dinle neyden

  1. Türk sinemasında son zamanlarda gelen iyi haberlerden birisi.
    Sonunda bizi anlatan, gerçekten bizi anlatan filmler gelmeye başladı. Umarım belli bir ideolojinin hegemonyası altında ki türk sineması bu zorlukları aşar ve bir nebze bizi daha gerçekçi anlatan filmler çekilir.

    Dinle Neyden, senaryosunu Ayşe Şasa ve İsmail Özkul Eren'in yazdığı, Jacques Deschamps'ın yönettiği bir Osmanlı filmi.
    İsminden de anlaşıldığı gibi 18. yüzyılın sonlarında Osmanlı Sarayı'nda yaşayan bir mevlevi dervişinin hikâyesi.

    Son yılların en güzel filmi 120'nin yapımcısı, yönetmeni Özhan Eren, abisinin (veya kardeşinin) senaryosunu yazdığı bu filmin müziklerini yapmış.

    10 ekimde vizyonda..

    http://www.dinleneydenfilmi.com/

    (agacsakal 17.09.2008 00:25 ~ 17.09.2008 00:27)
  2. “Dinle Neyden”, 1798 Osmanlı-Fransız savaşının yaklaştığı günlerde, İstanbul’da barış arayan bir avuç insanın çabalarıyla, iki genç Saray mensubu arasında yaşanan duygusal ilişkinin tanığı olan genç bir Mevlevi Dervişinin mistik dünyasını anlatıyor;

    Mevlevihane defterlerini tutmakla görevli Derviş, aynı zamanda eski bir Osmanlı Paşası olan Nuri Dede efendinin hizmetindedir. Dede efendi ve onun eski dostu olan bazı Fransız diplomatlar yaklaşan harbi önlemeye çalışmaktadır. Gayriresmi olarak sürdürülen bu çalışma, Sultan III.Selim’in kızkardeşi Beyhan Sultan’a ait Sahilsaray’da gerçekleştirilmektedir.

    Rahatsızlanan Dede efendiye, diplomatik müzakereler sırasında eşlik eden Saray Tabibi Halil ile Beyhan Sultan’ın yardımcısı Gülnihal Kalfa arasında bir yakınlık yaşanmaktadır.

    Dede efendiyle birlikte Sahilsaray’a gelen genç Dervişin defteri, tamamına tanık olduğu bu hikaye ile Hz.Mevlana’nın öğretisinden yansıyan satırların bir araya geldiği sayfalarla doludur..


    (kinslayer 07.10.2008 23:49 ~ 07.10.2008 23:53)
  3. Yazı öncesi uyarı notu: Bu tarz filmlere benim gibi canı gönülden destek olmak isteyenler, filmi izlemek isteyenler, umutla bekleyenler lütfen aşağıdaki yazıyı okumasınlar ve hiçbir şeyi umursamadan filmi izlesinler..

    İnsan çok umut ve heyecan ile beklediği herhangi bir olayda, beklentilerinin karşılanmaması üzerine hayal kırıklığı yaşar. İşte Dinle Neyden, bana böyle bir hayal kırıklığı yaşattı, maalesef. Fragmanın üzerine en ufak bir "konu" ekleyememiş, çekilme amacını sürekli sorgulatan bir film olmuş Dinle Neyden.

    "Hayatın anlamını bulmak için iki yol vardır. Uzun olanı kitaplardan geçer, ikincisi sevgiden."

    Fragmanda da duyacağınız bu söz, fragmanı ilk izlediğinizde size bu filmin mesajlarla dolu olduğunu hissettirebilir. Veya elçinin konuşması filmde Osmanlı diplomasisi ile ilgili bir şeylerin gizli olduğunu düşündürebilir. O da olmadı, yahu ne güzel Osmanlı mevlevihanesinde ki yaşamı göreceğiz diyebilirsiniz.

