anoreksiya nervoza

  1. temelde psikolojik bir bozukluk olan yeme alışkanlığı bozukluğu. genellikle 16-30 yaş aralığındaki kadınlarda görülür. hasta ne kadar zayıflamış olursa olsun kendini zayıf olarak kabul edemez ve sürekli rejim yapmaya devam eder. yaptığı rejimler normal olarak nitelendirilebilecek türden değildir. genellikle kalorisi çok az ve temel besin kaynağı olamayacak şeylerle beslenir. bunun sonucunda hormonal dengesi bozulur, saçları dökülmeye başlar ama hasta bu tür olumsuzlukları inatla yeme bozukluğuna bağlamak istemez. günümüz moda trendleri ve sıska mankenlerin revaçta olması bu hastalığın yaygınlaşmasına sebep olmuştur. aslında hastanın bilinç altında büyümeye karşı koyduğu tepkiyi kendi vücuduna yönlendirmesinden başka bir şey değildir. bu hastalığa 'yediklerini kusma' olarak tanımlanabilecek bulimia nervosa eşlik edebilir. tedavi edilmezse ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir hastalıktır. hastalar genellikle çok sağlıklı ve normal olduklarını iddia ederek tedaviye karşı direnç gösterebilirler. psikolojik algılamaları bozulan hastalar aynaya baktıklarında kendilerini 'çok şişman' olarak görürler. psiko terapi ile tedavi edilebilir bir hastalıktır. vücudun kendini toplaması hayli zaman alır doğal olarak.
    (angelmergewithdevil 11.05.2006 13:48)
  2. bir diğer adı manken hastalığıdır. bu ismin sebebini anlamak için biraz düşünmek yeterli, manken olmak, güzel vücut, ince yapı (?) gerektirir. buna sahip olmak isteyen insanlarsa kendilerini sınırlamaya başlarlar ve bir süre sonra kontrolün dışına çıkar bu sınır. herşeye engel olur vücut, hiçbir şey istemez olur. anoreksiyanın blumiadan en büyük farkı ise %20 dolayındaki ölüm oranıdır. anoreksiya gerçekten ciddi bir psiko travmatik olaydır. bu yüzden çok ciddiye alınması gerekir. besin alamayan, gelişemeyen vücut iflas eder.

    aşağıdaki bilgiler http://www.psikologum.com/konular_detay.asp?id=30 adresinden alınmıştır.

    anoreksiya nervosa:

    aşağıdakilerin varlığı halinde bu rahatsızlıktan bahsedilmektedir.

    1-bulunduğu yas grubu ve boy uzunluğu acısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıp,kabul etmeme.

    2-yas ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma.

    3-kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır. kişinin kendini değerlendirişinde kilo ya da vücut seklinin ,olağandan çok daha fazla ve anlamsız ölçüde bir yer kaplaması veya o anki kilosunun düşük olmasının öneminin farkına varmama.

    4-bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması

    bu rahatsızlığın kısıtlı ( bu durum yaşanırken kişide bir anda "patlayıncaya dek" yeme ya da kendini kusmaya ya da lavman- idrar söktürücüler ile yediklerini çıkarma davranışının olmadığı) tip ya da bu sayılan davranışların olduğu tiksinircesine yeme/ çıkartma tipi olarak 2 şekli vardır.

    hastaların çoğunun düşünce içeriği yemek ile ilişkilidir. kimileri kalan, artan, yiyemedikleri yiyecekleri bırakamayıp, biriktirir, bazıları da hiç yapamayacağı yemek tariflerini edinmeye çalışabilir. topluluk içinde yemek yeme konusunda isteksiz davranabilirler. başlangıç ta çevrelerinden ilgi ve beğeni görmek için , kendileri üzerinde kontrol sağladıklarını görmek amacıyla alınan besinleri kısıtlamaya başlarlar. eski kilolarına ya da çevrelerinde görünüm olarak beğeni kazanan kişilerin kilosuna inmek için hedef belirler. kendileri gün içinde farklı zamanlarda tekrar tekrar tartar
    tıkınırcasına yeme-çıkartma tipine ait grubun alkol-madde kötüye kullanımı, daha çok duygusal durumda dalgalanmalar ve cinsel aktivitelere sahip olup, dürtülerini kontrollerinin daha zor olduğu gözlenmiştir.

