göre 'ahdi atik'te kendisinden 'ahmet' olarak söz edilen hatice'nin sevgilisi.islam tarihi kitaplarından aktarıldığına göre peygamberliğinden kısa süre öncesinde medine'de bulunan yahudilerce medine kabileleri evs ve hazreç"son peygamber bizim içimizden çıkacak,siz de ad ve semud gibi helak olacaksınız" tehditlerine maruz kalıyorlardı.soyu ismail (samuel) ve ibrahim (abraham) peygamber'den gelmektedir.
    (bihangul 22.08.2006 19:25)
  5. yüce allah'ın, alemlere rahmet olarak gönderdiği, kendisine aşık olduğu ve yeryüzünü bu aşk için yarattığını söylediği en sevgili kişi. aşkın en güzel tecellisi. kendisi ile arasına hiçbir perde koymadığı ve son nefesine kadar, "ümmetim, ümmetim" diye gözyaşı döken, yüce gönüllü elçi. bütün cihanın aşık olduğu, bütün peygamberlerin kendisine ümmet olmak istediği anlatılmaya kelimelerin sığmayacağı aşkın yegane sahibi, yegane örneği. dolunayın nurunu kendisinden aldığı, en nurlu kişi. dini babadan miras olarak alan biz gibileri her daim kollayan kişi. salat ve selam o gül yüzlüye, aline ve ashabına olsun. aşk- u niyaz ile hu.
    (kucuk ruzgar 22.08.2006 21:49)
  6. allah(c.c.)'ın kendisine "sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" dediği peygamberimiz.
    yani sebep-i mevcudat *
    *
    (5im 27.08.2006 02:32)
  7. ter kokusu gül gibi kokan ve gül ıle simgelenen tek ınsan.
    (eskarabulut 27.08.2006 10:22)
  8. dünya tarihinde hayatı özel kısmı ile birlikte bütün detayları ile bilinen yegane peygamber ve insandır. yine dünya ve insanlık tarihinde en çok sevilen ve son peygamberdir.
    (mancene 27.08.2006 12:12)
  9. ibrahimi dinler yani ortadoğu kökenli semavi dinlerin sonuncusu olan islamiyetin peygamberi. kureyş kabilesi mensubudur. diğer ibrahimi dinler peygamberlerinin aksine mezarı kesinlikle bilinen tek ve isa gibi olanların aksine kendisine " tanrısallık " sıfatı yakıştırmayan az sayıdaki peygamberden biridir. bir çok kez kendisinin de bir " kul " olduğunu söylemiş, devlet başkanlığı ve resullük dışında hiçbir dünyevi ünvanı kabul etmeyerek getirdiği dine örnek bir yaşam sürmüştür.

    cebrail isimli meleğin vasıtası ile, vahiy yolu ile islamiyetin kutsal kitabı olan kuran'ı tanrıdan aldığına inanılır.

    veda hutbesi adı altında yaptığı son halka açık konuşmanın dikkatle okunması tavsiye edilir.
    (kont dracula 28.08.2006 13:38)
  10. ünlü taihçi michael hart'ın "tarihte en önemli yüz kişi" adını verdiği kitapta bir numaralı isim olarak övgüyle söz ettiği islâm peygamberi.

    uyandığı zaman cüppesi üzerinde uyumuş olan kediyi uyandırmamak için cüppesini kesen, taif seferi sırasında yolda yeni yavrulamış köpeği rahatsız etmemek için ordunun yolunu değiştirmiş mükemmel insan örneği.

    almanların efsane lideri otto von bismarck'ın:

    "ey muhammed! sana çağdaş olamadığımdan dolayı çok müteessirim. muallimi ve naşiri olduğun bu kitap senin değildir. o lahutidir... beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra da bir daha görmeyecektir. ben huzurunda kemal-i hürmetle eğiliyorum." diye hitap ettiği allah elçisi.
    (esrar dede 28.08.2006 14:00)
  11. yüca allahın son peygamberi ve sevgili kulu. zira allah bu kainatı onun için yaratmıştır, mübarek olduğu kadar da iyi bir asker ve devlet yöneticisidir, allahın elçisi sevgili muhammed'dir.
    (odalarda 02.09.2006 00:21)
  12. sevgilimdir, sevgilimin sevgilisidir, dostum, yâr-i vefâdârımdır.
    (hashacip 02.09.2006 01:51)
  13. cenabi hakkin o`nun ugruna kainati yarattigi soylenen, hulasa-i mevcudat, fahr-i alem, efendiler efendisidir. adi her duyuldugunda insanin ici tir tir titrer. o`na layik ummetinden olabilme gayretleri sancisiyla onun gul yuzunu her daim gorememenin acisi birlesir sicak gozyaslari olarak bazen iceriye bazen disariya bosanir. o`nu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalir, insanin nefesi kesilir. Necip Fazil Cole Inen Nur`da edebinden, saygisindan O`nun adini agzina alamaz:

