bir sorun karşısında yaradana sığınmak gibi düşünceleri olmayan, görmediklerine pek inanmayan, bilimi koruyan kollayan, olan bir olay karşısında, kader demek yerine, nedenlerini olduğuna inanan, yurdum insanı tarafından satanist ile kaşılaştırılan insanlar.
tanrının varlığına inamayan, tanrı tanımaz olan düşüncedir. birde bunların kendilerininde kabul ettiği paradoks bazı düşünceleri vardır. genelde bilimsel mantık ile olaylara yaklaşırlar.
yeri geldi mi tanrıyı tanımayan yeri geldi mi de "allah belanı versin(!)(?)(?)" diyen modelleri de vardır
bir kısmı dini sorumluluktan kaçan, kural tanımak istemeyen, hayatı kafama göre yaşayayım diyen insanlardır.
ancak felsefe yapıp, düşünüp taşınıp kendince haklı sebepler, mantık yürütmeler bularak tanrıtanımaz olan insanlar da yok değildir. karıştırmamak gerekir.
tesadüfler silsilesinin, materyelist bilimle gerdeğe girmesi sonucu ortaya çıkan fikirleri kendine çıkış noktası olarak alıp, dünyaya ve hayata dair bakış açısına bu durumu refere eder. dünyanın, atmosferin, yaşamın kısacası bu kusursuz döngüyü açıklarken kutsal ve kusursuz bir yaratıcının varlığını reddeder ama, bunu yaparken aynı zamanda "yaşam" denilen döngüyü "doğa"nın yarattığını da benimser. sonuçta inandığı, kendinden üstün bir varlığın olduğudur*. olaya bir adım daha geri atıp bakılırsa, farkında olmadan doğaya tapınmalarının yanı sıra bilime tapındıklarıda farkedilir... (bkz: ironi)
acizliklerle bezeli beşerin bu denli küstah ve kendini beğenmiş olması ilginçtir.
tabii " inanmayı" avam bir kavram olarak gören, ateizmi daha cool ve kendinden emin görünmek için üzerinde taşıyan tiplerde vardır. ama konumuz onlar değil, zaten konu olarak ele alınacak bir yanlarıda yoktur.*
edit: yok olan bir şeyin varlığını reddetmek mantık hatasıdır.
ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşününerek mest oluyormuş.
birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamiş. adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayi adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış.
tam vurmaya hazırlanırken adam "tanrim!!!" diye bağırmış. bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamiş. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama: - "yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? demiş. adam utanç içinde: - "biliyorum bunca yıldan sonra bir anda dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki ayiyi dindar yapabilirsiniz." demiş. ses: - "peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş.
nehir tekrar akmaya baslamis. herşey eski haline dönmüş. ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamiş: - "tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere."
"varolmayan birşeyin varlığını reddetmek mantık hatasıdır" argümanına karşılık olarak;
varolmayan birşey için "varlığını reddediyorum" demek mantık hatasından çok aslında reddedilen şeyin varlığını kabul etmektir. hatta bu açıdan bakılırsa bu sözü söyleyen biri aslında sadece bir tavır belirtiyordur. "varlığını kabul ediyorum ama yok farzediyorum" demek istemektedir. fakat bu atiestlerin tecih ettiği bir yol değildir. mesele bundan çok farklıdır. ve bu argümanın doğmasını sağlayan şey de, aslında "reddetme" kelimesinin ta kendisidir.
mesela hayaletleri örnek verelim.** hayaletler insanoğlu'nun algı sınırları dışında tasvir edilen, ellerinizle dokunamadığınız, gözlerinizle göremediğiniz, kokusunu alamadığınız, sesini duyamadığınız hayali varlıklar olarak anlatılır. sadece kendileri istediklerinde görünürler, sadece isterlerse sizinle konuşurlar. bunun dışında insanoğlu onların varlıklarından habersizdir, en azından öyle tasvir edilmiştir. durum böyleyken, yani hayaletler hayali varlıklar olmasına rağmen hayaletlerin varlığına inanan insanlar vardır.***
eğer hayaletlerin varlığını reddediyorsanız yapmış olduğunuz şey şudur; önünüze bir tasvir koyulmuştur, ya inanın ya inanmayın seçenekleri de karşınızdadır. kabul etmeyip redderseniz inanmıyorsunuz demektir. varlığına dair ipucu bulamadığınız ve hayatınız boyunca hiç karşılaşmadığınız bir "tasvir"in sadece tasvirden ibaret olduğunu düşünüyor ve insanların size yaptığı bu tasviri reddediyorsunuzdur. reddedilen şey hayaletlerin varlığından ziyade yapılan tasvirin doğruluğudur.
reddetme kelimesine dönersek, ateizm sadece "tanrı'nın varlığını reddetmek" şeklinde tasvir edilirse aslında sizin ateizm hakkıda çok şey bildiğiniz düşünüldüğü için öyle söylenmiştir. zira ateizm bir cümle ile anlatılamaz. zaten yukarıda da görüldüğü gibi, reddedilen şeyin tanrı'dan ziyade tasvir olduğunu görmek için ateizm hakkında biraz bilgi sahibi olmak gereklidir. ateizm nedir sorusuna tanrı'yı reddetmektir diye cevap verilirse yanlış olmaz, ama yapılabilecek en eksik tanım yapılmış olur ve bildiğiniz gibi eksiklikler insanları hep yanlış yerlere götürür. bu argümanda da bunun güzel bir örneğini görüyoruz sanırım.
daha kısa keliemlerle; önünüze bir tasvir koyulursa ve ona inanıp inanmama seçenekleri de sunulursa ya kabul edip inanırsınız ya da reddedip inanmazsınız. görüldüğü gibi, reddetme kelimesine takılmak çözümü olan bir problemdir. dolayısıyla bu argümanın takıldığı noktalar da çözümü olan noktalardır.
sürekli ateizm savunması, yorumu, karşı saldırısı yapan kişiye denir.. ateistler tamam tanrı yok madem bundan sonra tanrı hakkında konuşmam keyfime bakarım demezler, sürekli bir sıkıntı ve şüpheyle ateizmi yeniden ve yeniden tanımlayıp dururlar.. bu konuda başkalarının öne sürdüğü fikirlere çok gücenirler, kendilerine acınması şeklinde yorumlarlar, kızarlar, kızgınlıkla bir cevap daha yazarlar. içindekileri döküp haklıyım işte, zekiyim işte, tanrı yok, nasıl da göremiyolar diye düşünüp kısa süreliğine rahatlarlar. sonrasında yapılan başka bir yorum ve kısır döngü şeklinde yaşanan aynı şeyler.. kimsenin inancına söyleyecek sözüm yok, sonsuz saygı duyuyorum. sadece ateist kardeşlerim için birazcık huzur diliyorum.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.