dişi versiyonuna bakire erkek versiyonuna bakir denen durumdur erkeklerde fiziki belirtisi olmamakla beraber dişi versiyonunda kızlık zarı olarak tabir edilen bir zar vardır.
bakirlik, bakirelik, kızlık zarı, zina gibi tüm başlıkları aynı çatı altında toplayan kavram.
özellikle doğu toplumlarında bulunan erkektir ne yapsa yeridir mantalitesinin, kadın için geçerli olmaması sebebiyle günümüz türkiyesinde sıklıkla önümüze çıkmaktadır. ekonomik anlamda bir veri olmamasına karşın, olaya sosyo kültürel bazlı yaklaştığımızda kavramın tartışılabilirliği bir toplumun ne derece ileriye gidebilmiş olduğunu, bir toplumun ne derece eşitlik ilkesine sahip çıktığını ve saygı duyduğunu gösterir. bugün için konu güzel yurdumda hala tabu. hala bekaret konuşulamaz sadece bazı televizyon programlarında kısmen tartışılır.
bir zamanların efsane web sitesi zuxxi.com'un söylemlerinden birisiyle noktalamak gerek bu entryi. "yıllarca düdüklemek için karı, kız peşinde koşup, evlenme çağı gelince bakire kız isterim diye tutturanların sitesi zuxxi.com" bu zihniyette olan bir erkeğin konu hakkında kesinlikle atıp tutmaya hakkı yoktur. ha bu ülkede atar tutarlar, onlar erkektir. biz bunu önemsemeyenler ise genişlikle, midesizlikle suçlanırız.
gittikçe önemsizleşmesi zaten yeterince yozlaşmış olan ülkemizin daha da yozlaşacağına dair acı bir işarettir. bekarete önem vermeyen kişilerin kız kardeşlerinin sevdiği biriyle kendi rızası ile beraber olmasına yaklaşımlarını merak etmekteyim. ****
çok farklı konularda çok farklı yerlere çekilebilir. ama akışkan bir zihnin önem vermediği hadisedir, beton kafalı toplumlarda cinayet sebebi olabilir. kendi rızasıyla sevdiği bir adamla birlikte olmak cinayet sebebi midir? *
gezdikleri her hatun kisiyi yataga atmaya calisan yurdum erkeginin is evlenmeye geldiginde onemsedikleri el degmemislik semboludur. sen git pazarda icine bastirarak domatesleri sert mi yumusak mi diye elle dur * pazarcinin domatesleri sen gibiler yuzunden hasat olsun sonra da eve getirdigin domates curuk cikinca hayiflan oh ne ala.
edit: esasen verilen ornek her iki taraf icin de gecerlidir. bir kesimi asagilamak amaciyla veya icgudusuyle kullanilmis olmasi soz konusu degildir. Sadece ozellikle ve cogunlukla erkek milletince daha fazla onemsenen bir konunun uygulamaya geldiginde nasil bir tutarsiz mentaliteyle isleme koyuldugunu gostermek amacli yapilmis bir benzetmedir.
şebnem scheffer adlı genç bayanın raporlarla, yeminlerle, şahitlerle, * vs. lerle sahip olduğunu iddia ettiği şey. * anlaşılmayan nokta bir insanın bakire olması artık niye diğer insanları ilgilendirir hale geldi? enterasan...
Özellikle türkiye'de çok önem verilen bir durumdur.kızların kızlık zarlarının yırtılmamış olması olarak tabir edilir.başka bir deyişle hiçbir erkekle ilişkiye girmemiş kız olarak tanımlanır.
aslında bir tür bekar olma halidir. nitekim ülkemizdeki yaygın inanış bekaretle bekar olma ve evlenme meselelerini yakından ilişkilendirir-öyle ki bu inanışa göre bekaret evlilikle kaybedilir. düz mantığın geleneksel toplumlardaki özel hayata dair bilindik tezahürlerinden yalnızca biridir.