    - alıntı -

    sofra...etrafinda allah resullerinin dizildigi sofra...ve bu sofrada baskose...sen!

    insanin hakikati...sir...kainatin en cetin sirri... bir de misilsiz insan ki, onun hakikatinde, mahluk, artik, son haddine ulasir. onun hakikatinde, mahluk tukenir, fakat allah baslamaz. o da sen!

    yaradan... ve o`nun en guzel eseri...zatiyle tek olan yaratici`nin koskoca insan ehraminda ve en yuksek noktada halkettigi insan...sen!

    evet sen!

    senin bana inandirdigin ve seni bana inandiran allah, oz dilinle hitap etmis ve sana demisti ki:

    "sen olmasaydin, sen olmasaydin, alemleri yaratmazdim!"

    sana iste bu allah kelaminin sonsuz kilavuzlugu icinde inaniyorum

    - alıntı -
    (benbudejavuyudahaoncegordum 02.09.2006 07:19)
  14. necip fazıl ne güzel söyler:

    o ki, varlık o yüzden,
    o ki, o yüzden varız.
    (herseyemaydanoz 02.09.2006 12:26)
  15. uhud savaşı'nda yerde yaralanmış şekilde yatarken, "sadece kendilerini rablerini tanımaya çağıran peygamberleri'ne bunu yaptıktan sonra bu kişiler nasıl rahat edebilirler?" diye bağırınca bunun üzerine al-i imran suresinin 128 ve 129. ayetleri nazil olunan resul. [müslim ve ibni hanbel]

    128: Allah'ın onların tevbelerini kabul etmesine yahut onları cezalandırmasına karar vermek senin işin değildir [ey Peygamber,] çünkü onlar zalimlerin tâ kendileridir,
    129: oysa göklerdeki ve yeryüzündeki her şey Allah'a aittir: O, dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır; ve Allah, çok affedicidir, rahmet kaynağıdır.
    (yfkn 04.10.2006 15:20)
  16. allah'ın yeryüzüne yolladığı son peygamberdir.

    şöyle bir açıklamadada bulunmak isterim ki allah'ın yeryüzüne yolladığı - kuran ı kerimde adını bildiklerimiz - bütün peygamberler aynı kabileden gelmektedir. bu nedenle hz. muhammet (s.a.v), hz. isa, hz. musa, hz.davut, vb.. peygamberler akrabadır. hz. muhammet ben allah'ın yolladığı elçiyim, bana inandığınız gibi allah'ın diğer peygamberlerinede inanınız demiştir. fakat üzülerek görüyorumki hz.muhammet'e büyük aşkla bağlı insanlar, peygamber efendimizin bu sözüne karşın, kendisinden hz. diyerek bahsederken diğer peygamberlerden asker arkadaşı gibi isa, musa, davut diye bahsetmeleri ne acıdır.

    hz. muhammet mekke ve medine çevresinde, bütün kabileler içinde sözüne en güvenilen, kimsenın aklı kalmadan herşeyini emanet ettiği tek insandı.

    hz. muhammet aynı zamanda çok iyi bir ticaret adamı ve bir komutandı. bunları yaptığı savaşlar, yönettiği kervanlardan anlayabilmekteyiz.

    ümmetini çok seven, son nefesinde dahi ümmetine şefahat dileyen bir peygamberdi.
    (hatasiz cool 13.11.2006 19:40)
  17. allah'ın, yeryüzündeki en mükemmel görüntüsüdür, zuhûrudur. kişinin kendisini dahî gerçekten sevebilmesi için öncelikle o'nu hakkıyla sevmesi gerekir.

    niye böyle dedim? açıklıyorum:

    insanlara gönderilmiş peygamberler arasında fark yoktur. bu bir âyet-i kerîmedir. hz. muhammed de bir peygamberdir, ve yine kur'ân-ı kerîm'de yazıldığı üzre, yaratılmış her şey, gördüğümüz ve göremediğimiz her yaratık, o'nun nûrundan* yaratılmıştır ve o'nun hürmetine yaratılmıştır.

    peki, her şeye gücü yeten ve hiçbir şeye ihtiyâcı olmayan allah, niçin kendi yarattığı birşeye hürmet etsin ki? el-cevap: kendisine saygısı olduğundan. ne alâka? şöyle: hz. muhammed'i de kendisi yaratmıştır ve kendisine en yakın özelliklere sâhip yaratık olan "insan" türü içinde de yine kendisine en yakın olanı o'dur. insanlar içinde en mükemmeli ve allah katında en makbûl kuldur, işte bu yüzden allah'ın sevgilisidir.

