bir nisan günüydü ilk ismini duydum... sonra zaten hiç eksilmedi kulaklarımdan. hatta kulaklarımda yarattığı etki giderek vücdumu sarmış da benim haberim yok...
sonra bir eylül güyüdü tanıştığımız ana şükranlar sunduğum...
candan öte dostum. bana şebnem ferah konserini cep telefonumdan dinletip daha çok şebnemi değil kendisini dinlediğim arkadaşım. görmek isteyip de görüşemediğimiz uzun bir senenin ardından katıldığım son zirvede bana sürpriz yapmış güzel kedi. o da benim gibi buğday tenli ve siyah saçlı...ne sıcak değil mi? içine dokunduğumda kollarını açtı ve sarıldı hemen. çok benzer yanlarımız olduğunu anlamıştım zaten. heheh! bitmek tükenmek bilmeyen diyet günlerimiz bizim şaşmaz halimizdir. her pazartesi deyip yine göbişimizi doldurmaktan oldukça memnun kalırız dimi? evde kalma yarışına çıkmak kadar komik bir hikayemiz de vardır. kısaca bildiğin şeker. ince ruhlu,temiz ve bir o kadar da başarılı. tosbağasını daha çok binmek için kullanacak ilerki yıllarda eminim. eğer ki gelebilirsem, 2.yaşgünü zirvesinde makyajımı yapma sözünü aldığım vampirdir. çok özlem duydum,neyseki burdasın artık canım arkadaşım. seni çok seven spininden kocaman bir hoşgeldin!
Çok yakın zamanlar da tanışma fırsatı yakaladığım ve tanışmaktan büyük haz aldığım arkadaşım. * o kadar sıcak kanlı ve sevimli bir insansın ki 40 yıllık dostumdan bi farkın yok. seni çok seviyorum felisia:) *)
ehuuuhe diye gülmesiyle zaten gülen insanları daha da güldürebilecek -normal bir insan ehuhe der mi ya- hep gülüşüyle -ses, smiley ve yazı olaraktan- hatırlayacağım tip. zirve fotolarına bakarken selvi boyu beni dumura uğratmıştı, en azından bir gün yanyana gelince ben yanında fazla sırıtmayacağım*. diyet yapıyorum ayaklarına yatıp çikolataları lüpleten ve sonra diyetim diyetim! diye dert yanan ağlak kişidir ayrıca, o üç kat tatların lop lop yağ olduğunu hayalinde canlandırmasını istyorum kendisinden paket kağıdını açmadan önce.
mjk kısaltmalı smiley diyeyim sen anlarsın fels. bitirdn beni onunla yemin ederim. nedir o öyle ya....
kısa zamanda kendisini sevdiren biricik ablam. bugünlerde çok az rastladığımız güveni, sevgiyi bir anda koyuveriyor insanın kucağına. sana da insanın kalbini huzurla dolduran duyguların kıymetini bilmek, itinayla bakmak kalıyor. hala inanamıyorum nasıl bu kadar ısındık birbirimize. konuştukça bir sürü ortak yanımız çıkıyor. ne söylesem kalbimden geçenleri sanki harfi harfine okuyuveriyor. her zaman kalbimin sesini dinlememi söylen biricik ablam o benim. beni anlayan ve en büyük destekçimsin.
moralim bozuk olsa bile kullandığı o güzel smilelar insanı bitiriveriyor, derdim kederim uçuveriyor. o kadar güzel bir kalbe sahipsin ki. içi tertemiz, sevgiyle dolu, bir o kadar da hassas. o kalpte bir yerinin olduğunu bilmek o kadar büyük bir mutluluk aynı zamanda büyük bir sorumluluk ki insan ya kıracak bir şey söylersem, o güzel yüzlü meleği incitirsem diye düşünmeden edemiyor.