    Tekrar maalesef diyerek, bu filmin her şeyden biraz almaya çalışırken, hiçbir şey alamaması ve dolayısıyla size de hiçbir şey verememesi gibi bir sorunla karşı karşıya olduğunu söylemeliyim.
    Filmde bariz bir senaryo sığlığı var ve bu sığlık baştan sona aynı yavaşlıkta ve aynı sıkıcılıkta ilerliyor. Dekor, kostüm, oyunculuk ne kadar iyi olursa olsun, ne diyaloglarda bir zenginlik bulunuyor, ne de filmde bir duygusallık.
    Genel olarak ruhsuz bir havası var filmin. Tamamen donuk bakışlar, yorgun ve yılgın diyaloglar bir yerden sonra sıkmaya ve ne zaman bitecek demeye başlatıyor.
    Harem'i görüyoruz, bir anlam veremiyoruz, bir cariye ile doktorun aşkını görüyoruz, bir anlam veremiyoruz, tamamen karton ve yüzeysel çizilmiş bir karakterler zinciri var ortada.

    Filmde hiçbir dış çekim yok neredeyse. Hep ya mevlevihane de ya da sarayda ki odalarda geçiyor. Buna masraftan kaçınmak denebilir, doğrudur bu herkesin karşılayabileceği bir bütçe de değil, ancak iç mekanlarda dahi etrafı doğru düzgün göremiyoruz. Gördüklerimiz de ise hasırdan başka pek bir şey yok. Mesela Harem'de şarkı söyleme sahnesi var, 15-20 kişi kadraja sıkıştırılmış izlenimi veriyor, arkada set var, o yüzden o kısımları gösteremiyoruz der gibi.

    Senaryonun zayıflığı haricinde, yönetmenlikte bir sorun, oyunculukta, kostümlerde bir sorun yok esasında. Her şey olması gerektiği gibi. Ancak bu kadar insanın emek harcadığı bir projenin bir anlamı olması gerekiyor. Mevlana'nın 800. yılı diyerek, hadi bir mevlevi dedesini çekelim, içinde politika olsun, aşk olsun, semazen olsun, derviş olsun demek yetmiyor ki.

    Her neyse, sıcağı sıcağına yorum yaparak filmi çok eleştiriyorum. Bu filmi recep ivedik ve türevleri ile kıyaslamıyorum, elbette o tarz bir standardın onlarca kat üzerinde bir ağırlığa sahip ve İstanbul Kanatlarımın Altında'dan çok daha gerçekçi bir yaklaşım barındırıyor.

    Mesela The İmam filmine haksızlık edildiğini savunurum hep, ancak the imam'da ki teknik eksikliklerin de farkında olarak savunmamı yaparım. Çünkü ortada bir konu vardır ve gerçekten bu konu etkileyici olarak işlenmeye çalışılmıştır. Bu kayda değerdir. Ancak Dİnle Neyden için bu söz konusu değil malesef. Çünkü niçin yapıldığı belli olmayan bir film var ortada veya en azından ben öyle bir düşünce yakalayamadım.

    Filme bu gözle de baktığımız zaman bir emek ve paranın harcandığı muhakkak. Bundan sonra tek temennimiz, yapımcıların bu filmden "en azından" zarar etmediklerini ummak olabilir. Onun dışında da çok fazla bir şey beklemeyin derim ben.

    Filmin galasında bulunmak nasip oldu. Bu açından bir mutluluk olsa da, galanın heyecanı dahi filmi kurtarmaya yetmedi.
    Ayrıca gala ilginç bir manzara vardı. Bir yerde Türkiye'Nin jet sosyetesi, şıkır şıkır mankenler, güzel oyuncular, Güneri Civaoğlu vs varken, diğer taraftan başörtülü, muhafazakâr diyebileceğimiz bir çok konuk vardı. İlginçti ama güzeldi.
    (agacsakal 08.10.2008 02:30)
  4. naif bir film olmuş. kesinlikle bu çağın filmi değil...
    http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=11.10.2008&y=HakanAlbayrak
    (gambito 11.10.2008 11:50)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.