zihinsel bir durumdur. vücudun bakir olması aslında zihnin dirayetinin en büyük eseridir. ancak malesef bu gün sanırım kadınlar ve erkekler dahil bakir insan aramak boş çabaların eseridir. çünkü bakir insan sayısı bir elin parmaklarının sayısını geçmez çoğu çevremizde. bakirelik her ne kadar kadınlara yüklenmiş bir sorun gibi dursada aslında bazı tabuların da gerekliliğinin kanıtıdır. erkek içinde bakireliğe bakış açısı çok farklıdır. günümüzde cinsellik yaşının erkeklerde 16,5 kadınlarda ise 17 gibi bir seviyede olması bakiriyetin sadece kadının veya erkeğin bir organına yüklenmemesi gerektiğini açıkça gözler önüne serer. herkesin bakiriyet kavramına yüklediği sonuçlar çok farklıdır. bakiriyet kimine göre el değmemek, kimine göre ise geçmişte ne yaşamışsa yaşasın hiç bir önemi olmamasıdır. tipik türk erkeğinde sıfır kilometre kavramı iyiden iyiye yer etmesine rağmen aslında herkes "göz görmeyip kulak işitmeyince gönül katlanıyor" misali bir kandırmacanın içindedir. şöyle ki; kadınlar için ilk öpüşme yaşı 17 erkekler için ise 16 yaş düzeylerindedir ve bu bile kimilerine göre bakiriyetin kaybıdır. çünkü artık kadınlar belli bir sınırı aşmamak yani bekaretini korumak kaydıyla cinselliğe dair her şeyi evlenmeden önce istediği tüm partnerleriyle yaşamaktadırlar.* bu da demek oluyor ki aslında hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz ve hepimiz aslında birbirimiz arasında kısıtlı bir sahada kısa paslaşmalar yapıyoruz, ver kaç yapıyoruz..demek ki neymiş bakiriyet koca bir muamma neymiş en büyük kandırmaca neymiş yalan söyleme neymiş dipsiz bir kuyu.tüm bunlar bir yana liselim şarkıları boşa yazılmamış, ilk öpüşmede göz kapakları atmaca gözü gibi kısılıp kapanan gençlerimiz aslında ne kazanıyor hiçbirşey ne kaybediyor muş bakiriyetine.bu da demek oluyor ki aslıolan neymiş zihnin bakiriyetinin vücuda yansımasıymış. yani olay nereye geliyormuş bakiriyet iki bacak arasında olmasa dahi beyinde bittiğine. haa diyeceksin ki entrynin altına geldin yukardakinin tam tersini söylüyorsun önce vücuda sonra beyne saldırıyorsun. asla önemli olan beynin zihni yönettiği gerçeği değil mi, bu entry girilerken benim beynim parmaklarıma hükmetmiyor mu, yok cezbolmak, yok aşık olmak hikaye değil mi?evet hikaye sonuç kısmında şuna değiniyorum birbirimizi kandırmayalım baylar bayanlar hiçbirimiz bakir değiliz. her türlü cinsel deneyimlerden 14-15 yaş arasında haberdar olup aynı anda yaşamaya koyan madem bizleriz, madem bakiriyet aslında bir nevi masumiyet o yüzden neymiş hiçbirimiz masum ve bakir değilmişiz. herkes evinde "hacı kızı hatice"* dışarıda özgür kız özge*yiz, hepimiz evde "hacı oğlu mustafa"* dışarıda ise "entel baran"ız. bir kandırmacanın içinde hep birbirimizi kandıranız ve o yüzden masum değiliz ve o yüzden bakir değiliz...
erkeklerin en çok çelişkide kaldıkları konudur. evleneceği insana ilk kendileri sahip olmak isterken daha öncelerinde başka kızlarla yaşadığı ilişkilerinde bunları düşünmemektedirler.