    kişiler kilo kayıplarını arttırmak için fiziksel egzersizler yapar ya da yorucu fiziksel uğraşılar içine girerler. öyle ki kişi daha çok enerji harcayıp, kilo verebilmek için oturmayıp, ayakta durmayı yeğleyebilir ya da durduğu yerde el ve ayaklarını hareket ettirebilir. kişinin toplumsal ilişkileri azalabilir. sadece is, fiziksel egzersiz ve kilo düşünceleri ile ilgilidir. bir deri bir kemik kalsa bile kilolu olduğu düşüncesindedir. kişiler kendilerine listeler hazırlayarak kendilerine yasakladıkları yiyecekleri belirterek, bunları yemeyeceklerine yeminler ederler. yarim kilo bile almaları onları zayıflıktan şişmanlığa geçtikleri seklinde düşündürür. uzun sure bir konuya dikkatlerini veremezler . kendilerine güvensizlik yoğun bir şekilde kendini hissettirmektedir. gitgide sosyal çevrelerini kısıtlarlar.

    çocuk gelişiminin erken evrelerinde, anne-çocuk iletişiminde çocuğun kendi başına,özgür davranışları üzerine yapılan müdahalelerin önemine dikkat çekilmektedir.

    anoreksia başlangıcı sonrasında genellikle obsesif- kompulsif davranışlar başlayabilir. özellikle temizlik saplantıları ( ev temizliğine yönelik aşırı aktiviteler gibi) ve ders çalışma ile ilgili saplantılara rastlanabilir. cinsel gelişimlerinde sorun olduğu gibi, cinsel isteksizlik ve diğer cinsel sorunlar da beraberindedir.

    bu kişilerde hastalığın yol açtığı vücutsal değişimler:

    hastalarda kansızlık, vücut su- tuz dengesinin bozulması, kanda kolesterol ve üre düzeylerinin artışı, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, tiroid bezi hormonlarının düşmesi, kadınlarda ostrojen dediğimiz kadınlık hormonu ,erkeklerde testesteron denen erkeklik hormonu düzeylerinde düşme sonucu cinsel işlevlerde azalma, kalp atımında azalma ve düzensizlikler, beyin boşluklarının beyin dokusuna oranla kapladığı hacmin artışı oluşabilmektedir.

    kimlerde görülmektedir:

    bu rahatsızlık düzenli ve bol çeşitli yemek yeme olanaklarının olup, göze hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü bati toplumlarında, kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir. hastaların % 90-95 i kadındır. anoreksia nervosa genç kızlarda % 0,5 oranında saptanmakta, genellikle 12-25 yas arasında rastlanmaktadır.

    son yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalara göre hastalığın yüz bin kişide 15-20 arasında görüldüğü saptanmıştır.

    rahatsızlığın oluşumunda etkili risk faktörleri:

    - yaşanılan sosyo-kültürel çevrenin etkisi ile zayıflığın kesin güzellik ölçütü olması durumu yaygınlaştırmaktadır. bazı mesleki alanlar ( hosteslik, modellik, dans ve müzikle uğraşanlarda) bu yüzden özellikle risk altındadır.

    -bu rahatsızlığı olanların ailelerinde depresyon, alkolizm, şişmanlık ve gene bir yeme bozukluğuna daha çok rastlanmaktadır. bu kişilerin annelerinin daha çok diyet yapıp,yeme bozukluğunun olduğu, sürekli diyet yapma düşünceleri ile haşır nesir oldukları, kızlarının da diyetleri konusunda yoğun düşünceler içinde olabildikleri gözlenmiştir.

    - aile yapıları itibariyle, bağımsız hareket serbestisinin verilmediği ve aile işleyişi açısından yeterli keyif alınmayan doyum sağlanamayan ilişkilerin varlığı.

    -öncesinde var olan aşırı şişman beden yapısı

    -çocukluk cağı başlangıçlı diabet ( seker hastalığı) varlığı

    - geçmişte yaşanan cinsel, fiziksel tacizler.

    rahatsızlıktaki kişisel düşünce yapıları:

    - kişisel açıdan kendilerini yardıma muhtaç ama yardim edilemez görürler

    - kendi ve çevreleri üzerindeki denetimi kaybetme korkuları vardır.

