türkiye'nin en güneyinde bulunan, medeniyetlerin buluştuğu noktasıdır. yahudi, müslüman, hristiyan yani akla gelen her dinin bulunduğu bir şehrimizdir, bu özelliği ile de zaman zaman dinler arası diyalog toplantılarına ev sahipliği yapmaktadır. bunun haricinde bu şehrimiz mustafa kemal üniversitesi adında bir üniversiteye de sahiptir, yakın bir arkadaşım bu üniversitede okuduğundan okul hakkında da * az çok bilgi sahibiyimdir ama bunların yeri burası değil sanırım.
suriye ile son zamana kadar aramızda bir problem olan hata, son sıralardaki siyasi yakınlaşma nedeni ile sorun durumundan çıkmıştır; fakar tarih kitaplarında suriyeli gençlere okutulanlar ileride başımızı ağrıtır mı bilinmez.
hatay bana mardini hatırlattı kimi sokaklarıyla... hristiyanlığın ilk mabedi olan saint pierre kilisesi buradadır. bir de künefe yenmesi lazım tabii ... süper bir mozaik müzesi var ama çok bakımsız kalmış... antep' teki kadar güzel parçalar olduğu muhakkak ama tozdan görünmüyorlardı... umarım gördüğüm zamandan bu yana*bir el atan olmuştur bakım yapılması adına ...
nedendir bilinmez ama şehri ikiye bölen nehrine vurulduğum ilimiz. nehirde yüzen yılanları izlemek pek keyifli sayılmasa da şehrin büyüsüne kapılmamak elde değil. mozaik müzesindeki eserler gerçekten güzeldir. kısa bir yolculuk ve dik bir yokuşu çıktıktan sonra geldiğiniz saint pierre kilisesi nin sadece bir mağaradan ibaret olması biraz hayal kırıklığına uğramanıza neden olabilir fakat hatay çıkışına doğru bulunan külliye bekleneni karşılamaktadır.
eğer yolunuz hatay a duşerse kesinlikle harbiye ye ugramadan gitmeyiniz . kesinlikle üzülürsünüz.eşsiz görüntüsü ve şelaleleriyle muhteşem bir ortamı vardır. kafa dağıtmak icin çok gitmisimdir.
anavatana bağlandığı 1939 yılı öncesinde kısa bir süre de olsa "hatay cumhuriyeti" adıyla bir zamanlar ülke olmuş tek ilimizdir.bayrağını atamızın çizdiği bu ülke referandumla ülkemize katılmıştır.medeniyetler beşiği olarak da bilinen bu şehrimiz kudüs gibi her dine mensup insanların mutlu yaşadığı, tarih ve doğa kokan,ülkemizin gururlarından biridir.
Hayatımda ilk defa çan sesiyle uyandığım, aynı noktadan öğlen ezanını da dinleyebildiğim şehir. Ayrıca Kral Künefe'yi kesinlikle tavsiye etmem. Atatürk Caddesi üzerindeki Harika Künefe çok daha iyi.
Şehrin ortasından geçen Asi ırmağından mıdır bilinmez, Adana ve Mersin'in havasına rahmet okutacak kadar nemli bir havası vardır bu kentin. Yazın gittiyseniz ve sıcağı çok sevmeyen bir bünyeyseniz bayılmanın eşiğine gelebilirsiniz. Bir de bu şehre gidip de şu meşhur yeşil vadiyi ve şelaleyi görmeyen, şelalenin sularının üzerine kurulmuş masalarda yemek yemeyen azdır sanırım -ki aynı şeyi Adana Eğner'de yapabilirsiniz. Şelalenin ve vadinin öyle ahım şahım bir olayı olmamakla birlikte, kupkuru dağların arasında koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi denir hesabı prim yapmasını anlayabilirsiniz. Yoksa bir davlumbaz yaylası, bir sülüklügöl, bir ayder yaylası görmüş bünye için bir kaç bardak su ve iki tutam ottan çok çok fazlasını ifade etmez. Senelerce sürekli reklamının yapılmasından ve şiddetle tavsiye edilmesinden sanırım, şahsımı gittiğimde ciddi hayal kırıklığına uğratmış şehirdir kısacası. Önümüzdeki aylarda bir de Reyhanlı'ya gitme projem var, bunu gerçekleştirebilir ve şehri tekrar gezebilirsem ve izlenimlerim değişirse bu tanımı editlemeye and içer, bir sonraki gezi programında görüşmek üzere esenlikler dilerim.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.