adana'da çıkan bir şiir dergisidir. bir yeniliğin peşindedirler ve bu yenilik için zemin çalışması yapmaktadırlar izlenebildiği kadarıyla. isim isim saymak mümkün ama şimdilik yapmayacağım, şair başlıklarında buraya gönderme olacak zaten; ama ilk elden bir şey diyebilirim ki, fıstık ağaçlarına benziyor heves dergisi. fıstık bir mevsim iyi, bir mevsim kötü ürün verir. ama ikisinde de illa ürün verir. heves'in sayıları da öyle oluyor. bir sıkı sayıdan sonra, bir cılız sayı. ama cılız, "kötü" değil. neresinden bakılırsa, "piyasa"nın birkaç iyi dergisinden biridir.
1. insanın birden kendini zamanla sönecek bir istek duygusuna kaptırması
2. maymuniştahlılığın getirdiği geçici olgu,deyimlere malzeme olan sözcük
3. yeni alınmış bir oyuncağa duyulan kocaman sevgidir. onu hiç yanından ayırmak istememek, her zaman onla oynamak, yatarken bile onla yatmaktır. annenin babanın bir zaman sonra kızmasıdır. yeter artık başka şeylerle de ilgilen diye. ama o güzel oyuncak varken başka bir şeyle ilgilenmeye hiç gerek yoktur ki. zaman geçip oyunca o ilk zamanlardaki büyüsünü kaybettiğinde ise aynı diğerleri gibi bir rafa kaldırılır ve o raftan hüzünlü gözlerle sizi iler, siz ise çoktan onu unutmuş yeni gelen oyuncak ile oynamaya başlamışsınızdır.
tuhaf bir duygu. aniden gelen, sonra fark ettirmeden çekip giden.
tam amaçsız halde dururken veya bir işle meşgulken odada yanan br ampul gibi parlayan bir fikirdir. maymun muzu görmüştür, salyaları akmaya birazdan başlayacaktır, ve başlar da. o fikrin ne kadar güzel olduğunu düşünür sürekli, "sahi, x olsa" diye varsayımlar başlar. hayatında bir değişikliğe ihtiyacı olduğuna inanır insan. o fikri uygulamak için kendini razı etmiştir, şimdi diğer insanları razı edecektir. ve muzuna ulaşır maymunumuz, ama olay bu kadardır. heves denilen çekici his emeline ulaşınca kıs kıs gülerek ortamı terk eder ve siz elinizde bir heves alınmış tuhaf hobi malzemeleri, bir olta, bir tenis raketi, bir etamin iğnesi ve bir örgü şişiyle kalakalırsınız. heves denilen çirkin peri sizi sık sık ziyaret ederse bu duruma maymun iştahlı olmak denir. ama suç sizin değildir elbette.
büyüdükçe kaybolur heves, yaşlanınca yeniden ortaya çıkar. çocuklukla ilişkilendirilir. belki değişen heves değildir de, onu baskı altına almaya uğraşan tabulaştırıcı duygulardır, hevesi belli etmemelerini sağlayan yetişkinlerin. merak duygusunun bir getirisidir, hani her şeye tanrı yaratan** yunanlıların bir merak tanrısı vardıysa bile eminim bir heves tanrıları da varmıştır ki merak'ın oğlu olsun.
bir çeşit meraktır, ama o bildiğimiz merak gibi değildir. merak, kaynayıp yakan bir dürtüyse; heves kabarık beyaz köpüklerin sahile şiddetle çarpmasıdır. zarar vermez ama kendini belli eder, gözleri ışıl ışıl yapar, kalbi kütür kütür çarpıtır. kocaman açılıp bekler o gözler,
"bana ne getirdin?!!!" diye bağırır bir çocuk sesi evin kapısı açıldığında. koşa koşa gelir sürprizini bekleyerek*, gözlerinden, içinde kabaran bir deniz, damlaya damlaya göl olmuş heves parlaklığı taşmaktadır. iş burda kilitlenir işte. yorgun, sorumluluk bilinci gelişmiş, para kazanmak zorunda olan, monoton, çalışkan ama bezgin, zavallı, sabırlı olmaya çalışan ama beceremeyen ve "burasına kadar gelmiş"* yetişkin birdenbire tersleyiverir çocuğu.
şelale olur taşar içinde patlayan heves dalgası, çat diye bir ses duyulur belk kalbi kırılmıştır. sonra bin katı bir sürprizle gelinir, çocuğuyla arkadaş olmaya çalışan anne modundaki ebeveyn özür diler bacak kadar veletten, "o gün çok yorgundum" der üzgünce, çocuk mutlu olur, ama unutmayacaktır. böyle böyle azalır hevesler.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.