    - aşırı bir şekilde başkalarının görüşlerine bağımlı olarak özgüvenlerini koruyabilen, onların yeterli ya da olumlu desteği olmadığında kendilerini bir hiç olarak görürler

    - bir şey ya tam olmalı ya da hiç olmamalı seklinde bir düşünce yapısı olan kişilerdir.

    hastalığın seyri:

    hastaların yarısının ilerleyen donemde iyileştiği, dörtte bir oranında hastanın kısmen iyileştiği, ancak bir miktar yakınmalarının sürdüğü belirlenmiştir. hastalık sonucu olum oranının % 5 civarında olduğu gözlenmiştir.

    hastalığın gidisine olumsuz etki yapan faktörler:

    -ailede aşırı geçimsizlik, tartışmalı ortam

    -bulimianın hastalığa eslik etmesi

    -kusma, dışkılamayı arttırıcı ilaç kullanımları

    -obsesif-kompulsif, histerik, depresif, nörotik davranış yapıları, zeminde bulunan psikiyatrik sorunlar nedeniyle, kişide vücutsal yakınmaların fazlaca gündeme gelmesi (gastrit, kolit vb.)

    -hastalığı inkar eden davranışlar içine girilmesi.

    hastalığın gidisini olumlu etkileyen etmenler arasında ise erken başlangıç yaşı, hastalığı kabul etmek ve kendine güvenen bir kişilik yapısının bulunması sayılmaktadır.

    tedavi:

    psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip, çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır. tedavide davranışçı terapi, aile terapisi ve grup terapisi kullanılabilir.
    (soulburn 27.07.2006 12:10)
  3. önünde yiyecek durmaktadır ya yemeyi reddetmektesindir ya da istesen bile yiyememektesindir. içindeki ses "yemee, zehir gibi bir şey o, sakın yeme" demektedir. olur da yersen -ki yemezsin- o içindeki ses saatlerce beynini yer ne yaptın sen, neden yedin, nasıl yersin diye. 35 kiloya düşmüşsündür, hala aynaya bakıp göbeğim çıkıyor diyorsundur. kısacası tedavi kabul edilmezse ölünür herhalde.
    (cinekop 28.05.2007 18:41)
  4. psikolojik temellere dayalı yemek yiyememe hastalığı.

    karen ve richard kardeşlerden* karen olanın ölüm nedeni. kendisi aslında oldukça ince olmasına rağmen sahip olduğu jeniffer lopez kalçaları insanların** ona bu konuda şaka yapmasına, dalga geçmesine neden olmuştur. karen sürekli sahnede olduğundan, sahip olduğu kalçaların büyük olduğu düşüncesi onu oldukça rahatsız etmeye başlamıştır.(hastalığın psikolojik çöküntü belirtileri)

    karen'a dışarıdan bakıldığında yeme alışkanlıkları normal gibi görünse de günde 40 tane müshil ilacı alıyor oluşu -ki maksimum 2 tane tavsiye edilir- hastalığın, hasta çevresi tarafından zor fark edildiğinin kanıtıdır.
    karen hastalığının son evresinde sadece müshil değil eczaneden kolayca temin edilebilecek olan ve deterjan vb. zararlı maddeler yutulduğunda kusmak için kullanılan haplardan da almaya başlamıştı...
    karen 30lu yaşlarda öldü.


    dikkat edin arkadaşlar; tıpkı diğer fiziksel kusurlar gibi kilo da dalga geçilmemesi gereken hassas bir noktadır. *(nerden nereye bağladım ama)

    (deified 28.05.2007 19:16)
  5. iştahları olmayan bu insanlar kendilerini sürekli şişman görmekte, sürekli kilo vermektedirler. sonunda bir deri bir kemik kalarak bütün sistemlerinin iflas etmesine neden olmaktadırlar. ayrıca dirençsiz kalan vücutları enfeksiyona da yatkın hale gelmektedir. tedavisi oldukça zordur çünkü ruhsal bir rahatsızlıktır sonuçta.
    (cucukvampir 15.02.2009 11:34)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.