aile

  1. dünyaya gelmemiz ile karşılaştığımız bir takım kişilerden oluşan güruhtur. ilkokulda öğrendiğimize göre aileler ikiye ayrılır; çekirdek aile, geniş aile. *

    bize hep öğretilene göre çekirdek aile, kentte yaşar. anne baba, birkaç kardeşten oluşur. gözümüze öyle sokulurlar ki anne konken oynar baba makam aracıyla gezer, kız kardeş barbie lerini süsler, çocuğumuz ise okulundadır. daha ilkokul sıralarında bu tablolar gözümüze sokulmaya başlanır.

    geniş aile ise köydedir. babane, anne, dayı, emmi herkes aile içindedir. diğer aileden farkı birlikte nefes almalarıdır. fakirdirler, hep resimler bir sini etrafında toplanmış çiftçi ve ailesidir. demek ki neymiş, geniş aile hayal etmeyin.

    geniş aile ve çekirdek aileyi bilemeyeceğim ancak, bizlerin ne genişliği ne çekirdeği kalmış gibi gözüküyor. suyumuzun çekildiğini hissediyorum. birbiriyle yakınlaşmak, birlikte olmak, köylülük olarak öğretilmiş bize. biz de hemen çekirdek aile olmanın gururunu yaşamışızdır.

    şimdi düşünüyorumda, köyüm neredeydi benim?
    (gilgalad 04.05.2006 21:32)
  2. birincil ilişkilerin başında gelen topluluktur. dünyaya gelişimizden büyümemize, hatta bazen kazık kadar oluncaya dek aynı çatı altında yaşadığımız, en çok sevgiyi gördüğümüz ve en çok sevgiyi gösterdiğimiz* kişilerdir*.
    (angelus 04.05.2006 21:43)
  3. ön masaların değişmez üyeleri...
    (gogoz 04.05.2006 21:47)
  4. biyolojik olarak en yakın olduğumuz insan topluluğu. başlıca kardeş, anne, baba gibi sosyal kimlikler edindiğimiz bu sosyete de ayrıca sıralanamayacak kadar yan rollerde üstleniriz.*** yozlaşan dünyamızın unutulmaması gereken başlıca değerlerindendir.
    (maikule 04.05.2006 21:59)
  5. 2 narsist bi araya gelir. kurumlarının başarısı artsın diye yeni üyeler isterler. olaylar gelişir.
    (malloryknox 07.09.2006 23:37)
  6. yetiştirme kurumunda büyüyen çocukların özlemini çektiği, aile içinde yetişenlerinse kendilerine ayakbağı olarak gördüğü sevgi yuvası, barınak.
    (exi 07.09.2006 23:44)
  7. toplulukların hukuki, iktisadi, siyasi durumlarını anlamak için ilk incelenecek sosyolojik yapı.


    araştırmacılara göre, içtimai hayatın merkezinde yeralan aile, ictimai bütünlerin çekirdeği olarak, sosyal kuruluşlara örnek vazifesini görür.
    (gladonun turk tetikcisi 05.12.2006 18:19)
  8. anayasa'nın 41'inci maddesine göre, türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
    (kandan adam 14.12.2006 10:36)
  9. aile buruk bir mecburiyettir.bazen atmak istersin sonra hemen vicdanın girer devreye.vicdanın ve yürek burkulmasının hat safalarda oldugu bir olgudur.önceleri tek dogrunun kendi ailesinde oldugunu düşünür ve garip bir gurur duyar insan sonraları kabuktan çıkma evrelerinde çelişkiye kapılır ve sonra da aslında her şeyin yanlış oldugunu ve tek dogrunun kendisinde saklı oldugunu düşünerek nafile bir daha kapılır garip gurur hissine ama çook sonraları anlar ki dogru diye bir şey yok.hayat yanlışlarla dolu oldugu için hayat...
    (hb 16.05.2007 20:24)
  10. aile toplumun en küçük yapı taşı olmakla beraber çokta kutsal olan bir birimdir.
    (cigliks 16.05.2007 21:46)
  11. ömer lütfi mete'nin 26/07/2004 tarihli sabah gazetesindeki yazısından alıntıdır.

    (

    --- alıntı ---

    en dayanıklı kale

    bütün saldırılara rağmen hala en dayanıklı kalemiz özgün aile yapımızdır. kalabalık, genç nüfusumuz, ordumuz değil, aile yapımız. ancak bu kalenin büyük tehlike ile karşı karşıya bulunduğu tartışma götürmez. o tehlike de boşanma oranının katlanarak yükselmesidir.
    bu durum 'tehdit algılamaları' konusunda bakışımızı sorgulamayı dayatıyor.
    artık şakası yok; batı karşısında gerileme çağına girdiğimiz üç yüz yıldan bu yana başımıza gelen bin bir belaya ve yaşanan bin bir hezimete rağmen yok edilemeyen aile kültürümüzü yitiriyoruz. aslında şimdi tam batılılaşmış oluyoruz.
    hikaye basit: aile kültürümüzün mayasını teşkil eden fedakarlık ahlakı bitti. böylece eşlerin birbirlerine tahammülü kalmadı. Çatılar göçtü. Çocuklar ortada kaldı.

