"bir erkek ismi" olayına hiç girmek istemiyorum; haydar, kalın tahta sopa veya copa verilen argo addır. "kodummu oturtur, oturttumu kaldırmaz". kafa nahiyesine vurmamak lazımdır, gül açar, pekmez akar valla.*
anadolu'da rüzgâr çağırmak için kullanılan kelimedir.
hz. ali'nin ismi olduğundan, o da her derdimize koştuğundan,
rüzgâr lâzım olunca gökyüzüne doğru "haydar, haydar, haydar.." diye seslenilir.
biraz sonra yel eser.
haluk leventin de başarılı şekilde seslendirdiği türküdür*. hele ki "haydar haydaar" diye çığırılan yeri vardır ki, bağırasınız, tüm haydarlara seslenesiniz gelir. dinlenmeli, dinletmeli efendim.
sözlerini yazmazsam tam olmaz;
ben melanet hırkasını kendim giydim eğnime
ar u namus şişesini taşa çaldım kime ne
ah haydar haydar taşa çaldım kime ne
gah çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi
gah inerim yeryüzüne seyreder alem beni
ah haydar haydar seyreder alem beni
gah giderim medreseye hu çekerim hak için
gah giderim meyhaneye dem çekerim aşk için
ah haydar haydar dem çekerim aşk için
sofular haram demişler bu aşkın şarabına
ben doldurur ben içerim günah benim kime ne
ah haydar haydar dem günah benim kime ne
nesimi’ye sormuşlar yarin ile hoş musun
hoş olayım olmayayım oyar benim kime ne
ah haydar haydar oyar benim kime ne
bizim buralarda*, yaz aylarında, "es haydar es, sana bilmemkimi vericez" diye, ortamdaki en güzel, en genç kızla kandırılmaya çalışan rüzgar. lakin yemez haydar, uyanıktır. esmez, eserse de sıcak eser hiçbir şey anlaşılmaz estiğinden...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.