"kız dediğin istanbul gibi olmalı, fethi zor, fatihi tek" ama, olamıyorsa da ziyanı yok, sadece istanbul gibi olması kafi. ve bir cümlenin içinde "ama" varsa, ya öncesi ya da sonrası doğrudur, ikisi birden değil.
günümüzde artık pek önemi kalmadığını gördüğüm durum.
evet artık bekaretin hiç bir önemi yok, çünkü bakireyim diye gezen kızların neler yaptıklarını yaşadım, gördüm, duydum ettim.
cinsel ilişki, sadece dişilik cinsel organıyla erkeklik cinsel organının birbirine geçmesi değildir, bir çok şekilde kız erkek ile beraber olur ve bekaretini kaybetmeye bilir** ve hala da bakiredir, evet tıbbi ve dini olarak bakiredir.
ama bu kızın bakireliğinin ne önemi vardır sorarım ey vampirler...
ayrıca hiç bir sağlıklı canlı ergenliğini bitirdikten sora cinsel ilişkiye girme isteğini durduramaz, doğa kurallarına aykırıdır.
evet insan akıllı bir varlıktır, canlıların en akıllısıdır, bu yüzden dini kesimlerde evlilikler çok genç yaşta olur ya da eskiden beridir köylerimizde erkekler daha bıyıkları bitmeden, kızlar ise yeni regl olmaya başlamışken evlendirilirler dini kurallara uygun bi şekilde.
hatta farklı bir kadınla beraber olmak isterse de hemen kuma getirir, imam nikahını basar, onun helali olur ve istediği gibi o kadından yararlanır.
bu bağnaz, tutucu insanlar hala kızlarını liseye göndermeden evlendirir, erkek çocuklarını da askere gitmeden gerdeğe sokarlar...
onların bu kurala uydurabilmek için yaptıkları şeyler o genç insanları harcarlar, ama sonuç olarak onların kafasında herşey yasasına göre olmuştur, ahirette alınları açıktır; böyle yapmayanlar ise cehennemin en uç noktalarına gideceklerdir...
siz öyle sanmaya devam edin...
müslümanlık son din olduğu ve ahirete kadar süreceği için, her çağa ayak uydurabilen bir dindir.
ben inanmıyorum ki artık bu devirde allah bakire olan ama başka her haltı yemiş kızlara evet bakireliğini korumuşsun ve bana karşı gelmemişsin; ya da -bu bağnaz kesime- iyi yaptın 16 yaşındaki oğlunu ve 14 yaşındaki kuzenini evlendirdin, ve benim söylediklerim kriterlerde birbirlerine kavuştular, aferim sana desin.
şu çağda önemli olan bir kızın ruhundaki bekareti kaybetmemesi...
önceden cinsel ilişkiye girmiş olabilir, ama bir erkekle çıkarken sadece onu düşünmesi va başka kimseyi arzulamaması, elde etmek için uğraşmaması... önemlidir.
günümüzün bekaret kritlerleri bana göre bunlardır...
erkek egemen kültürün temel direklerindendir bu bekaret meselesi. aslen mülkiyet duygusundan kaynaklanan bir kavramdır. kadının sosyal, fikirsel ve de elbette ki cinsel hayatı erkeğin mülkiyetindedir mantığının uzantısı olarak önemsenir. dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da tavşana kaç tazıya tut deme huyu, tartışma konusu bekaret olduğunda erkek bireylerde tüm berraklığıyla gözlemlenebilir. baba oğluna cinsellik hususunda nasihat çekecek ise, mümkün mertebe fişekleyici üslup kullanırken; aynı meseleyi kızıyla masaya yatırdığında, yatırılan masanın vücut bütünlüğü dahi tehlikeye düşer, bıyık altındaki gülümseme yerini kükremeye bırakır. şu koşullarda eğer ortada bir çelişki yoksa oğula nasihat edilen durum eşcinsel ilişkiye girmektir.
müslüman toplumlar için önemli olduğu kadar son zamanlarda avrupa'da ve amerika'da da önem kazanmış bir kavramdır. öyle ki evlilikten önce ilişkiye girmeyen ve ilk gece heyecanını yaşamak isteyen bir sürü insan vardır. ama şuna katılmıyorum evlenmeden önce her haltı yiyip sadece işi iki bacak arasındaki zarın yırtılmamasına indirgeyip namusun ölçütü olarak algılamak yanlıştır. üniversite hayatım boyunca çok rastlamışımdır tabi herkesin kendi bileceği iştir.
yalnızca kızlarda varsayılan, ve çoğunlukla cinsellikle alakalı bir terimdir.