o güzeller güzeli yüzünden insanı bir çırpıda ısıtan gülümsemen hiç eksik olmasın. insanların, kalbindeki o saf, değer verilmeyi hak eden duyguları kirtletmesine asla izin verme. biliyorum bu kolay bir şey değil ama hak etmiyor o kalp kırılmayı. eğer karşındaki insan seni üzüyorsa ondan rahatsız olduğunu ya konuşarak ya da hareketlerinle hissettir. çünkü hayatta sevdiğin, değer verdiğin insanlar üzülmeyi hak eder. gerisi boş çünkü onların söylediklerinin bir anlamı olmaz senin için onlar seni tanımıyorlar. o zaman bazı durumlarda kendini korumak için kısa süreliğine de bir perde çekmek lazım o insanlara.
kardeşinin sevdiği sayılı insanların başında geliyorsun. iyi karşılaşmışız bu mutluluğa ulaşmışız.sen benim birtanecik ablam,balım,gülüm, canımıniçisin. kardeşi kalbi çarptığı sürece yanında olacak her ne olursa düşündüklerinin ve yaptıklarının arkasında. her şey için çok teşekkür ederim zor anlarımda yanımda oldun biliyorum her zaman da olacaksın.
sakına unutma kardeşi ablasını bütün kalbiyle seviyor. bütün güzellkiler senin ve sevdiklerinin olsun. öpüyorum bal yanaklarından.
süper süper şarkılar çalar bizleri sevindirir!mükemmelitodur kendisi! beni evlendirip çocuklarima da bakacakmış? daha ne isterim? :dd evlenirsem ilk senin haberin olacak süper insan :d zaten bugün bir nikah şahidimi belirledim.sende 2.şahit olursun? kabul mü? :d adam henüz yok ortalarda ama olsun? nasılsa çocuk da yaparım kariyerde diyenlerdeniz biz :))) papağan sevgilimle tanıştın mı? heheheh:d
benim biricik arkadaşım!!seni çomçok öpüyorum ve başarılarının devamını diliyorum! *
gece içine düşen sıkıntıyı yürüyerek atma çabasındayken, arkadaşları tarafından evine gönderilen, gönderildikten yaklaşık 1 ya da 1.5 saat sonra yürümek istedği yerde bomba patlayan,
kocaman okulunun kocaman ders arasında (normalde kımıldamazken unpa cafesinden) evine gidip geri geldiğinde, sınıf arkadaşlarının göz altına alındığını öğrenen şaşkın vampir.
bütün kızlar toplandık! yaptigim süper radyo insanı! bana cranberries çalar promises ve delirtir kudurtur benim zengin gönlümü içten içe coşturur! severim ben bu kızı! hemde çomçok! :)
bir mavi güvercin vardı bir zamanlar...
bilmezdi pek kimse; nereye uçar,nereden gelir; kalbinin içinde ne saklar, saklar da onu neden dışarı çıkarmaz; sever de neden söylemez, susar da neden konuşmaz...
o güvercin itiraf etti bana; zoraki, endişeli, hayal kırıklığına uğramaktan yorulmuş gibi:
söz vermiştim aslında, yazmayacaktım; değişkenlerin dünyasında ancak suya yazılanlardan olurdu çünkü yazmak isteyeceklerim...
korkuyordum ben aslında, yazıp da silmek kolay değildi çünkü benim için -birçoklarının aksine-; yazmaya değer olan kaybedilmenin ötesindeydi, kaybedilense zaten hiç benim olmamış demekti, hiç benim olmayana samimiyetimi sunmak da bir yanılgıydı olsa olsa; boşuna kürek çekmekti, çırpındıkça batmanın bir diğer örneğiydi; hayalleri yerle bir etmekten öteye gidemeyendi, canımı yakan, beni dünyaya küstürendi...
sonra, benim için "iyi ki varsın, sensizlik zor gelirdi" demek samimiyetin göstergesiydi, samimiyetsizliklerin dünyasında yapaylara sırıtmaksa beni yapaylıktan, pıtırcıksal sevgi sözlerinden soğutan şeylerdendi; durum böyleyken, inanmadığım şeyleri söylemek beni benle karşı karşıya getirmekti.
biliyordum ki, "ben"le karşı karşıya gelen "ben"in bu zorlu mücadelesinde yıkım yine "ben"imdi...
