- uyanıkken görülen rüyalardır. bazen insan kendini öyle kaptırır ki kendine geldiğinde önce anlam veremez, sonra maalesef anlar hayallere dalmış olduğunu. ama arada bir oksijen dolu bir nefes almaya benzer hayatın koşuşturmacasında, renk katar, dayanma gücü verir.
- insanın beyninde yarattığı ütopik kurgular bütünüdür. kırılgan ve yıkılgan bir yapıya sahiptir. bazen hiç olmadık bir sebepten beynimizde canlanır bazen canlanması için kasarız.
- kimi akademisyenler tarafından türkiyede de oluşturulmak istenen, hayal mühendisliği bölümünün ana teması.
- insanın kendisi için vakit ayırması ve de bir şeyleri umud etmesi, kafasında canlandırmasıdır. ufakken oyuncaklar ile oynarken, arkadaşlalr ile oyunlar oynarken bol bol yapılır fakat büyüdükçe dünyanın üzerimize yıktığı ciddi olma bulutları nedeni ile insan hayalden uzaklaşır, çok nadir de olsa kurduğunda mutlu olur, şenlenir.
- bazen hiç olmayacak* bir şeydir, bazen de olası* bir şeydir. her iki durumda da bir düşüncenin/duygunun/olayın hayal olması için o an itibariyle gerçek olmaması gerekir.
önce sakin sakin düşünmeye başlarsınız*. "şu şöyle olsa nasıl olurdu acaba" dersiniz. olduğunu kabul eder, devam edersiniz düşünmeye. "o öyle olunca bu da böyle olur... ne güzel...." dersiniz. daha da ileriye gider, hayalinizi geliştirirsiniz. "o öyle olup bu da bu hale geldiğinde, bunlar hep bu şekilde şöyle olur*" dersiniz... bu öyle devam eder. bütün bu düşündükleriniz hayaldir işte.
hayalinizi kesinleştirip, gerçeğe uygulamak için karar verdiğinizde elinizde bulunan şey artık hayal değil plandır. onu devam ettirip başarıya ulaştığınızda ise elinizde gerçekleriniz olmuş olur. ancak bu sadece hayalinizin sizle alakalı kısmı için geçerlidir, hayallerin çoğu başkalarına bağlıdır çünkü.
örneğin aşk gibi bir konuyla ilgili hayaller asla tek başınıza gerçekleştiremeyeceğiniz hayallerdir, arkadaşlık da aynı şekilde. veya bir olaya bağlı hayaller vardır, başarılı olmanız sınava bağlıdır mesela*. ve bütün* hayallerin bağlı olduğu ortak şey için de (bkz: kader)
- (bkz: meyal)
- eskişehirdeki hayal kahvesi adlı gece kulübünün öğrenci dilinde kısaltmasıdır. ör: bu gece hayal e gidiyomuyuz len :)
- ellerinde dünyanın tüm renklerini toplayabiliyorsan, sormadan sorgulamadan duvarlarını boyayabiliyorsan, eğer gökyüzünde yürüyebiliryorsan ve yağmur yerden yükseliyorsa yıldızlara, eğer zıpladığında aya dokunabiliyorsan, karnın acıkmıyorsa, hep toksan, ve hep ısınabiliyorsan sokaktayken bile, her umduğunda müzik duyuyorsan kulaklarına fısıldayan, eğer giysilerin varsa ve üşümüyorsan, utanmıyorsan insanlığından, kıskanmıyorsan, nefret etmiyorsan, seviyorsan,vefalıysan, yüreğini kocaman kocaman açabiliyorsan, elini uzattığında hep bir el buluyorsan karşılayan, oyun oynarken kurşunlar geçmiyorsa fonlarından, ve saçlarını attığında rüzgara sana yaprakları getirebiliyorsa, ayakların hep çimlere basıyorsa ve kimse seni yargılamıyorsa, elindeki hamurları dilediğin gibi şekillendirebiliyosan, balonların hep havadaysa patlamıyorsa açma gözlerini sakın. gözlerini açtığında renklerin silinecek, fırçan dökülecek,gökyüzü uzak duracak senden, müzik sona erecek, üşüyeceksin çocuk. aç kalacaksın, nefret edeceksin, kıskanacaksın, kin güdeceksin, büyüyeceksin, yargılanacaksın. seni iten eller olacak , babanı vuran kurşunlar... hamurların kuruyacak çocuk ve en kötüsü de patlak balonlar...