lakin doğanın ve tabiatın yada hiçbir günaha bulaşmamış ruh ve beyinlerin bakirliği göz ardı edildiğinden veya gözardı edilmaya çalışıldığından konu artık nihayet cinsellik kapısına gelmiştir ki buda durumun ciddiyetinin acı bir belirtisidir neyazıkki.
dünya denilen misafirhanede ruhların bekareti fikirlerin ar perdesi yırtıldıktan sonra maddeten bekaret bozulmuş ne çıkar.
eskilerin bir sözü vardır bade harab-ül basra
bekaret; çünkü evleneceğin adama bakire gitmen bizim memlekette çok önemlidir, çünkü sevişmek, oral, anal seks, sürtünmek, her şeyi yapmak önemli değildir "el değmemiş" olmak için, bekaretini korur ve tertemiz gidersin evleneceğin adama. isteyip de yapmazsın, canın çeker, kanın çeker, istersin ama yapmazsın sonra ne düşünürler diye...
"ispatlayabilmek" kanunda önemlidir sadece bilmezsin, istiyorsan yap, istemiyorsan yapma, gerisini de umursama, bizim memlekette insanların temizlik anlayışı hemen değişir çünkü...
çiğ süt emmiş mi çiğ süt emdirilmiş mi bu karışıktır biraz. olay sütü emmekte aslında**.
genel olarak türk erkeği profili; önüne gelen herkesle yatmak istemesine rağmen, evleneceği kızın bakire olmasını isteyen adamlardan oluşur. bu konu; üzerinde "bu değirmenin suyu nereden geliyor?" diye oturup düşünmek gereken mevzudur. sen, ben , o sevişirsek ortada bakire kalmaz. ya perhiz yapma, ya lahana turşusu yeme kardeşim.
bu nasıl bir döngüdür allahım ya rabbim?
tabi sebebi çok bariz: benciliz... çükümün keyfini de yaşarım, kısmete bir tane de bakire bulurum* hayatımı kurtarırım diyoruz ülkecek.
bir ömür geçirecekleri insanları "bakire" olup olmamaları kıstasına göre belirleyenlere selam olsun.*
bekaret, bakir(e) olmak demektir.
bakir(e) olmak da, bakir kelimesinin anlamına binaen, temiz, saf, el değmemiş anlamına gelmektedir.
bu durumu da 2 türlü yönden ele almak gerekir.
i. manevî yönden bekaret
ii. maddî yönden bekaret
hemen detaylara gireyim;
i. manevî yönden bekaret;
ruhsal açıdan, zihinsel açıdan, düşünce ve hayata bakış açısından temiz ve safiyane duygular beslemek anlamına gelir. yani insan olmanın aslında bir gereğidir.
muhataba karşı puştluk düşünmemek, onun arkasından iş çevirmemek, kul hakkı yememek, adil olmak, önce olumlu düşünmek, ön yargılı ve infazcı bir yaklaşım sergilememek, hoşgörüye açık olmak vs. bu sınıfa girer.
fesat olmamak, içinden binbir kötülük düşünmemek, uçkuru beyninde hissetmemek ** vs. de bu sınıfa dahildir.
yani bekaret o kadar da korkulacak, somutlaştırılacak bir şey değildir, özellikle üniversite ve gece gençliğinin düşündüğü kadar...
ii. maddî yönden bekaret;
adı üstünde maddi, yani dokun-matik, değdir-matik işler bu sınıfa girer. daha detaya inmemi isterseniz, evet cinsel ilişki, neresinden olursa olsun bu sınıf dahilindedir **. gerek erkek, gerekse kadın için bu durumda aynı şeyler söz konusudur. erkek denen mahlukte maddî bekaretin bozulduğuna dair görsel bir iz yok diye, bu cinsi devre dışı bırakmak çüşşşlük bir durumdur ayrıca *****
şimdi gelelim benim düşüncelerime. bu ikinci şıktaki bekaret olayı, evrim teorisindeki anlaşmazlık kadar sabit bir şeydir. yani kimse, kimseye bu konuda laf dokundurmaya, laf giydirmeye kalkmasın.