Öyleyse "sus!" derdim ben hep, sus ki değişse de incinmeyesin; sus ki, geçmişi hatırlasan da üzülmeyesin...
aradan aylar geçti, sustum ben; ne öfkemi kustum ne sevgimi sundum hak eden suratlara. ama olmadı böylesi de, günü geldi; tepkisize çıktı adım, fevrilikle suçlanır oldu beni bana götüren her bir adım...
böyleyken en doğrusunu öğrendim ben: susmamak!...kırılacak, kullanılıp bir köşeye atılacaksan bile susmamalısın! ne öfke ne de sevgi içinde kalmalı; içinde kaldıkça seni boğmalı...
sonra, felisia'yla karşılaştım; o anlattı, ben dinledim; ben anlattım, o dinledi; sabırla, saygıyla, içtenlikle... baharın sevincini getirdi bana, doğacak yeni günün geceyi kaybedişinin karamsar hüznünün umudu bizi birleştiriverdi ve bu minneti açıklayabilmek benim ilklerimdendi...
sağol felisia, varlığın benim için bir mutluluk; hep mutlu ol sen, inadına, söz vermişçesine; hayatın jileti epitelini sıyırdıkça alay et onunla, kalbinin epitelinin orada olmadığını göster ona!
ablaların en süperidir o. onunla tanışmamız tamamen tesadüf eseridir. yayınımda karşılaşmıştık sanırım * o gün birşey çekti onu bana, birileri onu üzmüştü, incitmişti.. canım acımıştı öğrenince. bütün bir gece onunla konuştuk. o kadar samimiydi ki cümleleri. kimseyi incitemez bir yapısı var ablamın! *. onu ilk zirvemde gördüm. harika bir gündü. herkes nasıl da özlemiş, bana sarılmaya vakti kalmadı... olsun ama daha nice zirveler var önümüzde. umarım birgün boğa yı yardımsız bulursun ablacım
geçen akşam radyoda tanıdığım sıcak kanlı diyar insanı. damardan feridun düzağaç, mirkelam vererek aldı götürdü bizi bir de baktım saat gecenin bir vakti olmuş, biri geçmiş, "sabah iş var güç var" dedim kendi kendime. vega'dan benim için şarkı araması da büyük incelikti. çok teşekkür ederim.
ablaların en cicisi, buluşmayı dört gözle bekliyorduk. o içeri girdiğinde koşup sarıldım ona, sora baktı baktı geri itti beni, "sen kimsin" dedi bana. çok şaşırdım ama hata bende saçlarımın bonus olduğunu söylemeliydim ona * tabuda kırdığı potlar listesi bayaa kabarmıştır. saolsun çok güldük sayesinde. neyse ki ilk girdiği zamanki kırgınlığımı üstümden atmamı öpücükleriyle, şefkatiyle pek bi güzel sağlamıştır. uludağ a giderken hayırlı yolculuklar diler, sık sık görüşmeyi temenni eder yanaklarından büyük büyük * öperim
bidenem netsizlik yüzünden aylardır yazamıyorum. bu ilk tanımımı sana heba - ay pardon feda _ ediyorum. başımın etini yedin "tanım yaz tanım yaz "diye. bütün gün net başındasın kalk bir tane de bana sen yaz dimi. hıhhhh.