- aşık olmadan önce olan ama aşık olduktan sonra sadece kırıntıları kalan insanın kendini tatmin etme şeysi...*
- (bkz: yaşam destek ünitesi)
- küçük insanların daha çok sahip olduğunu fark edince kederlendiğim soyut kavram. son derece alelade bir yer minderini hayalinde bebek yapan, koltuğu uzay aracı komuta odasının bölmesi yapan varlıklar, belki hayatımda ilk kez bu küçük bireylere özendim. ve geçmişimi hatırladım üzgün üzgün. en basit nesneyi başka başka şekillerde gözde canlandırabilme yeteneği, buna nasıl özenilmez? matematik ödevi yaparken kendimi bir büyücü tarafından kuleye hapsedilmiş hayal ederdim ilkokulda, daha binlerce şey, ama kimbilir ondan öncesi nasıldı? ilerdeki mesleğimi tayin ederken "sabahtan akşama kadar öğretmen, öğleden akşama kadar kraliçe" olma fikriyle etrafımı güldürüşüm dışında daha neler hayal ettim kimbilir....
büyüdükçe deneyimlerden yararlanıyor oluşumuz belki etkiliyor hayallerimizin boyutlarını. hani hayal ediyoruz ediyoruz, gerçekleşmeyince "bir dahakine..." diyoruz esefle. deneyimin bu mu dünya? hayaller küçülüyor da, hayal kırıklıkları neden azalmıyor, aksine büyüyor ve derinleşiyor? kazınıyor adeta elmize kolumuza, bağlanıyoruz ve kısıtlıyoruz. bu mu deneyim?.. belki ciddi olmamız gerekiyor diye hayallerimizin küçüldüğünü düşünüyoruz. ciddiyet kurallarını koyanlar gözlerini kapattıklarında ne düşünüyorlar acaba. başkalarını kısıtlamamız, kendimiz hayalperestken başkalarına gerçekçi görünmemiz, akılcı öğütlerle oyalamamız ve hayal kurmasına kızışımız kıskançlıktandır belki. yerinde olsak hayal kuracağımızı biliriz, azalan hayallerimiz her geçen gün daha da uzaklaşırken ceviz benzeri o zihnimizin kıvrımlarından, başkası da hayal kurmasın isteriz, belki de bundandır gerçekçi olma cabalarımız. halbuki çocuklar böyle midir? hayal kurar, kurmayana kızarlar, kendilerini dinlemeyene veya hayalleriyle dalga geçenlere kızdıkları gibi. üzücü doğrusu.
alışmak... hayata alışmak belki hayalleri azaltıyor. bilmiyorken hayatı henüz ayrıntılarıyla, "acaba şöyle olsa ne olur" diye merak eder, hayalimizde binlerce senaryo oluşturur, o fikri "şimdi bu x, bu da y, hani z olalım!!" şeklince canlı ve canhıraş bir biçimde dile getirirken sonraları "bu buysa, bu da nasıl olsa bu olacak. bu kadar" diye ruhsuzca düşünebilmemiz. acı. hala bilmediğimiz şeylerin var olması ne güzel bir şey, değil mi? bilinmeyenler korku yaratır, ama merak ettirir ve hayal kurdurur aynı zamanda ne de olsa. ve hayaller......
gözü açık hayal görmek, hayal dünyasının karton gökyüzünü suratının tam karşısına koymak, yürüdükçe seni takip eden canlı yollardan gitmek, hayallerdeki şehirlere gidip hayallerdeki zamanları yaşamak. hayal ettiğin kişiyi bulmak, ve sonsuza dek mutlu olmak, diye mi bitmeliydi? hayatta hiçbir macera kalmadığında sıkıntıdan patlamak mı olurdu sonu? sıkıntıları atsak dünyamızdan hayallerimizi kullanıp, elde ettiğimiz ne olurdu? hayaller bunu asla yapmadı bize, aksine en zor anlarımızda yanımıza gelip bir boşluk doldurdular. biz onları dost bildik. ve gittiler arkalarında boşluk bırakarak. aslında aşık olduğumuzu anladık. üzüldük. yenisini aradık. bulamadık. çağırdık ilham perilerrini, gelmediler. büyüdünüz dediler, kendi başımızı çaresine bakamızı söylediler. daha çok üzüldük. hayallerimiz grileşti, birer boşluk kaldı ortalarında, soldu, söndü ve uçtu gitti ağzı açık kalmış balon gibi aniden. boşluğu dolduran olmadı, ya az geldiler, yahut vakit olmadı. kapattık gözlerimizi, güneşimiz soldu.
- eskiden karagöz oyunu için kullanılan kelime.
(bkz: karagöz oyunu)
- bazen yoldur, yordamdır.
- insanların gerçek hayatta sahip olamadıkları için gelecekte yapmayı düşündügü şeylerdir ama ne yazıkki bu hayyallerin bir cogu gerçekleşmez
- kalp çarparken sağa sola yalpaladığında ona denizi göstermek, onun; gece de olsa güneş varmış gibi serap görmesini sağlamaktır...
*
- inanın, hayat şartlarına ne denli ütopik gelse de inanın...
inanın, bir gün gerçeğiyle karşılaştığınızda afallayıp anlamayabilir, elinizdeki dosya adındaki hazineye bön bön bakabilirsiniz...
siz sadece inanın...
- hayat simülatörü.
- (bkz: imge)
- (bkz: hülya )
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.
