catharine zeta jones, renée zellweger ve richard gere' in başrol oyunculuğu etmiş oldukları,2002 yapımı, 6 oscar'lı müzikal film. oyunculuk açısından bakıldığında, ağızları açık bırakır, film ise başlı başına muhteşemdir. 1929-30 yıllarında geçen hikaye, kostüm, aksesuar, mekan ve yaşayış olarak 'ne varsa eskilerde var ' dedirtir. bu filmin üzerine moulin rouge, onun üzerine de dancer in the dark izlenmelidir.
amerika birleşik devletlerinin illinois eyaletinde bulunan, yuksek binaları ile new york dan sonra belkide en ünlü şehridir, hiç gitmesemde erken baskı adlı çok sevdiğim dizinin bu şehirde geçmesi ve sık sık bu şehirden görüntülerin yer alması ile tanımaya başladığımız, gitmeden sevdiğimiz şehirdir. erken baskı ise "vampircik iken başlık açmanız mümkün değil... yukarıdan rastgele butonunu kullanınız." yazısını görmemeye başladığım zaman açacağım ilk başlık olacaktır. tabii biri benden once davranmazsa.
ABD'nin en büyük ve en güzel şehirlerinden biri. Ruhu olan şehirlerden.
Chicago, 1700lü yılların sonunda kurulmuştur. Başlangıçta birkaç bin insandan ibaret olan nüfusu, 1800lerin ilk yarısı biterken bir milyona ulaşmıştır. Şehir, Michigan gölünün kenartında yer alır. Paris'ten esinlenen bir mimarisi vardır; hatta Paris'le yarış halinde olup "Onların Eyfel kulesi varsa bizim de Ferris wheel'imiz var" diye böbürlenen politikacılara ev sahipliği yapmıştır. Zaten Chicago, politikacılarıyla da ünlüdür: O meşhur "windy city" yani "rüzgarlı şehir" lakabını da hırçın ve fırtınalı ikliminden değil, lobi yapmayı iyi bilen bu politikacılar yüzünden almıştır!
Chicago'yu en iyi Hancock tower'dan izlersiniz: New York'un Empire State ya da Rockefeller Center gibi izleme noktalarına benzer bir şekilde Hancock da 96 katlı dev bir binadır (ki, bir zamanlar dünyanın en yüksek kulesiydi. Sonra Malezya'dakiler, Dubai'dekiler bu kuleyi defalarca geçti tabii...) Fakat Michigan gölü öyle devasa bir göldür ki, Hancock'un en tepesinden baktığınız zaman bile Michigan gölünün doğu ucundaki Michigan eyaletini ve kuzeydeki Wisconsin arazisini görmeniz nerdeyse mümkün değildir! Fakat ilginçtir, böyle büyük bir gölün kenarında olduğu halde Chicago'nun iklimi epeyce serttir, kışları Erzurum gibidir... Amerika kıtasının çok içlerinde kaldığı için olacak...
Caddeleri New York'a oranla geniştir bu şehrin. New York'taki köhnelik Chicago'da pek yoktur... (Bununla neyi kastettiğimi soruyorsanız, şöyle diyeyim: Açın The Godfather, hatta Rosemary's Baby, hatta ve hatta Breakfast at Tiffany's filmini izleyin. İşte o filmlerde gördüğünüz New York nasılsa, şimdi de hemen hemen aynıdır. 60lı yıllardan beri şehir ve binalar fazla değişmemiştir; birkaç gökdelen daha eklenmiş, o kadar... O yüzden New York'taki binalar gözüme hep bir köhne görünür...) 1830larda şehirde büyük bir yangın çıkmış, binlerce ev yanmış, şehir adeta baştan kurulmuştur; o sıralarda edilmiş olan "eskisi gibi değil, hep daha iyisini yapacağız" lafı Chicago'nun halen var olan dinamizmini açıklar diye düşünüyorum.
Sanatsal faaliyetlerde de başı çeken şehirlerden biridir Chicago. Blues müziğin merkezidir. İçinde dünyadaki en iyi korunmuş T-Rex iskeletini bulunduran Field Müzesi burdadır. Parkları ünlü heykeller, çeşmelerle doludur. Mesela aşağıdaki heykel pek ünlüdür:
Aslında sanatçısı bu heykele "cloud gate" yani "bulut kapısı" adını takmışken, halk arasında bu isim tamamen unutulmuş, heykel "silver bean" yani "gümüş fasulye" diye anılmaya başlanmıştır. Ama halk da haklıdır yani; heykel buluttan çok fasulyeye benziyor :)
Böyle işte... Chicago nehri (ki her St. Patrick gününde içine yeşil boyalar dökülerek yeşile boyanır!), nehir kenarındaki güzel restoranları, deep dish pizzası ve güzel mimarisi ile Chicago ABD'nin en yaşanası metropollerinden biridir. Gotham City'nin esin kaynağı, Batman'in memleketidir *
çalışmalarına hala devam eden, ama altın dönemini peter cetera'nın ayrıldığı 1985'e kadar yaşamış ünlü amerikalı gurup. (bilin bakalım hangi şehirde kurulmuş.)
albüm ismi koyma yeteneksizi gruplar listesine 1 numaradan girerler (chicago vii, chicago viii, chicago ix, vb.) ama aslolan içiyse o albümlerin, ki öyledir, dünyaya nefis işler bırakmış guruplardandır.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