    ama tabiî ki allah, durduk yerde "yav dur kendime bi sevgili yaratayım" demez, hâşâ.. insan denen yaratığa allah, kendi irâdesinden, kendi yaratıcılığından, kendi aklından vs.. cüz'î bir miktar vermiştir. ki, "insan denen kulum diğer yaratıklardan farklı olsun, bana en yakın tür olmayı hakkıyla yaşasın ve beni sevgili bilip kendisini mutlu etmek kendi bileceği iş olsun" düşüncesi, kendi yarattığına olan saygısının ve bu saygı konusunda da çifte standart gütmediğinin çok açık göstergesidir.

    hz. muhammed'in peygamberliğini benimseyen insan, kendisi dâhil herşeyden önce o'nu sevmelidir ve sevgi nasıl birşey, o'ndan öğrenmelidir. ve dahî insanlığa dâir her şeyi. o'nu sevmeyen veyâ sevmesini bilmeyen insan, kendisini dâhil hiçbir şeyi sevemez, bırakalım insan veyâ allah sevgisini..**
    (benlicenan 13.11.2006 19:41)
  18. diğer peygamberlerden habibullah sıfatına layık olarak ayrılan son peygamberdir. yaratılmışlar içerisinde allah'a mirac hadisesinden bildiğimiz kadarıyla en çok yaklaşandır.
    daha 300-500 sene önce medeniyet namına hiçbir şey taşımayan batı dünyasının bütün yıpratma çabalarına rağmen 1400 yılı aşkın geçmişine rağmen halen en "medeni" en "çağdaş" olan toplumu oluşturmuştur. şöyle ki 1500 lü yıllarda avrupa da insanlar sokak ortasına necasetlerini bırakırken, hz. muhammed o dönem araplarına tuvalet adabını yerleştirmiş hatta tuvalete girerken ve çıkarken okunmasını tavsiye ettiği dualar bile söylemiştir. burada anti parantez açmak gerekir ki, bu tavsiye de bulunduğu halk salt zengin araplardan değil, fakirler ve bedevilerin büyük çoğunluğunu oluşturduğu bir kitleyi barındırmaktadır. bedevilerin medeniyet seviyesi malumdur, hala bile iyi bir imajları yoktur.
    allah vasıtası ile insanlara ulaştırdığı öğreti o kadar etkileyici olmuştur ki, bir kaç sene önce şuursuzca kızını diri diri gömenler, bir kaç sene sonra öldürdükleri kızlar için üzüntüden ağlamış ve tövbe etmişlerdir.
    turan dursun gibi insanların önderliğinde, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kendisine karşı olan hatırı sayılır bir grup vardır.
    daha çok eşleri ve "cinsel" hayatı ile aşağılanmaya çalışılır. ancak bu tür karalamalar gerçeği yansıtmadığı gibi, bariz iftira özelliği taşımaktadır.
    daha gencecik iken * 40 yaşında olan hz. hatice ile evlenmiş ve 26 yıl onunla evli kalmıştır. daha sonra bir çok evlilik yapmasına rağmen bütün çocukları hz. haticedendir ve hz. hatice ile evliyken başka kimseyle de evlenmemiş ve sonraki bütün hanımlarına onun yerinin ayrı olduğunu söylemiştir.
    peki bu durum nasıl çarpıtılmıştır? şöyle ki, seks kölelerinin sahibi, 40'tan fazla eşe sahip gibi iftiradan öte nefretini kusanlar vardır. halbuki daha 25 yaşında kendisinden 15 yaş büyük bir hanım ile evlenmesi bu tür iftiraların çürütülmesi için yeterlidir.zira 25 yaşında böyle davranabilen birisi 52 yaşından sonra aksi gibi davranmaz. böyle bir şey insan baz alınarak düşünüldüğünde, söz konusu değildir. kadınlara verdiği değerde bir çok açıdan yanlış lanse edilmektedir aslında, fakat kendisi kanımca son noktayı şu sözleriyle koymuştur:
    saliha bir kadın, dünyadan ve onun içindekilerden daha hayırlıdır.
    hz. muhammed'i günümüz türkiye'sinde anlamak çok zordur. çünkü gerek küreselleşen dünyada gerekse gittikçe batılılaşan ülkemizde, kendisinin öğretileri yok olma seviyesine gelmiştir. Öyle ki müslüman toplumlar bile kendisini anlamanın yakınında olamamaktadır. bunun baş müsebbibi arap dünyası olarak gösterilse de Ä°slam sadece arapların dini olmadığı için bu bir bahane olarak gösterilmemelidir.
    (agacsakal 13.11.2006 22:23)
  19. ah... o'na ve o'nu tanımaya ne kadar çok ihtiyacımız var...
    (hashacip 14.03.2007 20:36)
  20. yağmur... nurullah gençin kaleminden o'na yazılmış şaheser...