    ***

    derinlemesine tartışılmaya değer ana çelişki, birey olmakla aile sorumluluğunu taşıyabilmek arasındaki ters orantı.. kişi birey olma bilincine sahipse, değil eşi için, çocukları için bile özveri sergileyemiyor.
    birey olmak ile bencil olmak arasındaki sınır ne? sıkı birey bilinci olan herkes aynı zamanda mutlaka bencil kişi mi? batılılık, bir uygarlık çevresi olarak zaten 'önce ben' diyebilmektir.
    batılı devlet için ne bahasına olursa olsun kendi refahı vardır. hatta onun lüksü, dünyanın geri kalmış bölgelerindeki insanların yaşama haklarından bile önemlidir.
    liberal hayat anlayışı, eninde sonunda bireyi de buraya götürüyor.. böylece bütün dünya,Çin bile 'önce ben' demenin okulunda işleniyor, yoğruluyor.. biz de batılılaşmanın en çok bu boyutunu öğrendik.. boşanmış eşlerden genellikle aynı kalıp gerekçeyi duyarız:
    - Çocuğumun dünyaya gelmesine sebep oldum, dolayısıyla sorumluluğum var ama bu böyle diye, kendimi yürümeyen bir birlikteliğe esir edemem. ben de insanım, benim de bir hayatım var..
    bu gerekçe bir avrupalı'nın veya amerikalı'nın ağzında hiç de yapay durmuyor.. Çünkü o atalarından beri böyle hissediyor zaten.. onun kültüründe anne babanın evlat için özel bir fedakarlık zorunluluğu yok.. ama bizde, değil on sekizinde, otuz sekizinde bile ailesinden ve akrabasından katkılar gören kişi evlendikten bir süre sonra, -hele de canı başkasını çekmişse- birdenbire birey olmanın hikmetini kavrayıveriyor. Üstelik bayağı derin sosyal içerikli konuşmalar da yapıyor:
    -tamam, aile, yuva, eş, çocuk ama ilişki kötü ise bunlar zaten yok demektir. geçimsiz anne babanın yanında çocuklar daha kötü oluyor.
    nereden ölçtük efendim?
    nasıl mukayese ettik?
    geçimsiz anne babası ayrılmış çocuklarla, geçimsiz oldukları halde ayrılmamış ebeveynlerin evlatları arasındaki farkları inceledik mi?
    laf ola, torba dola.. Öyle görünüyor ki, aile olamamayı marifet haline getirdik.
    kendini 'çağdaş', özgür, kültürlü, dünyaya açık insan' olarak görenlerin neredeyse imanı böyle: ya hiç evlenmeyeceksin, yok eğer evlenmişsen ille de boşanacaksın..

    ***

    eskiden bu durum sadece 'çağdaş' kişiler arasında yaygındı.. Çok çeşitli sosyal, kültürel ve biraz da -iyi- ekonomik sebeplerle kaymak tabakasında boşanmak, boşanmamaktan daha doğal bir işti.. Şimdi de dindarlar, hatta kökten İslamcı olarak algılanabilecek kişiler arasında boşanma oranı hızla artmaya başladı..
    demek ki sadece batıcılarımız batılılaşmadı, batı karşıtlarımızın da birçoğu sıkı bir şekilde batılılaştı.. artık onlar da teker teker 'birey' oldular, kendi haklarını öz çocukları için feda edemeyecek kadar akıllandılar!!

    ***

    tırmanan 'uyuşturucu köleliği ve intihar salgınları' çağında, anadolu'ya yönelik iştahı ve hesabı olanların ürkütücü tasarıları karşısında türkiye'nin en önemli dayanağı, bunca hızla artan boşanmalara rağmen hala aile yapısıdır.
    nüfusumuz, ordumuz, kıymetli coğrafyamız, şimdilerde canına okumak üzere olduğumuz 'gıda açısından kendi kendimize yeterliliğimiz' değil, aile yapımız.. zaten o yıkılırsa ordunun mehmetçik kaynağı da tükenmiş olacaktır.. o zaman askerimiz mehmetçik olmayacak, sıradan batılı holigan türevleri olacaktır..
    mehmetçik'sizleşmek ise askeri açıdan sıradanlaşmaktır. hiç şüphem yok, türkiye için bugün artık en büyük tehdit, aile kalemizi darmadağın edenlerdir.
    bu tehdidin tankları ve füzeleri de televizyonlarımızdır.

    --- alıntı ---

    (karatekeli 19.08.2007 00:36 ~ 19.08.2007 00:36)
  12. aile konusunda, her konuda olduğu gibi öze dönüş şart. türk- müslüman kimliği ve şahsiyeti üzerinde çalışmak lazım.
    (hashacip 19.08.2007 01:46)
  13. okyanusun en derin yerindeki en güvenli iskele...

    *
    (felisia 21.05.2010 20:02)
  14. (arapça kökeni aila) bir kişinin bakmakla yükümlü olduğu hane halkı anlamına gelir.
    (vampyr 06.12.2010 13:59)
  15. toplum içindeki en küçük birlik.
    (diyojenist 03.12.2012 21:20)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.