dur ağlama şaka yapıyorum kınalı yapıncaam, gül yüzlüm elma yanaklım. sen benim bu diyarda en sevdiğim dahası en güvendiğim insansın. almışsın eline bir asa kafamıza pat küt vurup mutlu ediyorsun bizi. *iki hafta sonra geldiğinde yine buluşacağız ve eminimki iyi, kötü birbirimize anlatacak bir yığın şeyimiz olacak. bu arada sen hele bir bize gel ben sana ne yapacağımı biliyorum. **
dip not: ben sana gelirsem de yine sabahın 9'unda "bol soğanlı" balık ekmek yemeyi unutturma bana olur mu? **
anlayamıyorum nasıl konuşmaya başlar başlamaz insanı rahatlatabilir bir insan? bu felisia olunca alışıyor insan hayatta böyle insanların olabileceğine. kendi derdi dururken sizinle konuşmaya başlıyor, bu derdinizin bir çözümü olmasa bile sizi dinliyor bu bile yetiyor insana. ama o elinden geleni yapmayı sürdürüyor. arada mesafeler olsa bile yanında olduğunu hissetiriyor. unutma ki ablam kardeşinin kalbi hep seninle. ( kendimi de anlamıyorum ya o kadar şey söyleyeceğim, yazacağım yazacağım diyorum kısacık bir şey oluveriyor ama önemli olan hissettiklerim sen de bunu biliyorsun o zaman sorun yok =))
feleğimi pek fena şaşırtmış insan kişisi... ** . mekana adı gibi girmiş insan ayrıca. o geldi, çiçeğe durdu dallar. hareketlendi herkes, biraz cıvıltı, biraz patırtı. "sen kimsin", "ben kimim", "ah o sen misin", "hoşgeldin", "hoşbuldum"lar uçuştu etrafta. kısacık bir süre için bir arada kalabildik ama geride uzun zamanlar varmış gibi geldi bana. galiba bu kendisinin felisia ile tanışmış insanlar kümesi üzerinde bıraktığı olağan etki. zamana ve mekana tüm sıcaklığı ve telaşıyla hemen karışıveriyor. hep orada bir yerlerdeymiş, ilk karşılaşmanız değilmiş gibi dönmeye başlıyor dünya o andan sonra... 3 elmanın düştüğü 3 kafa da kerevete çıkıyor hikaye-i felisia'da... *
vizelere çalışmayı hep son geceye bırakan o gece geldikten sonrada bu saatten sonra zaten calışılmaz diyen... sınavlarda birlikte çuvalladığım yegane insan..
nasıl ki sen tanıştığımızdan beri her acımda elimden tutup kaldırdın beni ben de senin yanında olacağım hep. gözünden akan bir damlayı bile haketmiyor onlar. bi milyon olmuş kafamla yarın yollarda olacağım bekle sen beni canım tamam mı? hani demiştim ya sen benim bu diyarda en güvendiğim insansın diye ben de senin en güvendiğin insan olacağım bu da bunun kanıtı olacak. varsın atsınlar beni işten iş mi yok bana bu dünyada. bizim dostluğumuzdan değerlimi bu dünyada hiç bir şey. en zor gününde elini tutmazsa dost mudur o insan?
biz seninle yepyeni şarkılar söyleyeceğiz tamam mı? hiç biri bizim sonumuz olmayacak.
al bu da bizim şiirimiz olsun. dert olmasın hiçbirşey bize. her seferinde hatırlatalım birbirimize bunu.
bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"o olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni,
senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları...
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"o benim." diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
mesela turuncuya, yada pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. ucundan tutarak...
şu an en çok desteği hak eden bir insan o. bu yaşa kadar nasıl zorlukları atlatabilmişse inanıyorum ben bunu da ablam atlatacak. o olmuş bu olmuş kimin umrunda hayatta kendi kazdığı kuyuya bile bile düşen ve senin gibi kalbi nur dolmuş güzelimi incitmişse değer mi hiç o insan için.
sen yine kalbinde o güzel duyguları yeşerteceksin. kardeşin sana ne diller döktürecek.
hayatımızda bazı pürüzler olacak bir tökezleyeceğiz iki tökezleyeceğiz ama sonunda dimdik yürümeyi öğrenicez. ben senin her anında yanında olucam. içim gidiyor yanında olamadığım için ama en sevdiğin insan yanında. düşünüyorum da kalbimizde bu sevgi oldukça ve eskimeyeceğini de bildiğimize göre mesafeler girmiş aramız nolcak di mi şekerim? her ne olursa olsun kalbim seninle. bir rahatla seni misafir edip neler neler yapıcam sana gül yüzlüm? şimdi görmüyorsun bunları ama hissedersin sen biliyorum. sevdiklerin seninle. için rahat olsun.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