    vâreden'in adıyla insanlığa inen nûr
    bir gece yansıyınca kente sibir dağından
    toprağı kirlerinden arındırır bir yağmur
    kutlu bir zaferdir bu ebâbil dudağından
    rahmet vâdilerinden boşanır âb-ı hayat
    en müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
    yıllardır bozbulanık suları yudumladım
    bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
    yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım

    hasretin alev alev içime bir ân düştü
    değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü
    sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde
    yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü
    İhtiyar cübbesinden kan süzülür nebi'nin
    gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla
    mehtâbını düşlerken o mühür sahibinin
    sarsılır ebu kubeys kovulmuş feryatlarla
    evlerin arasına dikilir yeşil bayrak
    yeryüzü avâredir, yapayalnız ve kurak
    zaman, ayaklarımda tükendi adım adım
    heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı
    Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım

    yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü
    düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü
    yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe
    her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü
    bir güzîde mektuptur, çağların ötesinden
    ulaşır intizârın yaldızlı sabahına
    yayılır o en büyük muştu, pazartesinden
    beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına
    susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin
    sukûtu yâr, sevinci duâlar kadar derin
    Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım
    bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış, mâzide
    dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım

    sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü
    yarılan göğsümüzden umutlar bîcan düştü
    yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
    en son, avucumuzdan inci ve mercan düştü
    melekler sağnak sağnak gülümser mâveradan
    gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar
    mutluluk nağmeleri işitirler hıra'dan
    bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar
    bir bebeğin secdeye uzanırken elleri
    paramparça, ateşler şahının hayalleri
    keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım
    o mücellâ çehreni izleseydim ebedî
    sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım

    sarardı yeşil yaprak; dal koptu, fidan düştü
    baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü
    kâtil sinekler deldi hicâbın perdesini
    İstiklâl boşluğunda arılar nâdân düştü.
    dolaşan ben olsaydım sâve'nin damarında
    tablosunu yapardım yıkılan her kulenin
    ebedî aşka giden esrarlı yollarında
    senden bir kıvılcımın, süreyyâ bir şûlenin
    tarasaydım bengisu fışkıran kâkülünü
    on asırlık ocağın savururdum külünü
    bazen kendine âşık deli bir fırtınaydım
    fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak
    uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım

    sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
    mazluma sürgün evi; zâlime cihan düştü
    sana meftûn ve hayran, sana râm olanlara
    bir belâ tünelinde ağır imtihan düştü
    bâdiye yaylasında koklasaydım izini
    kefenimi biçseydi ebvâ'da esen rüzgâr
    seninle yıkasaydım acılar dehlizini
    ne kaderi suçlamak kalırdı, ne intihâr
    Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya
    bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya
    suskunluğa dönüştü sokaklarda feryâdım
    tereddüt oymak oymak kemirdi gurûrumu
    bahîra'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım

    haritanın en beyaz noktasına kan düştü
    kırıldı adâletin kılıcı, kalkan düştü
    mahkûmlar yargılıyor, hâkimler mahkûm şimdi
    hakların temeline sanki bir volkan düştü
    firâkınla kavrulur çölde kum taneleri
    ahûların içinde sevdan akkor gibidir
    erdemin, bereketin doldurur hâneleri
    sensiz hayat, toprağın sırtında ur gibidir
    Şemsiyesi altında yürürsün bulutların
    sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların
    devlerin esrarını aynalara sorsaydım
    Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler
    okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım

    sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü
    İlkin karardı yollar; sonra heyelân düştü
    güvenilen dağlara kar yağdı birer birer
    sensizlik diyârından püsküllü yalan düştü
    yağmur, duysam içimin göklerinden sesini
    yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir
    yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini
    sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir
    yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından
    alsam, ölümsüzlüğü billûr dudaklarından
    madenî arzuların ardında seyre daldım
    küflü bir manzaranın çürüyen güllerini
    senin için görülen bir düş de ben olsaydım