yok " sen bekarete önem veriyon, vay saf vay", ya da "sen önem vermiyon vay mağl vay" ** demek anlamsızdır ve kişileri ne ikna eder, ne de adam gibi bir ortak noktaya taşır.
birisi önem vermez, hayatını öyle yaşar. tabi kendi de önem vermez bu bekaret kavramına ve ilerde de eşinden, karısından, kocasından böyle bir bekaret zorunluğu beklemez. beklemesin, sana ne ? ! ! !
sana bu kişi, iş arkadaşı, dost, komşu olarak saygı gösteriyor mu? kişisel haklarına müdahale etmiyor mu ? seninle adam gibi konuşabiliyor mu ? buna baksana. herifin uçkuru ne seni ilgilendirir ne de bir başkasını. * o hayat tarzını bu şekilde belirlemiş, zaten yetişkindir bu kimse, bu saatten sonra bu tür laflarla onu değiştireceğini mi sanıyorsun? hayır !
başka birisi de çok önemser, hayatını da bu şekilde idame eder. kendini bu yüzden bu tür ilişkilerden korur, bakir ya da bakire kalır, nikah gecesine saklar kendini. hayatını bu felsefe ile yaşayan kişi karşısından da böyle bir ahlak anlayışı ister elbette. çünkü kişi birisiyle hayat kuracaksa kendi anlayışına yakın, kendi geçmişi gibi bir yetişme tarzından gelmiş birisini ister. kocası olacak adamdan, ya da karısı olacak kadından bakir ya da bakire olmasını bekler. sanane ? ! ! !
sana bu kişi, iş arkadaşı, dost, komşu olarak saygı gösteriyor mu? kişisel haklarına müdahale etmiyor mu ? seninle adam gibi konuşabiliyor mu ? buna baksana. herifin uçkuru ne seni ilgilendirir ne de bir başkasını. * ****
zaten herkes kendine yakın hissettiği kişiyi eşi olarak kabul etmiyor mu ? bu yakınlık bu kavram için de geçerli değil mi?
namazında niyazında olan birisi, yine bu konuda duyarlı birisiyle hayat birleştirmiyor mu ?
ya da gece hayatını seven, alkol almaktan hoşlanan, ** ya da ne bileyim, daha farklı bir felsefeye sahip kişi de yine kendisine ayak uyduracak bir eş almıyor mu ?
eeeee ?
sen karşı tarafa laf at, o da sana cevap versin söverek, sonuç ? sürekli bir anlaşmazlık, gerginlik, ajda pekkan'lık..
yani bir şey değişmiyor ki...
tabi not düşmek lazım, bazı sığırlar var elbet, özellikle biz erkekler arasında, her bir yatış kalkışı yapıp eşinden bekaret bekleyen tipler. bunlar kriterimin dışında, ben normal insanlar arasında olması gerekenden bahsediyorum çünkü !
ya da o doğudaki aptal saptal, beyinsiz kafaların kararıyla hayatı kararan o genç kızların ölümünü haklı bulmuyorum.
çünkü o noktada olaya insan öldürmekallah'ın verdiği canı kendi salak mantığına göre almak ,üç dinde de kabul edilen en büyük günahı, cinayeti işlemek geliyor.
ve bunun vebali çok büyüktür.
aynı haltı yiyen erkeğin de gururun okşanması ayrı bir öküzlüktür.
netice olarak, yine özet düşeyim, bekaret göreceli bir beklentidir, sen beklersin, ben beklerim, başkası beklemez böyle bir şey.
ben bakir(e) olarak beklerim o hayatımın anlamını, o beklemez. tercih meselesi.
nasıl ben pırasa, ıspanak yemiyorsam, daha çok etli, tavuklu, balıklı yiyecekleri ne bileyim mantıyı felan istiyorsam,
o da bal gibi brokoli, pırasa sevip, etten hoşlanmıyor olabilir. ama ben o kişiyle soframı paylaşırım, muhabbetimi yaparım, dostluğumu yaşarım..
yani bu durum; bir yemekte tercihleri farklı yapıp, aynı masayı paylaşabilmek şeklinde olmalıdır...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
