ben sana mecburum

  1. insanların aşık oldukları ve hayatlarını bağladıkları, onlarsız yaşayamayacaklarını düşündükleri kişilere karşı sarfettikleri hoş sözdür. kişi bunu söylerken ona öyle bir tutkuyla bağlıdır ki ona derinden bağlanmıştır, ona karşı derin duygular hissetmektedir. hayatını ona odaklamış, onun etrafında kurmuştur. bu nedenle de ona bağımlı, ona ihtiyaçlı hale gelmiştir. onun gitmesi anında parçalanacak, yokolacaktır. mutlu aşkların sonsuza dek sürmemesi nedeniyle ayrılır onlar da ve kişi sevdiği giderken bakar, yaşlı gözlerle son sözlerini söyler ona belki bir ümit geri döner diye: "ben sana mecburum".
    (allius 29.06.2006 12:22)
  2. eğer kişi bu şiiri gerçekten sevdiği bir dönemde okursa , şiir sevmese bile etkileneceği kesindir. akla sevilen kişi , kalbe ise bir tutam hüzün gelir. aynı zamanda ilerde olabilecek kötü şeyler (ayrılık vb.) yüzünden de bir tutam da korku duyulur.
    (satanic romance 29.06.2006 12:30)
  3. aşk nedir, aşk nasıl yaşanır, aşık olabilmek nedir, bunları en iyi dile getiren attila ılhan şiiridir. şiiri attila ılhan'dan dinlemek isterseniz :
    http://www.hemenpaylas.com/download/1507854/ben_sana_mecburum_-_atilla_ilhan.mp3.html
    (optimistic 06.09.2006 17:13)
  4. siirle arasi iyi olmayan bir lise ogrencisini-ben 2002 senesinde- suruklemis ve "iste siir bu ve bu okunur,okunmali!!!" dedirten,o lise ogrencisine kendisini koskoca bir siir antolojisi kitabindan sectirmeyi basaran attila ilhan'in asiklar icin vurucu etkiye sahip siiridir.
    (catlakzombie 06.09.2006 20:01)
  5. bu siiri okuyunca, dinleyince attila ilhanı alnından opesi gelir insanın. yureginiz daralir bir an, bir an aglayasiniz gelir, sonra gevseyiverirsiniz aniden, ozlem basar an gelir.. oyle pekcok sey yasatir. ayni zamanda attila ilhanin kitaplarindan birinin ve tek siir kasedinin adidir. *
    (cinekop 01.07.2007 21:56)
  6. aşkın atilla ilhan versiyonu...

    ben sana mecburum bilemezsin
    adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    ......

    (n b 24.07.2007 23:37)
  7. şiirdeki 'ben' ve 'sen' iki ayrı fenomendir. muhtaç olan taraf 'ben'dir. bu mecburiyet pragmatik değil,ontolojik bir mecburiyettir.ne yazık ki bu mecburiyetten 'sen' fenomeninin haberi yoktur.

    bütün ontolojik şeylerin * samimiyet ifade ettiğini düşünürsek, burada karşılıksız bir fedakarlığın olduğunu da görürüz.. 'ben' kişisi 'sen' i karşılıksız sever. ben öznesi sen öznesi için bir kendilik duraksamasıdır. yani 'ben' 'sen'' de kendini görürse eğer, 'sen' in içinde olduğunu anlarsa onu gerçekten seviyor demektir...

    fransız filozof allen'in sevgi tanımına bakarsak attila ilhan'ı daha iyi anlarız...allen der ki; '' sevgi iki insanın birlikte aynı yere bakmasıdır. ''yani sevmek bir kişinin kendi varlığını başka bir yere taşınmış görmesidir. buradalığını farkeden adam,aydınlanmış bilincini farkeder. o insan başka birinin onayına ihtiyaç duymaz.

    aşk;ontolojik anlamda ruhun derinden yanmasıdır. mesela pervanenin varlık anlayışı ateşin etrafında dönmek olduğu için pervane orada döner. yani aşkın özünde tanrısal bir yanış vardır. bu durumun yanış ile ifade edilmesi onun kalıcılığından, derinliğinden ve kökenselliğinden gelir... çünkü ateş dokunduğu her şeyde kalıcı, çıkmayacak izler bırakır... bu yüzden pervane ateşe mecburdur. pervane ateşe, seven kişi yanmaya mecburdur... bu kendiliğinden oluşan bir oluştur... aşık olan insan kendini gönüllü köle yapar.

    kişinin aşık olduğu zaman,aşık olduğu kişiye taşınması da gönüllü bir köleliktir. onda kendini bulur. gider kapıyı çalar ve sorar ben orada mıyım? diye. oradalığını farkeden insan attila ilhan gibi ona mahkum ve mecburdur. bu şiirdeki mecburiyet şairin kökensel anlamdaki yönelişidir... şairin 'sen' fenomenini sevmesi için 'sen' in onayına ihtiyacı yoktur...

    şiirde karşımıza sürekli büyüyen değer olarak çıkan gözler kalbin aynasıdır. beş duyumuz içinde en savunmasız olarak yakalandığımız gözlerimizdir. gözler, sansürü olmayan en zayıf taraftır. gözlerin büyümesi bu mecburiyette gözlerin merkezi bir rol üstlendiğini gösterir.

    aşk burada şairin içini ısıtıyor çünkü; tenimizi güneş,ruhumuzu aşk ısıtır. şairin bu ısınması,bu mecburiyeti aslında gayet doğal.. ağaçların sonbahara hazırlanması, istanbul'un değişmesi, karanlığın aydınlanması ne kadar doğal bir mecburiyetse şairin aşkı da o kadar doğal bir mecburiyettir.

    şair, ''içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin'' derken onu kendi içinde duyumsuyor. aşk, şaire buradalığnı değil de oradalığını farkettiriyor. bu şekilde aşk, yaşamaya başladığımızı gösteren bir fenomen olarak karşımıza çıkıyor...



    (everest 31.12.2007 12:42)
  8. "ama ben sana değilim hadi güle güle, birazdan esas sevgilim gelecek uza istersen" demeyi kışkırtan ifade biçimi.

    (bkz: hissiz adam)
    (vladimir 09.06.2008 15:34)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.