    Şehirler kâbus dolu; köylere duman düştü
    tersine döndü herşey sanki; âsûman düştü
    kırık bir kayık kaldı elimizde, hayalî
    hazîndir ki, dertleri aşmaya ummân düştü
    ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır
    seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur
    sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır
    sesini duymayanlar, girdâbında boğulur
    ana rahminde ölür sensizlikten bir cenîn
    Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin
    saatlerin ardında hep kendimi aradım
    bir melâl zincirine takıldı parmaklarım
    yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım

    sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü
    sensiz, kıtalar boyu uzayan vatan düştü
    bir kölelik ruhuna mahkûm olunca gönül
    yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü
    ay gibisin güneşler parlıyor gözlerinde
    senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
    her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
    sümeyrâ'yı arıyor her damlada bir saray
    tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
    mekânın fırçasında solmayan resim senin
    yağmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım
    güzellik şâhikası gülümserdi yüzüme
    senin visâlinle bir gülmüş de ben olsaydım

    tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryân düştü
    toplumun gündemine koyu bir isyân düştü
    İniltiler geliyor doğudan ve batıdan
    sensizlikten bozulan dengeye ziyân düştü
    islaklığı sanaydı âhımın, efgânımın
    İçimde hicranımla tutuşuyor nağmeler
    sendendir eskimeyen cevheri efkârımın
    nazarın ok misali karanlıkları deler
    bu değirmen seninle dönüyor; âhenk senin
    renkleri birbirinden ayıran mihenk senin
    bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım
    kapanıyor yüzüme aralanan kapılar
    sana hicret eden bir kureyş de ben olsaydım

    yağmur, sayrılığıma seninle dermâan düştü
    beynimin merkezine ölümsüz fermân düştü
    silindi hayalimden bütün efsûnu ömrün
    bir dönüm noktasında aklıma rahmân düştü
    nefesinle yeniden çizilecek desenler
    Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek
    aydınlığa nûrunla kavuşacak mahzenler
    anneler çocuklara hep seni içirecek
    yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin
    sana mü'mindir semâ; sana muhtâçtır zemin
    damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
    bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
    kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım

    kardeşler arasına heyhât, sû-i zan düştü
    zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü
    Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
    İnsanlık bahçemize sensizlik hazân düştü
    yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
    Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
    dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
    sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
    uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
    bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
    okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
    senin için görülen bir düş de ben olsaydım
    yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
    senin visâlinle bir gülmüş de ben olsaydım
    sana hicret eden bir kureyş de ben olsaydım
    damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
    bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
    kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.
    (deli kadir uleyn 15.03.2007 02:19)
  21. yeryüzünde kimsenin hiç ama hiç kimseye söyleyemeyeceği bir hitapla anılan şahsiyet

    anam babam yoluna feda olsun ya rasulallah!...
    (mantis 24.03.2007 12:44)
  22. varoluşumuzun üzerindeki ince sır. kurtuluşa sebep*. aşk, o'nun adında aşk...
    (deli kadir uleyn 30.03.2007 11:45)
  23. dinimizin peygamberidir, bu anlamda saygının sonsuzunu hakeden yüce zattır fakat islamda bilinenin aksine kendisini diğer peygamberlerden ayıran hiçbir üstünlüğü *yoktur , alllah ' ın bütün alemleri onun yüzü suyu hürmetine yaratması gibi bir durumdan da kuran' da bahsedilmez, bu yalnızca İslam daki nurcular *denen bir grubun iddiası ve inanışını temsil eder
    (samsara 19.05.2007 02:34 ~ 19.05.2007 02:38)
  24. "her peygamberin ettiği bir duası var; ben ise duamı, kıyamet gününde ümmetime şefaat etmek için kullandım."

    muhammed mustafa (sav)


    "müjdecim, kurtarıcım, efendim, peygamberim!
    sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!"

    necip fazıl kısakürek


    ahh! bir anlayabilsek seni ey kainatın efendisi... bir tepebilsek sana uymayan ölçüleri...
    (sumenal 19.05.2007 18:16 ~ 19.05.2007 18:19)
  25. sen değilmisin cubbenin üzerine yatmış kediyi uyandirmamak için cubbeni kesen.sana yapilan onca kötülüğe sabreden o özel duanı o zor günlerinde kullanmayıp ümmetini saklayan, sen değilmisin gözyaşinin anlamini bize yeniden öğreten, senin hayatini okurken, seni dinlerken,seni düşünürken, bizleri gözyaşlari içinde birakan.
    bunca pisliğin kötülüğün içinde nasıl da sana ihtiyacimiz var, nuruna, gülen yüzüne,sohbetine, en güzelide senin mubarek ellerine...
    sen nasıl bir insansin ey muhammed.
    (ursaemajorist 10.06.2007 04:33)

>>



Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.